Politika

SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen: İttifaklara karşı değiliz

SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen: İttifaklara karşı değiliz

SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle yaptığı gündem değerlendirmesinde ittifaklara ilişkin olarak, “Biz ittifaklara karşı değiliz. Parti olarak asla ittifaklarda olmayacağız demiyoruz. Bizim önceliğimiz Türkiye’ye dair taleplerimiz, önerilerimizdir. Kim bunlara daha yakın durursa, kim bunlardan yana bir siyaset yapma iradesi geliştirirse biz de tercihimizi o yönde yaparız” dedi.

SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle parti Genel Merkezi’nde yaptığı toplantıda gündemi değerlendirdi.

ayhan bilgen ses partisi

SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen

'Kimseye kapımızı kapatmıyoruz'

Kutuplaşma siyasetini doğru bulmadıklarını ve toplumun önceliğinin ekonomi olduğunu belirterek, ittifaklara dair görüşlerini şöyle ifade etti: “Bütün anketlerde toplumun öncelikli sorunu ekonomi çıkıyorsa ittifaklar da ekonomik politikalar üzerinden oluşturulur. Daha kamucu düşünenlerle, hayır serbest piyasa bütün sorunu çözer diyenler ayrı siyaset yapabilirler. Çünkü ülkeyi birlikte yönetirken herhalde ikisini birlikte yönetmezsiniz. Dolayısıyla ortaya karışık birlikteliklerden ülke yönetimine dair güven çıkmaz. Ekonomi politikanızda netleşeceksiniz bir, dış politikanızda netleşeceksiniz iki. Demokrasi, insan hakları eksenli bir dış politika mı güdeceksiniz, yoksa bildiğimiz klasik, geleneksel, dışlayıcı, ayrımcı siyasete prim verecek misiniz vermeyecek misiniz? İkisini birlikte yapacağız diye bir şey olmaz. Toplum böyle ittifaklara güvenle bakmaz. O zaman da Türkiye mevcudu korum refleksinden başka bir şey geliştirmez. Biz onun için en baştan yola çıkarken bir ittifaktan ne yanayız ne karşıyız dedik. Kimseye kapımızı kapatmıyoruz. Önceliklerimiz var. Türkiye’nin acil ihtiyaçları var. Türkiye bu seçime kaotik bir ortamda gidebilir. Büyük bir kriz ile karşı karşıya kalabilir. Çok sancılı bir sürece tanıklık edebiliriz. Toplumun bazı kesimleri seçim olacağına inanmıyor. Toplumun bazı kesimleri seçime giderken kan gövdeyi götürecek diyor. Bu iş karakolda biter diyor. Toplumda demokrasiye karşı inanç, hukuk devletine dair güven, siyasetçiye dair umut bu kadar dibe vurmuşken, bizim hangi ittifakta olacağız ya da hangi partiyle birlikte gözükeceğiz diye bir derdimiz şimdilik yok. Ama teşkilatlanma, örgütlenme çalışmalarımızı tamamlayacağız. Sokağa çıkacağız, toplumun nabzını tutacağız. Bizimle yol yürüyenler, destek olanlar, bize ilgi gösteren toplumsal kesimler bizi nerede görmek istiyorsa, biz onların iradesine, beklentisine, talebine seçim döneminde karşılık verilir. Biz ittifaklara karşı değiliz. Parti olarak asla ittifaklarda olmayacağız demiyoruz. Bizim önceliğimiz Türkiye’ye dair taleplerimiz, önerilerimizdir. Kim bunlara daha yakın durursa, kim bunlardan yana bir siyaset yapma iradesi geliştirirse biz de tercihimizi o yönde yaparız.”

‘Alevi kimliği nedeniyle Kılıçdaroğlu aday yapılmazsa Türkiye’de Alevilere büyük bir haksızlık yapılmış olur’

Bilgen, 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayının kim olabileceğine ilişkin olarak değerlendirmesi ise şöyle: “Eğer gerçekten yeni bir isimle çıkacaksanız bunun taktik siyaset açısından anlamı olabilir, kendi tercihleridir. Ama bir siyasetçi bugün açıklanırsa yıpranır diye saklanıyorsa bence onunla yola çıkmayın derim. Siyasette göğsünüzü gere gere utanmadan, sıkılmadan bugün de düne dair yaptıklarınızı savunamıyorsanız, yarınlara dair umut veremezsiniz.  Bir seçim kampanyasında kirli mendil gibi harcanıp kampanyada yıkatılacak bir siyasetçi bu ülkenin devasa sorunlarını nasıl çözecek? Steril siyasetçi mi getireceğiz Allah aşkına. Uzaydan kimsenin tanımadığı yeni bir kurtarıcı kahraman mı bulacağız ki, onun geçmişte hiçbir sözü olmayacak. Hiçbir yanlışı olmayacak. Hiçbir tarafta olmamış olacak ki, kimse ona bir söz söylemeyecek. 45-50 günlük seçim kampanyasında onu el bebek gül bebek koruyacağız ve seçimden başarıyla çıkacağız. Böyle bir şey yok. Geçmişte bunu denediler. Bir daha denemek isteyenler deneyebilirler.  Ama ana muhalefet liderinin aday olmak en tabii hakkıdır. İsmi telaffuz edildikten sonra sadece mezhepsel, inançsal nedenlerle aday olmasından imtina edilirse Türkiye’de Alevilere büyük bir haksızlık yapılmış olur. Adaylarını belirlemek o bileşenlerin iç hukukudur. Layıktır, başarabilir, ülkeyi yönetebilir, ülkenin sorunlarını çözebilir, ondan daha iyisi yoktur ama keşke Alevi olmasaydı diyorsanız mutlaka Kılıçdaroğlu’nu aday yapmak zorundasınız. Bu ülkeye böyle bir kötülük yapamazsınız. Bir insanın mezhebinden, inancından dolayı aday yapılmaması durumu bize ayıp olarak yeter. Kim seçilirse seçilsin, eleştirdiğimiz eski kimlik siyaseti olmamalı. Onu geride bırakmalıyız, yeni bir sayfa açmalıyız. Bizim herhangi bir adaya karşı özel bir karşıtlığımız da yok özel bir yakınlığımız da yok.”

SUR AJANS