Şiir, şair ve poetika (3)

Yazının başlangıcında da söyledim, şimdi bir daha söylüyorum. Şiir, yüreğin çığlığıdır. Benim şiirim, yüreğimden püskürülen lavlarla yazılır! Onun içindir de yıllardan bu yana hep söyledim ve yine söylüyorum: Şiir, yüreğin topoğrafyasıdır, ruhsal kimliğidir! Şiir, insanın yalansız kimliğidir! Dünya şiir trafiğine yol gösteren bütün büyük şairlerde ve bütün sahici şiirlerde de böyledir bu! Şiir; yüreğin lavlarıyla yazılır diyorum ya! İşte bir yanardağ ve püskürdükleri:

‘’Bekle beni geleceğim

Bütün gücünle bekle

Yağmurlar içinde bekle beni

Karlar tozarken bekle

Kimseler beklemezken bekle beni

Tek bir haber bile çıkmasa uzaklardan

Yalnız sen olsan bile bekleyen beni

Bekle beni geleceğim’’ KONSTANTİN SİMONOV

Yanardağların işlevleri benzerdir. İşte bir başka yanardağ ve lavları:

‘’Gece gündüz

Ortadan ikiye bölünse de gökyüzü

Çökse de üstümüze

Yanında olacağım.

Yerin yedi kat dibinde

Olsak bile sevdiğim

Bulurum seni

Yanında olacağım’’ MİCHAEL DEİ ANANG

Ve işte lavları, kilometrelerce göğe yükselen bir başka yanardağ ve hem gözlerimizi hem de yüreğimizi kamaştıran lavları:

'‘’Senelerce, senelerce evveldi;

Bir deniz ülkesinde

Yaşayan bir kız vardı, bileceksiniz

İsmi Annabel Lee;

Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten

Sevmekten başka beni.

Bir gün işte bu yüzden göze geldi,

O deniz ülkesinde,

Üşüdü rüzgarından bir bulutun

Güzelim Annabel Lee;

Götürdüler el üstünde

Koyup gittiler beni,

Mezarı ordadır şimdi,

O deniz ülkesinde.

Ay gelip ışır,' hayalin eşirir

Güzelim Annabel Lee;

Bu yıldızlar gözlerin gibi parlar

Güzelim Annabel Lee;

Orda gecelerim, uzanır beklerim

Sevgilim, sevgilim, hayatım, gelinim

O azgın sahildeki

Yattığın yerde seni… EDGAR ALLAN POE

Şiirin dış biçimi (beyit, dörtlük, bend) zamana, anlatılanlara ve şiir türüne göre biçimlenmiştir. Günümüzün hızlı temposu, başdöndürücü akışı; bütün biçimleri yerle bir etmiştir! Her şiirin formasyonu, şairin yürek vuruşlarıyla biçimlenir olmuştur. Şairin yürek vuruşlarının temposu da şairle hayatın etkileşiminden oluşur! Yani şiir bir yanıyla artık daha çok kişiseldir. Ve şiir, insanlığın yüreğine kazınabilme özelliğiyle de en toplumsal üründür aynı zamanda.

Tek bir ak saç yok ruhumda

Yaşlılığın çıtkırıldımlığı yok onda!

‘’Dünyayı bozguna uğratarak sesimin gücüyle

Yürüyorum, yakışıklı

Yirmi iki yaşında’’

-Ve gök gibi renk değiştirirken ansızın-

İster misiniz

öylesine yumuşayım, öylesine sevecen olayım ki

Hani erkek değil de pantolonlu bulut desinler bu!’’MAYAKOVSKİ

‘’ Bak tam karşımızda gecenin mumu/Damla damla nasıl eriyor

Nasıl doluyor ağzına kadar uyku şarabıyla

Gözlerimin simsiyah kadehi

senin ninnilerini dinlerken

Ve bak nasıl/Şiirlerimin beşiğine

Sen doğuyorsun, güneş doğuyor’’

FURUĞ (SÜRECEK...)