‘Armoni ve Akustiğin keşfi onlara dayanıyor’
Bingöl Gidersen Yıkılır Bu Kent adlı şarkısı vesilesiyle şöyle diyor: “Kültür endüstrisi içinde çırpınan onca müzisyenden biri olarak şunu biliyorum ki: sosyal medya platformları algoritmalarının reklam ve para ile bizleri görünür ve yaşatır olduğu bir sürecin içinden geçiyoruz. Buna rağmen neredeyse her hafta yüzler binlerce şarkı piyasaya çıkıyor ve birçoğundan haberdar bile olamıyoruz. En anlamlı şarkı dahi bir süre sonra tüketilerek unutulmaya mahkum bırakılıyor. Piyasanın beklentisi daha fazla sermaye sahibi olan ve müziğe yatırım yaparak trendlerde adını görmek isteyen insan sayısını çoğaltmak. Ayrıca sosyal medya platformları görüntülenme ve etkileşim sayılarına göre seni ve yaptığın üretimi ön plana çıkartıyor. Sermaye-Görüntülenme sayısı-Tanınırlık ve bunun sürekliliği sizi muhatap gördüğünüz kitleye ulaşmanızı sağlıyor. Ne yazık ki ben ilk seçenekte elenen kişilerden oluyorum. Yine de denemekten vazgeçmiyor ve bu şarkı vesilesiyle sizlere şunu anlatmak istiyorum: M.Ö. 5–6.yy’da güney İtalya’da yaşamış Pythagoras isimli bir filozof vardır. Bizler onu Pisagor olarak da tanırız. Kendisi ve okulu o dönemlerde özellikle müzik üzerine duruyorlar. Bilindiği kadarıyla Armoni ve Akustiğin keşfi onlara dayanıyor. Bu keşfe onları iten sebeplerin başında ‘evrendeki uyum nereden geliyor?’ sorusudur. Pythagoras’ı ilk felsefeci olan Thales ve ardıllarından ayıran yaklaşım; felsefenin amacının, sadece doğayı çözmek, onun hakikatini bulmak değil, ayrıca ‘doğru bir yaşam nasıl yaşanır?’ sorusuna da cevap aramasıdır.
‘Doğruyu bilmekten öte doğru bir hayat nasıl yaşanır?’ ‘işte bu sorudur ki hala günümüzde çokça peşinden koşuyoruz.
Benim bu koşu sırasında karşıma ‘Gidersen Yıkılır Bu Kent’ şiiri çıktı. Gitmek zorunda kalışımı bir de giden onca insanı düşündüm. Bu düşünceler ile iç içe geçmiş ‘peki aşkı nasıl yaşamalı?’ sorusu eşliğinde şu sonuca vardım: Gidersen Yıkılır Bu Kent şiirini tam okuduğunuzda bir ölçüyü size göstermeye çalışıyor. Ben de ona biraz ses kattım.”