Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivisti Salman Karasu, Nisan ayı boyunca sürdürecekleri “fidan dikme” kampanyasını her yıl yapacaklarını belirtti.

“Daha yeşil bir gelecek” şiarıyla kampanyayı yürüten Mezopotamya Ekoloji Hareketi, #BirFidanlaYaşamaSahipÇık hashtag ile 1 Nisan’da kampanyası başlattı.

Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivisti Salman Karasu, Nisan ayı boyunca tüm bölgede ağaçlandırma kampanyasını sürdüreceklerini belirterek, “Kampanyamızın içeriği insanların, halkın olduğu her yerde, kente, kent merkezinde, kendi bahçelerinde, köylerde, dere kenarlarında hatta bu denli imkân bulamayanları da balkonlarında saksılara fidan dikmeye çağırıyoruz” dedi.

ekoloji salman karasu

Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivisti Salman Karasu

Yok etmeye karşı yaşamı savunuyoruz

Nisan ayı boyunca yapılacak “fidan dikme” kampanyasının sürekli hale getireceklerini ifade eden Karasu, “Kampanyamızın şiarı, yok etmeye karşı yaşamı ortaya koyma. Niye yaşamla ilişkilendiriyoruz? Çünkü ormanlıklar, ağacın kendisi, doğal hayatın en büyük belirtisini oluşturuyor. Ormanlık alanlar çok kompleks ve dolgunluk yapıdır, canlı habitatıyla inanılmaz bir alandır. Bir ormanlık alanın yok olması ya da bir ormanlık alanın tahribata uğraması çevresinde yaşamış olduğu bütün alanı ekliyor. Sadece, bulunduğu kenti ve kendi habitatını değil kendi sınırları içerisindeki alanları değil, kilometrelerce kadar alana etki ediyor. Bunlara yerleşik alanlarda dahil, tarım alanları, ovalar, bağlarda dahildir” diye belirtti.

ekoloji hareketi fidan dikme kampanyası

Mezopotamya Ekoloji Hareketi Nisan ayı boyunca fidan dikme kampanyası başlattı

Her yıl yüzlerce hektarlık orman yok oluyor

Ormanlık alanlarda yaşanan tahribatlara değinen Karasu, şunları söyledi: “Orman yangınları birçok sebepten ortaya çıkıyor. İklim krizinin sonucu olarak, sabotajlardan kaynaklı çıkabiliyor. Çatışma alanlarından gelen bu yönlü orman yangınları olabiliyor. Nedenleri çok geniş yelpazeye sahip olduğu için veri elde etme noktasında gerekli koşulları elde etme zeminini yakalayamayabiliyoruz. Bu yönüyle çok net bir veri yok elimizde. Ama yangınların çıktığı alanlarda yaşayan, oranın yerli halkından elde ettiğimiz bilgiler, uydu görüntülerinden elde ettiğimiz veriler ve bazı akademik çalışmalardan elde ettiğimiz verilerden hareketle bir yaklaşık bir veri koyuyoruz. Her yıl yüzlerce hektarlık alanın yok olduğunu biliyoruz.”

‘Ağaçlandırma ısrarımız kapitalizmle toplumsal olanın çatışmasıdır’

Orman alanlarının yok edilmesinin diğer bir sebebinin sermaye ve doğa çatışmasından kaynaklandığına vurgu yapan Karasu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birçok alanın son zamanlarda özellikle madenlere açıldığını görüyoruz. Burada da yine sermaye ve iktidar ortaklığının yaratmış olduğu bir çatışmanın sonucu olarak kırıma uğratıldığını görüyoruz. Bugün bizim bir yönüyle ağaçlandırma ısrarımız aslında sermayeyle iktidarın, kapitalizmle toplumsal olanın çatışmasıdır. Bu anlamda ağaçlandırma çağrısı bir diğer anlamda yok etme politikalarına karşı, doğanın yok edilmesine karşı çatışma ve savaş süreçlerinde toplumun kendi doğasına ve kendi kimliğine bu yönüyle sahip çıkmasına da cevap olan bir şeydir. Yani bir taraf çeşitli vesilelerle yok ediyor. Ama diğer taraf buna karşın yeniden var etme çabası yürütüyor. Çağrımızda bu yönlüdür aslında.”

Ekoloji mücadelesi sınırları aşıyor

Ekoloji mücadelesinin sınırları aşan bir etkiye sahip olduğunun altını çizen Karasu, “Bunu ifade ettiğimizde aslında Türkiye’nin her yerindeki halka ve topluma dönük bir çağrı olarak ifade ediyoruz ve yeniliyoruz. O yönüyle bir bütün olarak tüm toplumun tüm halkın buna karşı bir refleks geliştirmesini arzu ediyoruz. Irak’ta da, Suriye’de de, İran’da da ve her yerde halkın toplumun, tüm kesiminin bu çağrıya bir cevap olması, elinden geldiği kadar bir fidansa bir fidan, bir çiçekse bir çiçek alıp ekmesi gerekiyor. Ve orman habitatını belki de bu yönüyle oluşturmamız gerekiyor. Zaman zaman bir alan belirleyip belki daha toplu şekilde beraber fidan dikme faaliyetini yerine getirmeye dönük çağrılarımız olacaktır. Ama şuan için net bir etkinlik takvimi yok. Sembolik faaliyetlerden ziyade bu kapsamlı çağrının aslında yer edinmesini ve insanların bunu bu şekilde algılamasını bulunduğu her yerden harekete geçmesine dönük bir sürecin işlemesi taraftarıyız. Yok etmeye karşı ‘bir fidanla yaşama sende sahip çık’ şiarıyla da aslında ortaya çıkıyoruz. Yok etme, yıkma, tahribata uğratma politikalarına ve anlayışlarına karşı bir fidanla sende yaşama sahip çık demek istiyoruz herkese. Bu çabanın biraz daha yükseleceğini ve sonuç alacağımızı biliyoruz” ifadelerini kullandı. (Kaynak: MA)

Editör: Haber Merkezi