Şiir; ırkçılığa, bağnazlığa, sömürüye, ayrımcılığa, zorbalığa ve sevgisizliğe başkaldırıdır! Özgürlük, etik ve estetikle soluk alıp vermeyen hiçbir çığlık; şiirin ölümsüz bengisularında yıkanamaz! D&Rlar da kâr etmez! Politikanın da, para babalarının da gücü yetmez şiir olmayan ürünü, şiir diye lanse etmeye! Şiir, sol tarafında yürek taşıyanların işidir. Yürektir bu, her zaman da haksızlığa, zorbalığa karşıdır ve güzelliklerden yanadır.
‘’Kargaşalık salınmış yeryüzüne
Yükseliyor kana bulanmış sular ve her yerde
Sulara gömülüyor suçsuzluğun töreni
İyiler her türlü inançtan yoksun
Oysa yoğun bir tutkuyla esrik kötüler’’
WILLIAM BUTLER YEATS
‘’Huesca’ya bir mil kala
Onurumuzun son siperinde
Sevdiğim bil ki seni
Taşıyorum can evimde’’
JOHN CORNFORD
Şairler, farklı biçimde söyledikleri gibi farklı da düşünürler. Bakalım, aşağıdaki şiirin söylediğini belirleyebilecek misiniz*
‘’Sözcükler bilirim, çiçeklerin soluğunu andırır solukları
Öylesine yumuşak ve bir bunaltı okunur beyazlığında
Ama hiçbiri senin kadar yumuşak ve ince olamaz
İMKÂNSIZ, ne de senin kadar hüzünlü ve solgun
Bir gün sözcükler de tıpkı çiçekler gibi
Bunaltıcı bir beyazlık içinde dökülecek olursa
Bilirim, gözyaşlarıyla sulanacaktır her biri
Ama sevdiğim içlerinden sadece bir tanesi ve İMKÂNSIZ olacaktır.’’
ANOKENTİ FEDEROVİÇ ANNENSKİ
Şairler, söylemek istediklerini simgelerle muhteşem söyler:
‘’Zaman yoktu, zaman başka yerdeydi
İki bardak, iki iskemle vardı
İki insan nabızları aynıydı
(Yürüyen merdiveni durdurmuşlardı)
Zaman yoktu, zaman başka yerdeydi.’’
LOUIS MACNIECE
‘’Bilgelik yerine alışkanlık geçerli
Alışkanlık, o tatsız besin
bugün bile acıyla düşünürüm
Uzun bir vaaz oldu gençliğim’’ ANNA AHMATOVA
‘’Gün gelir, yürekte hüzün de söner artık
Ne mutluluğun ne acıların olmadığı yerde
Düşler de, anımsayışlar da silinir gitgide
Kalır sadece her şeyi bağışlatan bir uzaklık’’ İVAN BUNİN
Ve şairin ölüm korkusu, kezzap gibi yakıyor yürekleri!
‘’Yaşlandım, güneşim batıyor. Gece
Yaklaşmada sinsi, sessiz ve sonsuz
Biliyorum; her şeysiz, sensiz, bensiz
Yiteceğim, karanlıklar içinde.’’
AHMET MUHİP DRANAS
Ve sevgiliyle yaşanan eşsiz bir gecenin güzelliği:
‘’Ömrün gecesinde sükûn, aydınlık
boşanan bir seldi avuçlarından
Bir masal meyvası gibi paylaştık
Mehtâbı, kırılmış dal uçlarından’’ AHMET MUHİP DRANAS
İk göz ağrısının ölümsüz güzelliği ve masumiyeti:
‘’Ey hâtırası içimde yemin kadar büyük
Ey bahçesinin hoş günlere açık kapısı
Hâlâ rüyalarıma giren ilk göz ağrısı
Çocuk alınlarda duyulan masum öpücük’’
ORHAN VELİ (Sürecek…)