Gündem

Maraş Katliamı için araştırma önergesi

Milletvekili Celal Fırat, Maraş Katliamı’nın sorumlularının ortaya çıkartılması için Meclis araştırma önergesi hazırladı.

Fırat, “Maraş Katliamını planlayanların ve uygulayanların hukuk önünde yargılanıp mahkûm edilmesi ve bu katliamdan kaynaklı yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla araştırma komisyonunun kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyim” dedi.

DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Maraş Katliamı’na dair Meclis araştırma önergesi hazırladı. Milletvekili Fırat, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na ilettiği önergede, 19-26 Aralık 1978’de Alevilere yönelik gerçekleştirilen katliamın sebepleri, sonuçları ve failleri bakımından hala aydınlatılmayan konuların olduğuna işaret etti.

Celal Fırat, katliamda resmi rakamlara göre 111 vatandaşın katledildiğini, 176 kişinin yaralandığı, 210 ev ile 70 işyerinin tahrip edildiğini belirterek, “Başta Alevi yurttaşlarımız olmak üzere, tüm demokratik kamuoyunun beklentisi bu katliamı gerçekleştirenlerin, katliam emrini verenlerin ve gerçek sorumluların yargı önüne çıkartılıp hak ettikleri cezalara çarptırılmasıdır. Maraş Katliamı’nın bütün ayrıntıları ile incelenmesi ve gerçek sorumlularının yargı önüne çıkartılması amacıyla Anayasa’nın 98. ve Meclis İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını arz ve teklif ederim” diye belirtti.

“Kolluk kuvvetleri seyirci kalmakla yetinmiştir”

Milletvekili Celal Fırat, Meclis’e sunduğu teklifinin “Gerekçe” bölümünde ise şu ifadelere yer verdi:

“19 Aralık 1978’de Maraş’ta bulunan Çiçek Sineması’na bomba atılmasıyla katliamın fitili ateşlenmiş olsa da katliam öncesinde Milli Piyango satıcısı kılığında şehre gelen kişilerin olayları başlatmak için hazırlık yaptıkları anlaşılmaktadır. Günler öncesinden şehirde yaşayan Alevilerin evlerinin kırmızı boya ile çarpı işareti konularak işaretlenmesi hedefin kim olduğunu göstermektedir. Bu durumlar dikkate alındığında; haftalar öncesinden planlanan bir katliamın uygulamaya konduğu anlaşılmaktadır.

“Alevi dedesi öldürüldü”

‘Kanımız aksa da zafer İslam’ın’, ‘Müslüman Türkiye’ sloganları ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) il merkezi, PTT ve Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği binalarına saldırılar düzenlenmiş, Alevilerin yoğunlukla oturduğu Yörükselim Mahallesi’nde ETKO (Esir Türkleri Kurtarma Ordusu) adlı çeteci/katliamcı unsurlar tarafından bir kıraathane bombalanmış ve Gıjik adlı Alevi dedesi öldürülmüştür.

“İki solcu öğretmenin cenazesi engellendi”

21 Aralık’ta sol görüşlü öğretmenler Hacı Çolak ve Mustafa Yüzbaşıoğlu, silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmiş, öğretmenlerin cenaze namazı engellenmiştir.

Ertesi gün komünistlerin camilere saldırdığı haberleri yayılmış ve sağ görüşlü faşist gruplar 23 Aralık tarihinde Alevilerin yoğun yaşadığı Yörükselim ve Mağaralı mahallerine yönelmiştir. Bu mahallelerde iki gün boyunca evlere girilmiş, kadınlara tecavüz edilmiş, küçük çocuklar, yaşlılar ve hamile kadınlar dahi vahşice katledilmiş, evler yağmalanmış mallara el konulmuş, evler içindeki insanlar ile birlikte ateşe verilmiştir. Bütün bunlar gerçekleşirken kolluk kuvvetleri seyirci kalmakla yetinmiştir.

“Aleviler kentten göç etmek zorunda kaldı”

26 Aralık’ta saldırılar konu edilerek 13 ilde sıkıyönetim ilan edilmiş ve 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ilk adımları atılmıştır. Katliam sonrası Alevilerin büyük çoğunluğu kentten göç etmek zorunda kalmıştır.

Olaylardan sonra çoğunlukla sağ ve aşırı sağ görüşlü olarak nitelendirilen 804 kişi hakkında dava açılmış ve Sıkıyönetim Mahkemelerinde açılan davalar 1991’e kadar sürmüştür. Sanıklardan 29’u idam, yedisi müebbet hapis, 321’i 1-24 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştır. İdam ve müebbet hapis cezaları dışındakilere altıda bir oranında cezai indirim uygulanmıştır. Cezalar 1991’de çıkarılan Terörle Mücadele Yasası nedeniyle ertelenmiş ve sanıklar serbest bırakılmıştır.

Kolluk kuvvetlerinin, istihbarat örgütlerinin katliam sırasında sessiz kalması kadar katliama karışanların yargılanma süreci de toplum vicdanını yaralayan durumlardandır. Maraş Katliamı üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen gerçek sorumluların, katliamı planlayanların kimler olduğu açığa çıkarılmamış, zaman içerisinde ortaya çıkan belgeler değerlendirilmemiştir.

Katliama maruz kalan onlarca Alevi vatandaşımızın cesedine ulaşılmamış, Şeyh Adil Mezarlığı’na toplu olarak gömüldüğü iddialarının araştırılması engellenmiş ve mezar yerleri bilinmemektedir.

Bütün bunlara göre DEM Parti İstanbul Milletvekili olarak, yukarıda açıkladığım nedenlerle, Türkiye artık katliamlarla anılmak istemiyorsa, demokratik bir hukuk devleti olma yolunda ilerlemek istiyorsa, tüm inançların ve etnik kimliklerin bir arada yaşayabileceği bir iç barışı tesis etmek istiyorsa, Maraş Katliamı’nı planlayanların ve uygulayanların açığa çıkarılması, vicdanlarda ve hukuk önünde yargılanıp mahkûm edilmesi ve bu katliamdan kaynaklı yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla araştırma komisyonunun kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyim.”