Mazoşizm, savaş ve Filozof Ramazan (2)

Erkin kodları olan ve bizi zehirleyen yapılanma, taassup ve ırkçılıktır. Hukukun ve adaletin olmadığı yerlerde, boy veren ayrık otlarıdır bunlar ve hangi toplumun kanına zerk edilmişse, sonuçlar ölümcüldür. Bu işin panzehiri,  başta düşünce özgürlüğü olmak üzere, bütün diğer özgürlük alanlarının yasal güvence altında olmasıdır.

Coğrafyamız, alevler içinde. Savaşlar, toplumsal yapıların kimyasını bozdu. Değişim ve yenilenmenin olmadığı yerlerde, çürüme koyulaşır! Şiddet ve organizeli kötülükler, boy verir. Bu durum, toplumsal ölümün alarm çanlarıdır! Çanlar uzun zamandır çalıyor da duyacak kulaklar yok artık!

Durmadan insanlar öldürülüyor. İntiharlar çoğaldı. Toplum, şiddetin kıskacında ve savunmasız! İşçi ölümleri, kadın cinayetleri ve çocuklara uygulanan zalimlikler ve hayvan kıyımları…

Normal bir toplum olmaktan hızla uzaklaşıyoruz. Bireyin de, toplumun da iradesi ayaklar altında!  İnsanların kanalize olabilecekleri, sağlıklı ve sivil mecralar yok! Toplumu, içinden geçtiğimiz bu engizisyon tünelinden çıkaracak bir lokomotif de yok! Gücün ve sermayenin borusu ötüyor! İnsan hak ve özgürlüklerini savunması gereken kurumlar, ruhunu Şeytan’a satıyor. Toplum, cinnetin eşiğinde.

Şimdi sıra kimlerde?

Engizisyon papazları sahiciydi

Din, iman ve iktidarda

Bar bar bağırıyorlardı!

Kiliseler ve meydanlarda

Diri diri yaktılar insanları

Ateşe verdiler ülkeleri

Çanlar da acı acı çalıyordu!

Ardı ardına yanıyordu canlar da!

***

Marazi bir ruhu vardı ve ateşli

Hitler de pis bıyıklarıyla sahiciydi

Cehennem karası cübbesi

Ve upuzun sakallarıyla İmam Humeyni

Ve balkonda tüfeğiyle Saddam Hüseyin de

Üç boyutluydu ve öfkeli

Yerle bir ettiler ülkelerini

Yerle bir oldu halklar

Sahiden ve naklen katliamlar

Daha daha ne desem?

***

Sürüler meliyor, hangi ülkelerde?

Ateşin ağzında şimdi kimler var?

Dünyanın neresinde ve nerelerde?

Bilmem ki şimdi sıra kimlerde?

MAYIS 2023

AYDIN ALP / ŞİİR GERİLLASI (J&J ARALIK 2023)

Ekonomik gidişat, çok kötü. Bu yapılanmayla da başka bir şey beklenemez! Sağlık ve eğitim alanları, can çekişiyor! Diğer alanlar da öyle. Ve çevremiz de bir ateş topuna dönüşmüş! Bazı dinsel gruplarda kendine eziyet etme ritüellerini bir düşünün. Toplum olarak sanki biz de kendimizi cezalandırma sürecine girmişiz! Koca bir ülke, mazoşizm illetiyle boğuşuyoruz ve savaş sarmalındayız ne yazık ki! Ve biz toplum olarak asıl sorunlarımızı erteledikçe, parmağımızı oynatmakla çözümleyebileceğimiz basit sorunlarımızı bile umursamamaya başladık! Sorunlar yumağının içinde debeleniyoruz!

Erkin kitlelere ideolojik bir komut olarak telkini, şükredin ve itaat edin! Dikkat edin, erkin “şükredin ve itaat edin” dediği, Cenabı Hak değil!  Dört bir yandan ve çocukluktan itibaren, köleciliği sürdürmek için emekçilere empoze edilen, taassup ve ırkçılıktır.

Güçlü toplumsal yapılanma, ruhen birlik olmakla başlar. Bu da hukukun ve adaletin sağlanmasından geçer. Hukukun ve adaletin egemen olduğu ülkeler, hangi pozisyonda olursa olsun, güçlü ülkelerdir. Sorunlarını çözmektense, sorunları dile getirmeyi engelleyen ülkelerse, kaslarını yitirmiş, pelteleşmiş ülkelerdir. Ve bu ülkelerde amaç; ülkenin geleceği değil, bir avuç çıkar zümrelerinin kazancıdır. Egemenler de bu çıkar zümrelerinin baş ortaklarıdır zaten.

NOT: Dinine âşık o gariban insan Filozof Ramazan Pişkin de öldürüldü. Tehditler alıyormuş! Dindar olmak da yetmiyor! Uşak ruhlu olmazsan, biat etmezsen öldürülebilirsin! Organize güçlere eklemlenmeyenlere bir gözdağıdır bu! Bu aşağılık cinayeti lanetliyorum. Merhuma Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun diyorum.

Yazının devamında buluşmak üzere sevgiler, saygılar…