Tutuklu yakınlarına açılan soruşturmaya takipsizlik kararı veren İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı savcılık, Adalet Nöbeti’nde suç oluşmadan polis müdahalesinin olduğunu belirterek, hak gaspına işaret etti.

Hasta ve infazları yakılan tutukluların serbest bırakılması için tutuklu yakınlarının İstanbul’da başlattığı Adalet Nöbeti eyleminin 7’nci haftası, 5 Mayıs’ta Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde gerçekleştirildi. Eyleme katılan Silivri 3 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Yakup Akman’ın annesi Fince Akman ve Ümraniye L Tipi Kapalı Cezaevi’nde ağır hasta tutuklu olan Selim Çiftçi’nin ablası Cemile Çiftçi, darp ve işkenceye uğrayarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan Akman ve Çiftçi, Çağlayan’da bulunan polis karakoluna götürüldü. “Toplantı ve gösteri kanuna muhalefet etmek” iddiasıyla ifadeleri alınan Akman ve Çiftçi, daha sonra yapılan hastane kontrollerinin ardından serbest bırakıldı.

Gözaltı nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, resen soruşturma başlattı. 6 Eylül’de soruşturmaya takipsizlik kararı veren savcılık, Yargıtay’ın emsal niteliğindeki içtihatlarına da işaret ederek, atılı suçun yasal unsurlarının oluşabilmesi için ilgili 2911 Sayılı Kanunun (toplantı ve gösteri hakkı kapsamındaki kanun) 23’üncü maddesine aykırı olmaması ve görevli kolluk güçleri amirlerinin toplantıya katılan topluluğa rahatça duyabilecek şekilde megafon ve benzeri araçlarla dağılmaları, dağılmadıkları takdirde zor kullanarak dağıtılacaklarına yönelik ihtarda bulunulması ve dağılmayla ilgili ihtar yapıldıktan sonra topluluğun dağılması için makul bir sürenin tanınması gerektiğini ifade etti.

Atılı suçun işlenebilmesi için bu şartların gerçekleşmesi gerektiğine işaret eden savcılık, “Bunların kanuna aykırı toplantı ve gösteriye katılmak, dağılma yönünde kolluk kuvvetlerinin ihtarı ve ihtara rağmen dağılmama üzerine zor kullanılmasına rağmen dağılmamakta ısrar etme unsurlarının olduğu, soruşturmaya konu olayda şüphelilerin eylemlerinin ihtara rağmen dağılmama üzerine zor kullanılmasına rağmen dağılmamakta ısrar etme şeklindeki suçun unsuru oluşturmadığı, açıklanan nedenlerle 2911 sayılı Kanun kapsamında müsnet suçun yasal unsurlarının oluştuğuna dair kamu davası açılabilmesi için yeterli delilin elde edilemediğinin anlaşıldığı (…)” ifadelerine yer verdi.

Savcılık, Anayasa’nın 34’üncü maddesine ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) dikkat çekerek, herkesin önceden haber vermeksizin silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yapma hakkına sahip olduğuna hatırlatarak, soruşturmayı takipsizlikle sonuçlandırdı. (MA)

Editör: Haber Merkezi