Gündem

Kürtlerin algı, beklenti ve tutumlarına ışık tutan rapor açıklandı

Kürt Çalışmaları Merkezi’nin “Kürt Meselesi: Algılar, Beklentiler ve Tutumlar” raporuna göre en sevilen lider Selahattin Demirtaş olurken, Kürtler anadil ve kimlik taleplerine sıkı sıkıya bağlı. Geride kalan yüzyılı inkar, asimilasyon olarak tanımlayan Kürtlerin ekseriyeti, yeni yüzyıl için ise hala umutlarını koruyor.

Kürt Çalışmaları Merkezi’nin “Kürt Meselesi: Algılar, Beklentiler ve Tutumlar” raporu açıklandı.

Rapora göre, Kürtlerde sosyodemografk dönüşüm gözlemlenirken, gençlerin eğitim düzeyinde ve kentleşmede artış yaşanıyor.

Türkiye’deki Kürt toplumunun sekülerleşme dinamiğinin daha güçlü olduğu gözlenirken, Dünyanın ve Türkiye’nin sekülerleşme trendlerine ek olarak hakim siyasi havanın seküler olmasının etkisi görülüyor.

Rapora göre, Kürt kimlği geçmişe kıyasla daha açık ve özdeşlik kurularak taşınan bir kimlik haline gelmiş. Katılımcıların üçte ikisi kimliği güçlü şekilde sahipleniyor. Kürtlüğü sahiplenme düzey zayıf olanların oranı %15’ geçmiyor.

Kürtlerde bir popüler kültür alanı oluşuyor. Kürtlüğü sahiplenme kültürel alanda kendini gerçekleştiriyor.

Kürtçe bu kültür alanının merkezine yerleşirken, beğenilen ve dinlenilen Kürt müzisyen listesinin çok renkli ve çeşitli oluşu, Kürtçe filmlere, tiyatroya, haber sitelerine ilgi bu alanı izlemeyi önemli ve anlamlı kılıyor.

Kürt talepler hala güçlü, ana dl en öncelikli ve önemli talep. Ana dil aynı zamanda Kürt kimliğinin en önemli taşıyıcı kolonu.

Kürtçe konuşma le Kürt kimliği arasındaki ilişki de güçlü. Bu sebeple ana dil talebi hayat ve merkez bir konuma yerleşiyor. Diğer önemli talep Kürt kimliğinin anayasal güvence kazanması.

Yine raporda yapılan değerlendirmeye göre, Kürt nüfusunun büyük bölümünün geçmişe göre radikal eğilimlerinin azaldığı ve daha ana akım bir noktaya evrildikler görülüyor. Sivil taleplerin ve sivil siyasetçilerin bu düzeyde öne çıkması bu dönüşümün bir sonucu olarak görülüyor.

Kürt Çalışmaları Merkezi, Ankara’da “Kürt Meselesi: Algılar, Beklentiler ve Tutumlar” başlıklı bir etkinlik düzenledi.

2022 yılının Ekim ayından 2023’ün Kasım ayına kadar yürütülen dört farklı araştırmadan hareketle; Kürtlerin talep ve beklentilerini, Cumhuriyet’in 100. yılı hakkındaki kanaatlerini ve Türkiye toplumunun Kürt algısı ve Kürt meselesiyle ilgili tutumları üzerinde duruldu.

Toplantıya; siyaset, iş dünyası, elçilikler, akademi, medya ve sivil toplum temsilcileri katıldı.

Core Araştırma Enstitüsü Araştırmacısı Ulaş Tol ve Kürt Çalışmaları Merkezi Direktörü Reha Ruhavioğlu’nun sunumunun ardından toplantı, katılımcıların soru-cevap ve katkılarıyla devam etti.

Toplantıda yapılan sunuma ilişkin özet rapor şöyle:

“-Kürtler kendini Dindar Müslüman ve özgürlükçü olarak tanımlıyor. Dinle barışık olma ve özgürlükçülük Kürt kimliğinde öne çıkıyor.

-Türklerde ana akım kimlikler Türklük ve milliyetçilik iken Kürtlerde özgürlükçülük: %10 milliyetçi, %12 muhafazakar, %12 sosyalist Yaş düştükçe özgürlükçü, arttıkça se Müslüman-dindar kimlik daha yüksek. Kürt gençlerde milliyetçilik büyüklerine göre daha yüksek. Üniversite mezunlarında Özgürlükçü, sosyalist, Kürt hakları savunucusu gibi kimliklerin yanı sıra sosyal demokrat, lak, Atatürkçü gibi kimlikler de daha yüksek.

-Kürtlerin yarısı kendini yüksek düzeyde "Kürt" olarak görüyor. Bununla birlikte %15 le %20 arasında bir Kürt nüfus da bu alandan ger duruyor: %14 kendini düşük düzeyde Kürt görüyor ve %13 Kürt olmaktan gurur duyma önermesine katılmıyor. Eğilim yaş gruplarına, cinsiyete, eğitim veya gelir düzeyine göre değişmiyor.

-Kürt kimliğini sahiplenme endeksine göre: Kürtlerin üçte ikisi (%67,4) Kürt kimliğini güçlü bir şekilde sahipleniyor.

-Kürtlerin %60'a yakını Kürt kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. Ayrımcılığa uğrayanların yarıya yakını kendini Türkiye’ye at hissetmiyor. Bu oran, Kürt kimliği güçlendikçe artıyor. Kürt kimliği zayıf olanların %29’u ayrımcılığa uğradığını söylerken, Kürt kimliğini güçlü şekilde benimseyenlerde bu oran %74’ü geçiyor.

-Kürtlerin dörtte biri kadarı devlet nezdinde Türklerle eşit olduklarını düşünüyor. Eşit olmadığını düşünenler se yarıya yakın. Devletin sağladığı güvenlik, sağlık, eğitim ve dar hizmetlerde ayrımcılığa maruz kaldığını düşünenler çok.

-Kürtlerde yaşam memnuniyet puanı 10 üzerinden 4.17 iken Türklerde aynı skor 6.88

-Kürtlerin yarıya yakını eğitimin iki dilli olması gerektiği düşünüyor. Yine yarıya yakını, Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde Kürtçenin hizmet dili olması gerektiğini ifade ediyor. Kürtçe eğitime gerek yok diyenler %20’de, Kürtçe hizmete gerek yok diyenler de %13’te kalıyor.

-Kürtlerin üçte ikisi Kürtçenin Türkiye’de resmi dil olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünüyor.

-Kürt kimliği çok kuvvetli olanlarda Kürtçeyi iyi konuşma oranı %50’ye varırken, Kürt kimliği zayıf olanların sadece %7,5’i iyi şekilde Kürtçe konuşabiliyor.

-Kürtçe konuşma azalıyor. Kürtçeyi iyi konuşanların çocuklarının yarısından fazlası iyi konuşamıyor.

-Katılımcıların yarısından fazlası Türkiye'de bir Kürt sorunu olduğunu düşünüyor ve üçte ikisi önemli bir sorun olarak tanımlıyor. Kürt sorunu ile Kürtlerin sorunu ayrımını yapan %16. Sorun yok diyenler %15’te kalıyor.

-Katılımcıların yarısı Kürt sorununun kaynağında devletin uygulamaları olduğunu düşünüyor.

-Kürtlere göre; Kürtler için işler iyi gitmiyor.

Kürtler Cumhuriyetin ilk yüzyılından memnun değil.

Kürtler umutlarını koruyor: İkinci yüzyıldan beklen, ilk yüzyıla göre daha olumlu.

Kürtlerde en beğenilen siyasi lider Selahattin Demirtaş. Demirtaş 10 üzerinden 6.9 gibi yüksek bir beğen skoruna sahip. Onun dışında 5’in üzerine çıkabilen bulunmuyor.

-Cumhuriyet dönem Kürtler açısından baskı, inkâr ve çatışma le tarif ediliyor.

-inkâr ve Asimilasyon: Geçmiş yüz yılda Kürtlerin, varlıklarının inkâr edilmesi ve asimilasyon politikaları ile mücadele ettiği belirtiliyor. Kürt kimliği, dl ve kültürüne yönelik baskılar en önemli sorunlar olarak tarif ediliyor. İnsan hakları ihlaller: Güvenlik politikaları nedeniyle büyük insan hakları ihlaller ve zorluklar yaşandığı ifade ediliyor. Kültürel ve Siyasi Mücadele: Kürtlerin baskılara rağmen kültürel ve siyasi mücadelelerin sürdürdüğü, Kürt dl, edebiyatı ve sanatının, bu direnişin önemli araçlarından bir olduğu ifade ediliyor. Uluslararası Boyut ve Diplomatik Çabalar: Kürt sorununun, uluslararası alanda da dikkat çektiği ve zaman zaman uluslararası diplomasi gündeminde yer aldığı ifade ediliyor.

-Kürt kimliğinin bir realite olarak kabul edilmesi, kimlik bilincinin korunması en somut kazanım olarak tarif ediliyor.

-Devletin geçmiş yüzyıldaki politikalardan ve uygulamalardan vazgeçtiği, bütün kesimlerin kendi iradesiyle, kendi kimliğiyle yaşayabildiği, Kürtlerin bir halk olarak statü sahibi olduğu demokratik bir Türkiye hayal var.

-Geleceğe dar en sık tekrarlanan ifadeler "demokrasi", "özgürlük" ve "adalet" olarak öne çıkıyor.

-Geçmişle kıyaslandığında, Kürt sorununda belirgin, yapısal bir ilerleme görülmüyor. Aksine, bazı katılımcılar durumun daha da kötüleştiğini belirtiyor.

-Seçimlerin, Türkiye’nin gerçeklerinden uzak ve Kürtlerin taleplerine kapalı gerçekleştiği düşünülüyor. Daha otoriter ve çoğulculuğa kapalı bir Türkiye kaygısı hâkim.

-Yerel seçimlere dar temkinli bir umut var, stratejik bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.

-Kürtçe popüler kültür alanı oluşuyor. Kürtçe müzik dinleme, haber takibi, film izleme, kitap okuma, konsere gitme gibi faaliyetlere ilgi yaygın.

-En sevilen Kürt müzisyenler: Ahmet Kaya, Şivan Perwer, Ciwan Haco, Aynur Doğan ve Mem Ararat.

-Türklerin yaklaşık %65’ sosyal hayatta Kürtler le tanışık olduğunu ifade ediyor; komşuluk, arkadaşlık ve ikinci dereceden akrabalık tanışıklık neden.

-Kürtlerde ayrımcılığa uğramadığını söyleyen: %42, Türklerde Kürtlerin ayrımcılığa uğramadığını söyleyen: %26.

-Türklerin yalnızca %17’s eşitsizliğe inanıyor; %45’ devlet nezdinde Türkler ile Kürtlerin eşit olduğunu ifade ediyor. %38 çekimser. Kürtlerde eşit bulanlar %28 idi

-Türklerin yaklaşık 5’te 1’ Kürtlerin ve Alevlerin yerelde kendilerini yönetmesine rızalarının olmayacağını söylüyor.

-Türklerin %21’ çocuğunun Kürt biri ile evlenmesine rızası olmayacağını söylerken bu oran Alevler için %25 dolayında. Suriyelilere, Araplara, Ateistlere ve Ermenilere karşıtlık yüksek.

-Türklerin yalnızca %25’ Kürt sorununu Kürt sorunu olarak kabul ediyor.

-Dil ile ilgili Kürtlerde talep, Türklerde bariyer güçlü. Türklerin %70’ Kürtçe olarak hizmet verilmesine karşı; %25’ resmi dilin Türkçe olarak kalması kaydı le Kürtçe hizmet verilebileceğini düşünüyor. Türkçenin resmi dl olduğu ama Kürtçenin de kullanılabildiği bir seçenek, uzlaşı noktası olarak görünüyor.

-Türklerin %42’s ana dl taleplerine kategorik karşı değil, %58’ ana dilde eğitim taleplerini reddediyor.

-2013-15 çözüm sürecine destek verdiğini söyleyenlerin oranı %23. %16 da desteklemese de olumlu taraflarını gördüğünü söylüyor. 2013-15 sürecine kategorik karşıt olanların toplamı %21. Katılımcıların %40’ı nötr ya da fikir belirtmiyor. Özetle; 2013-15’tek çözüm süreci hakkında Türk toplumunun yarısı farklı uçlarda kutuplaşmış, diğer yarısı nötr, kararsız ya da şerhlere sahip.

-Bugün çözüm süreci olsa destekleyeceğini söyleyenlerin oranı döneminde desteklediğini söyleyenlerin oranından yüksek.

Raproun tamamı için TIKLAYINIZ