Azadi Hareketi kurucusu Av. Sıdkı Zilan, kentin tarihine ilişkin sosyal medyada yaptığı paylaşımda, “Dîyarbekir 'in tanıtımı elbette yapılmalı ve bunun kentin tarihine, kültürüne, mevcut sosyo kültürel durumuna ve gelecek vizyonuna uygun yapılması da elzemdir” dedi.
Gündemde tartışmalara konu olan ‘Sur Yolu Kültür Festivali’ başlarken, Azadi Hareketi kurucusu Av. Sıdkı Zilan, kentin tarihine ilişkin sosyal medyada bir dizi paylaşımda bulundu.
Azadi Hareketi kurucusu Av. Sıdkı Zilan
Zilan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, kentin tanımının önemli olduğunu ancak bunun tarihsel kültürel dokusuna uygun olarak yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Zilan, paylaşımında, “Dîyarbekir 'in tanıtımı elbette yapılmalı ve bunun kentin tarihine, kültürüne, mevcut sosyo kültürel durumuna ve gelecek vizyonuna uygun yapılması da elzemdir. 12.000 Yıllık bir kent olan Dîyarbekir, İstanbul'dan daha kadim ve elbette daha da asildir” dedi.
Zilan’ın konuya ilişkin Tivit dizisi şöyle:
“2) Bu topraklar ve kentimiz zaman zaman ehil olmayanların da elinde kalmış ve çok acı çekmiştir.
Evet kentler de, taşlar da, agackar da, nehirler de acı çeker.
Hurî, Hurîgi isimleri hala yerleşim yeri ismi olarak Dîyarbekir'de yaşar.
Nairi de Nêribî olarak yaşıyor, AMED de öyle.
3) Huriler, Medler, Persler, Büyük İskender ile başlayan ve Bizans ile son bulan Yunan Helenist kültürü hakimiyeti ve Arapların hakimiyeti.
Kadim inançlar, Hıristiyanlık, Yahudilik, dar anlamda İslâmî dönem ile başlayan yeni aktörler; Araplar, Kürdler, Türkler, Moğollar ve ...
4) MS 900'lu yıllarda Wan Gölü ile Fırat Nehri arasındaki Doğu ile Batı yönünde uzanan sıra dağları ve Kuzey ile Güney arasındaki geçiş yollarını tutan Baz Bin Dostuk 'un ana karargahı Dîyarbekir'in 70 km kuzeyinde #Nêrib'deki Dereyê Bazo (Bado) bugün de aynı isimle anılıyor.
5) Baz Bin Dostuk, Silvan, Dîyarbekir ve Musul 'a kadar fethetti, o savaşta şehid olunca yeğeni Merwan komutayı ele aldı ve Merwani devleti bu şekilde doğdu ve 1090'lara kadar da devam etti.
Fetret devri 100 yıl kadar sürdü, 1171'de Eyyubi Devleti kuruldu, Dîyarbekir de dahildi.
6) İkinci fetret devri Moğollar ile başladı. Bağdat'taki Halife gafil, Harezmşahlar ahmaklık yaparak İran, Kürdistan, Anadolu ve Irak ile Şam diyarini hedef haline getirip, korumasız bıraktılar.
Eyyubiler/Kürdler, Dîyarbekir ile Erbil hattında Moğollara karşı ölümüne direndi ama
7) Ama Harezmşahlar koca İran'ı/Horasan'ı savaşmadan Moğollara teslim etmişti.
Bununla yetinmeyen Harezmşahlar, Konya merkezli Selçuklu ve Mısır, Şam ile Dîyarbekir ile Ahlat hattını tutan Eyyubilerin toprağına saldırdı, Kürdistan'ı viran etti, Bağdat/Halife ise iflas etmişti.
8) Yassıçemen'de Selçuklu ve Eyyubi ortak savunması ile Harezmşahlar kesin yenildi, dağıldı ama Selçuklu ve Eyyubi de yaralanmıştı.
1258'de Bağdat, 1260'da da Dîyarbekir düştü. Moğollar Şam'da durduruldu ve 100 yılda ancak kaos ve yıkım durdu, onarım ve yeniden inşa başladı ama
9) Ama Horasan, İran, Bağdat, Dîyarbekir, Anadolu Moğol elinde çorak bir iklime girmişti.
Medeni ilerleme durmuş, birlik bozulmuştu.
İran, Kürdistan, Anadolu kültürü Moğolları yavaş yavaş yuttu ne isimleri ne de dilleri kaldı, kültürleri zaten yoktu ama tutarken de çok zorlandı.
10) Dîyarbekir Safeviler ve Osmanlılar arasında kaldı, tercihini Osmanlı'dan yana kullandı ve Kürdistan, Irak, Arabistan ile Mısır 'ı da Osmanlıya kazandırdı.
Hilâfeti de Osmanlıya kazandıran Dîyarbekir ve Kürtlerdir.
Osmanlı XVlll. Yüzyıldan itibaren Kürtlere sırtını döndü...
11) 1908 de başlayan İttihat ve terakki partisi iktidarı ile beraber Kürtler düşman ve asimile edilmesi, Türkleşmesi gereken millet olarak tespit edildi.
Kemalist dikta da bu siyaseti devam ettirdi, 1924 anayasası ile Kemalist ihanet resmileşti ve soykırım süreci başladı.
12) Kemalist rejimin Dîyarbekir hazımsızlığı devam ediyor, İslamcı AKP iktidarı da ikinci döneminde Kemalist Türkçü rejimi tahkim etmekle meşgul ve bol kırmızı bayraklı, Türkçe eşliğinde Dîyarbekir'i yutmaya çalışıyor ama Dîyarbekir büyük lokma, yutanı rahatsız eder, ediyor.
13) Kurdî etiketli Kemalist cenah ile iktidar olan İslâmî, Türkçü Kemalist cenah arasında 2015 yılında Dîyarbekir'in kalbinde, Sur içinde, dört ayaklı minarenin hemen dibinde tarihe, kültüre, Dîyarbekir'e suikast düzenlendi; barış Elçi'sinin şahsında Dîyarbekir şehid edildi.
14) Ortaklardan biri kültür festivali düzenlerken, diger fail, yıkımdaki payını unutup itiraz ediyor.
Dîyarbekir ikisinden de uzun yaşayacak ve ikisinin de yaptıklarını unutmayacaktır.
Dîyarbekir'in tanıtıma ihtiyacı yok, zaten biliniyor.
Dîyarbekir'in özgürlüğe ihtiyacı vardır.
15) İslâm ve Türklük ile Kürdlüğü örtme, gözden kaçırma, perdeleme işini devlet ve bir kısım Kürtler beraber deruhte ediyor.
Dîyarbekir'in kimliği İslâmî ve Kurdî 'dir, sadece İslâmî söylem de, İslâmî Türkî söylem de yanlıştır.
Kemalizmin panzehiri Dîyarbekir ve Kurdî kimliğidir.”