Bilgilendirme: Mirza Metin, yönelttiğimiz soruları Kürtçe cevaplamış, cevaplar Türkçe’ye sonradan çevrilmiştir.
Adar Taş/ÖZEL HABER
Kürt tiyatro sanatçıları, istenilen düzeyde gelişim göstermek için özverili çalışmalar yapmaya devam ediyor. Kurumsallaşamama, politik baskılar, Kürt yazarların tiyatro metinleri yazma konusundaki eksikliği, bütçe yetersizliği Kürt tiyatrosunun bugün içinde bulunduğu sıkıntıları taşınmasında önemli bir role sahip. Ancak bunlara rağmen, Kürt tiyatro sanatçıları Kürt tiyatrosunun geleceği ve gelişimi için önemli adımlar atmakta ısrarcı.
Bu bağımsız topluluklardan biri olan Şermola Performans ekibi, Batman'da Dîwan Akademî adında bir Kürtçe tiyatro okulu açmaya hazırlanıyor. Aylar önce başlatılan destek kampanyası sonuçlanırken, akademinin Kasım ayı sonunda açılması hedefleniyor.
CultureCivic’in de yapısal destek fonu ile katkı sunduğu proje, Şermola Performans ekibi bünyesinde Batman’da iki katlı bir mekânda kendi kaynaklarıyla inşa çalışmalarına başladı.
Batman ve çevre illerde var olan sanatsal boşluğu doldurmak hedefiyle yola çıkan ekibin başlattığı proje duyarlı kişi ve sanat çevrelerinden destek görmeye devam ediyor.
Dîwan Akademî, Kürtçe olarak uygulamalı ve teorik, çağdaş tiyatro ve oyunculuk eğitimleri vermeyi, oyunculuk alanında araştırmalar yapmayı, uluslararası tiyatro ekollerinden hocaları tiyatro öğrencileri ile buluşturmayı amaçlıyor.
Batman’da tiyatro sanatı potansiyelini açığa çıkarmayı hedefleyen projenin hangi aşamada olduğunu Şermola Performans ekibinden Yönetmen Mirza Metin Sur Ajans’a anlattı.
‘Tiyatro alanında ilerici bir eğitim vermeyi umut ediyoruz’
Batman’da daha önce tesadüfen tiyatro çalışmalarına başladıklarını ifade eden Mirza Metin, bu proje ile Kürt tiyatrosunda gördükleri eksikliklere cevap üretmek istediklerini dile getiriyor.
"Batman'daki çalışmalarımız üç yıl önce tesadüfen başladı ve şimdi tiyatro okulu açma noktasına geldik. Bize göre Kuzey Kürdistan tiyatrosunda üç noktada eksiklerimiz var: Birincisi tiyatro eğitimi, ikincisi Kürt tiyatrosunun yazınsal ve düşünsel alanı, üçüncüsü de uluslararası ilişkiler. Biz bu üç alanda çalışma yürütmek istiyoruz. Böylelikle çocuklara ve gençlere tiyatro alanında ilerici bir eğitim vermeyi umut ediyoruz."
Metin, bu proje için Avrupa’dan kimi kurumlarla iletişimde olduklarına değinerek “Şu ana kadar Avrupa'daki bazı kurumlarla prensip olarak anlaştık ve onlarla işbirliği yaparak bu kurumların eğitmenlerinden bazılarını Batman'a, sanat ve tiyatronun farklı disiplinlerindeki atölyeler yapmak için davet ettik. Bunun yanında öğrencilerimizin vizyonlarını ve sanatsal bilgi ve becerilerini geliştirmeleri için her yıl bu enstitülere bir öğrenci göndermeyi hedefliyoruz” dedi.
Bu çalışmanın özgün taraflarından biri de bütün eğitimlerin ve atölyelerin Kürtçe dilinde yapılacak olması. Kürt sanatının ve sanatçıların birçok engel, yasak ve sansürle karşıya kaldığı Türkiye gerçeğinde bu tür çalışmalar Kürt gençlerine ve çocuklarına kendi anadillerinde sanat yapmanın yolunu açıyor. Metin, bu noktanın olması gerektiği gibi olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Kendi eğitimimizi ana dilimiz olan Kürtçe ile yapmamız çok normal. Aslında normal ve sağlıklı olan da budur. Türk dili ve Türk kültürü her zaman her şeyimizi, hatta zihnimizi dahi işgal etti. Madem işgalcileri ülkemizden çıkaramıyoruz, kontrol edemiyoruz, o zaman onları zihinlerimizden çıkarmayı deneyeceğiz."
Sansür, baskı ve ekonomik sorunlara rağmen…
Sansür ve baskı sanatın gelişimi önünde engel oluştururken sanatçıların çalışmalarını kısıtlayan ve motivasyon düşüren önemli sorunlardan biri de ekonomik problemler. Metin, ekonomik yetersizlikleri önemli bir yere koyarak sanatçıların bununla mücadele etme yöntemleri geliştirdiklerini şöyle aktardı:
"Dünyanın hiçbir yerinde sanat, edebiyat ve eğitim çalışmaları desteksiz kalmıyor. Örneğin Almanya hükümetinin yıllık tiyatroya ayırdığı bütçe 500 Milyon Euro, tabi sponsorluklar ve özel bağışlar hariç. Bu kültür bizim belediyelerimizde, kurumlarımızda, iş insanlarımızda da maalesef yok.
Kürt tiyatrosu ezilen bir halkın tiyatrosu olduğu için bu imkânlardan yoksun ve devletsiz bir tiyatrodur. Bu nedenle çalışmalarımızı belli ölçüde yürütebilmemiz için Avrupa fonları ve destek kampanyalarına yöneliyoruz. Elbette ekonomik sıkıntılar çalışmalarımızı zayıflatıyor, bazen moral ve motivasyonumuz düşüyor. Sanatsal üretim ve profesyonel bir eğitim için düzenli bir bütçeler aramaya devam ediyoruz."
‘Her sanat eseri değişik biçimlerde siyasidir’
Kürt tiyatrosunun içinde bulunduğu koşullar kurumsallaşmayı veya asgari düzeyde de olsa kurumsal destek almasını zorlaştırıyor. Türkiye’de özellikle son yıllardaki politik koşulların Kürt sanatı ve tiyatrosu üzerindeki olumsuz etkisinden bahsetmek mümkün. Metin, tiyatroda özerk kurumsallaşmanın önemli olduğunu vurgulayarak sanatın daha bağımsız bir yerde durması gerektiğini vurguluyor.
"Siyaset her zaman alan kazanmaya çalışır. Belediyeler, meclisler, kurumlar vb. Ama siyasete bağlı kurumlar bugün varken yarın yoklar. Fakat özellikle sanat ve edebiyat üzerine faaliyet yürüten sivil kurumlar uzun yıllar varlık gösterebiliyorlar. Kurumsallaşma disiplini, gelişimi, rekabeti ve profesyonel ilişkileri beraberinde getirir. Bağımsız kurumlar zor zamanlarda toplum için oksijen alma alanıdırlar. Sanat siyasetten bağımsızdır ve kurumlarının da bağımsız olması gerekir. Bu sanatın siyasiler tarafından desteklenmeyeceği ya da siyasi olmadığı anlamına gelmez. Bence her sanat eseri değişik biçimlerde siyasidir."
Mirza Metin, son olarak Kürt tiyatrosu ve sanatçıların yüz yüze kaldığı tüm sorunlara rağmen özveri göstererek, “Elimizden geldiği kadar Kürt çocukları ve gençlerinin kaliteli ve konforlu bir eğitim alması için bütçe oluşturmaya çalışarak bizimle çalışan her emekçinin hakkını gözeteceğiz” dedi.
Şermola Performans: https://sermola.com/kr/kine-em/