SUR AJANS/ÖZEL
Kürt siyasetinin önemli isimlerinden eski milletvekili Leyla Zana, önceki gün kişisel sosyal medya hesabından Kürt gençlerin hedef gösterilmesi, gözaltına alınması ve tutuklanmasına tepki amaçlı bir paylaşımda bulundu.
Zana, Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken gençlere yönelik sergilenen tutuma, “Kürtlerin sınırlarını zorlamayın! Hepimizi Kürtçe şarkılarla, davul, zurna ve sloganlarımızla alanlara, meydanlara çıkarmayı düşünüyorsanız, seve seve varız!” şeklindeki paylaşımıyla tepki verdi.
1 milyon görüntülemeyi aşan Zana’nın paylaşımı şuna kadar, 2 bini aşkın kez alıntılandı ve 2 bini aşkın kez de yorumlandı.
‘Zana’nın paylaşımına bin 500’ü hesaptan trol saldırı’
Zana’ın paylaşımına gelen yorum ve etkileşimler incelendiğinde ise sosyal medyadaki operasyonel tablonun gerçekleri ortaya çıkıyor.
Zana’nın paylaşımı, bin 500’ü aşkın trol ve operasyonel hesap tarafından yorumlandı. Hakaret, kin ve nefret içerikli ifadelerle Zana’nın paylaşımını yorumlayan şahıslar, son yıllarda sosyal medyadan çekilen operasyon ve gündem değiştirme çabalarının en net göstergesi olarak orta duruyor.
‘İfade özgürlüğünü kullanan insanlara linç'
Ulaştığımız sosyal medya uzmanları ise önceki dönemlerde test edilip uygulanan ‘trol saldırıları’nın şimdi 'amaç' için kullanıldığını vurguluyor.
“Bu aslında bir trol ordusu. Bana göre 2011 yılında temelleri atıldı. O dönemlerde yaklaşık 9 bin kişiye klavye başı için maaş ya da ücret verildi. Bu araştırma gerektirecek bir durum.
Hatırlarsanız bir ara düşüncelerini sosyal medyada paylaşan çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bunun sayısına yönelik bir araştırma da ortada yok. Örneğin biz son 10 yılda kaç kişinin bu neden gözaltına alındığını ve tutuklandığını bilmiyoruz.
Bu gözaltına alınan kişilerin çoğunluğu hangi paylaşım ve hangi gerekçe ile gözaltına alındığına dair bir rapor veya bir çalışma yok.
Bana sorarsanız, hükümet önce halkı sosyal medya üzerinden korkuttu. Gerçek hesaplarla sosyal medyada bulunan kişiler, bu hamlelerden sonra ‘düşüncelerini açıklamaktan’ çekindi.
İşte bu süreçten sonra gerçek hesapların başını çektiği ‘trol ordusu’ sahte ile bot hesaplarla ağını güçlendirdi ve ‘ifade özgürlüğünü’ kullanan insanları sosyal medyada linçleştirdi.”
'Bu ekibe döneme göre talimat veriliyor'
Sur Ajans’a konuşan ve ismini vermek istemeyen sosyal medya uzmanı, trollerin tek bir noktadan yönetildiğini iddia ediyor ve şöyle ekliyor:
“Meclis’te görüşülen ‘Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ sürecinde de bu hesaplar yani bu ordu ortaya çıktı ve hayvan hakları aktivistlerin mücadelesini boşa çıkarmaya çalıştı.
En son Kürtçe şarkılar eşliğinde düğünlerde halay çeken gençler de ‘aynı argümanlarla’ hedef gösterildi.
Konuşmamın başında da değindiğim gibi bu konu (troller) detaylı bir şekilde incelenmeli. Ben 2010-2011 yıllarında ‘trol ekip’ kurulduğunu söylüyorum. O zaman yaklaşık 9 bin idi, belki şuan yaklaşık 4-5 katı artırılmış.
Bu ekibe döneme göre talimat veriliyor ve bu kişiler de saldırıya geçiyor. Bu kişiler aynı zamanda ücretli ‘TT’ alıyor ve kendileriyle birlikte sahte ve bot hesaplardan saniyelik paylaşım gönderiyor.
Bu işi yapan bazı platformlar var zaten. Biri istediğinde parayı basıp kendine 50 bin takipçi satın alıyor. Parayı verdikten sonra o platform dakikasında kişinin hesabına bot takipçileri gönderiyor ve bir anda takipçileri yükseliyor.
Aynı durum bir paylaşım için de geçerli. İsterseniz paylaşımınız için beğeni, RT ve yorum da satın alabilirsiniz.
Konumuza dönersek; Bu kişiler tek bir noktadan yönetiliyor. Kendilerine gelen talimat doğrultusunda hareket ediyor.
O yüzden İçişleri Bakanlığı’nı etiketleyerek ‘al bunu’ diyorlar. Emniyet de bunları alıyor. Yani paylaş diyorlar, gündemi belirle diyorlar ben devreye girerim diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Üstelik hukuksal kararlar ortada.”
'Önce sosyal medyada susturdular, şimdi de toplumda...'
Kürtçe halay nedeniyle gözaltına alınan gençlerin durumuna değinen sosyal medya uzmanı, “Eskiden insanları sosyal medyadan uzaklaştırmak için gözaltına aldılar. Sindirmeye çalıştılar. Bunu kısmen başardılar” diyor ve devam ediyor.
“Örneğin yüzlerce, belki binlerce kişi, ‘Biji Serok Apo’ sloganından dolayı önceki süreçlerde gözaltına alınmış ve yargılama sonrası beraat edilmiş.
Peki bu Kürtçe halaylarda bunu gören yetkililer, mahkemelerin kararlarını bilmiyor mu? Biliyor. Ama onların yani trollerin ‘alın bunu’ deyişini uyguluyor.
Bakın önce insanları sosyal medya paylaşımları üzerinde korkutmaya çalıştılar. Şimdi ne yapıyorlar. Aynı insanların toplumdaki özgürlüklerini kısıtlamaya çalışıyorlar. Onları toplumda da susturmak ve istedikleri kalıplara sokmaya çalışıyorlar.
O yüzden insanların düğünlerini ve açık kimliklerini paylaşarak hedef gösteriyor ve gözdağı veriyorlar. Böyle yönetiliyor ülke işte.”
'Gün gelir bu trolleri siz de kontrol edemezsiniz'
Leyla Zana’nın paylaşımını örnek veren sosyal medya uzmanı, şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“Zana’nın paylaşımı şu an itibariyle 1 milyon aşkın görüntüleme almış. 2 bini aşkın yorum ve alıntı var. Reel çarpanlara baktığımızda bu paylaşımın etkisi yaklaşık 5 milyon.
Yine Zana’nın bu paylaşımını incelediğimizde ise bin 500’ü aşkın trol saldırının olduğunu görebiliyoruz.
Konuşmamın başında değindiğim gibi gerçek organize bir saldırıyı burada açık ve net bir şekilde görebiliyoruz.
Örneğin bazı troller gerçek hesaplarıyla yorum yaparken, diğerleri ise sahte ve bot hesaplarla ortaya çıkıveriyor. Onları ortaya da yine troller çıkarıyor. Anlattığım yöntemlerdeki gibi.
Eğer sosyal medyada oynanan ve gittikçe toplumsal muhalefeti sindirmeye çalışan bu saldırılara dair bir araştırma yapılmaz, üzerinde durulmaz ise bu oyunlarla daha çok toplumsal muhalefet zarar görür.
Buradan iktidara da çağrıda bulunuyorum. Gün gelir bu trolleri siz de kontrol edemezsiniz. İnsanların özgürlüklerine müdahale edilmesine yönelik bu girişimlerden bir an önce vazgeçilmeli”
Peki ne yapmalı toplum?
Bir algı ve korkutma makinesine dönüşen trol saldırılara karşı toplumun reel tepki vermesi gerektiğini aktaran sosyal medya uzmanı, şu yorumda bulundu:
"Çekinmeden gerçek kimlikleriyle özgürlüklerini sonuna kadar kullanmalı toplum. Yasa ortada, hukuk ortada. Belki şuan bunları takan yok dersiniz haklı olarak. Fakat ben o görüşte değilim. Yasal hakkım olan her şeyi sonuna kadar kullanırım. Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları ortada. Öyle trollere göre şekillenirsek, bizim adım atmamız gerekiyor.
Zaten konuşmamda da bunun üzerine durdum. Bu troller amaç için kullanılıyor. Paylaşımlarına baktığınızda kaçının ifadeleri suç unuru niteliğinde değil ki? Hakaret, tehdit, küfür şantaj her şey var. Bunlar eğer rahat davranıyorsa toplumunda özgürlüklerini hem gerçek yaşamlarında hem de sanal yaşamlarında sonuna kadar kullanma hakkı var.
Bu hakkı çekinerek kullanırsak, bu tür saldırılar dahada artar. Bizim de alternatifleri masaya yatırmamız lazım."