Özel Haber: Serhat Yetüt/Siirt

Geçiminin büyük bir bölümünü üzüm bağcılığıyla gerçekleştiren Siirt’in Baykan ilçesine bağlı Dedebakırı köyü sakinleri, bu yıl üzüm hasadını mutsuz bir şekilde geri bırakıyor. İlaçlama, budama, çapalama gibi artan girdi maliyetlerinin geçen yıla göre 2-3 kat yükseldiğini, gelirlerin giderleri karşılamadığını belirten kimi köy sakinleri bağcılığı bırakırken, kimileri de 
ailesini toplayıp mevsimlik fındık işçisi olarak Ordu’ya gidiyor. 

Emeğimizin karşılığını alamıyoruz

Üzüm bağcılığının çok meşakkatli bir iş olduğuna değinen Halis Yetüt şöyle konuştu: “Bu yıl sıcaklıktan kaynaklı olarak üzümün çoğu yandı, telef oldu. Üzüm bağı çok uğraş gerektiren bir iş. Bu işin çapalaması var, ilaçlaması var, dal budaması var, bağları düzeltmesi var. Yani bu işe çok emek vermek gerekiyor. Bu kadar emek vermemize rağmen biz bu emeğin karşılığını maalesef alamadık.

Kilosunu 13-14 liradan alıp gözümüzün önünde 30-40 liraya satıyorlar

Aracı satıcılarının düşük fiyat verdiğini belirten Yetüt: “Ben kendi ailem ile birlikte hasada geliyorum, toplam beş kişiyiz. Zaten bu iş 1-2 kişi ile yapılacak bir iş de değil. Üzümler ilk önce toplanır, ardından salkımlar temizlenir, kasaya dizilir, arabaya yüklenir.  Toplanan üzümleri satılmak üzere Kozluk yada Bitlis’e götürüyoruz. Genellikle manav ve marketlere götürüyoruz. Kilosunu 13 ile 14 lira arasında alıp, gözümün önünde 35-40 liraya satıyorlar.

ilaçlama maliyeti aldı başını gidiyor

Her yıl 5-6 kez düzenli olarak ilaçlama yapmak zorunda olduğunu söyleyen Yetüt sözlerine şöyle devam etti: “İlaç fiyatları da aldı başını gitti. Geçen yıl bir dönüm üzüm bağına yapılan ilaç masrafı 400 lira, bu yıl 1000 lirayı aşıyor. Benim bir yılda bir dönüm üzümden kazandığım para 3000 lira.  Buna yükleme, taşıma, mazotu da eklemedim henüz. Bizim emeğimiz, uğraşımız da dikkate alınmıyor zaten. Yapacak başka bir iş de yok. İlaçlama yapmazsak burada üzüm yetişmez. Mecburiyetten karın tokluğuna emek veriyoruz. Kazandığımız bir şey yok.”

Böyle devam ederse hepimiz çekip gideceğiz

Üreticilerin girdi maliyetlerine dikkat çeken Ramazan Yıldırım şunları söyledi: “10 dönüm üzüm arazim var, geliri hiç yok. Boşu boşuna çalışıyoruz . Bizim harcadığımız paranın 1/4’ni alamıyoruz. Şimdi hiç bir şey kendini kurtarmıyor, masraflar yüksek. Bir işçinin yevmiyesi 400-500 lira. Sigarası ve  yemeğiyle birlikte 600-700 lirayı buluyor. İki dönümlük araziye 10 kişi götürsen çapa masrafını çıkartamazsın. Bizim alacağımız gelir o kadar değil. Bu sene üzümün çoğu yandı. 10 dönümlük üzüm bağından bu yıl 10 kasa üzüm toplamışım. Böyle devam ederse hepimiz bırakıp gideceğiz. Devlet desteklemesi olursa bundan memnun kalırız, ziraate de devam ederiz.”

Topraklarımızı bırakıp gurbette çalışmaya gidiyoruz

Bütün aile bireylerini toplayarak kendi topraklarını işlemekten vazgeçip, mecburiyetten Ordu’da, İstanbul’da çalışmaya gitmek zorunda olduğunu belirten Sıtkı Gökmen şunları kaydetti: “10 sene önce üzüm daha verimli, maddi durumlarımız daha iyiydi. O zamanlar 500 liraya alınan erzak bize 5 ay yetiyordu. Şimdi 500 liralık erzak bir gün yetmiyor. Bu durumdan dolayı çocuklarımın hepsini topluyor, Ordu’da fıstık hasadına gidiyoruz. İstanbul’da inşaatlara gidiyorum. 

Gurbetteki 1 ay buradaki 5 aya bedel

Gökmen sözlerini şöyle sürdürdü: “Çiftçilik kalmadı. 5 ay burada çalışacağıma, 1 ay Ordu’ya gidiyorum. 5 dönüm arazim var, oraya üzüm ekersem bana bırakacağı en fazla 5-10 bin lira. Bunun yanında 5-6 kişi çalışmak zorundayız. Üzüm işi ağır çünkü. Bizde kendi topraklarımızı işletmek istiyoruz. Kim istemezki? Neden Ordu’ya, İstanbul’a gidelim. Devletin bu konuya bir çözüm bulması gerekiyor.”

Konuyla ilgili Siirt’in Baykan ilçesinde 2003 yılından bu yana Ziraat odası başkanlığı görevini yürüten Yusuf Tardu, bölgede rekoltenin ve fiyat verimliliğinin düşmesinde sıcaklığa bağlı kuraklığın etkili olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Baykan’da iki önemli bölgemiz var. Baykan ilçesine yakın bölgede hayvancılık ön plandayken, Ziyaret beldesine yakın bölge ve köylerde de üzüm bağcılığı ve fıstıkçılık ön planda. Bağ işi ile ilgilenen çiftçilerimizin yaşadığı temel sorun iki şeyden kaynaklanıyor.  Biri aracı kurumlar diğeri de su sıkıntısı. Aracı kurumlar çiftçiden satın aldıkları üzümleri aynı gün iki katı değerde satış gerçekleştirirken; su sorunu ve kuraklık da bağlarda çeşitli hastalıkları meydana getirerek rekoltenin düşmesine ve dolayısıyla da verimliliğin azalmasına neden oluyor.”

Girdi maliyeti ve kuraklıkla mücadele ediyoruz

Bölgede üretici emeğinin değerini yükseltmek için mücadele ettiğini aktaran Tardu sözlerine şöyle devam etti:  “Kuraklık ve girdi maliyetleriyle ilgili Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanımız Şemsi Bayraktar başta olmak üzere bölgedeki tarım ve hayvancılıkla ilgili çalışmalar yürüten tüm kurumlar bu konuya basın aracılığıyla değiniyor. Olası riskleri en aza indirmek ve çiftçilerimizin hak ettiği emeğin karşılığını alabilmeleri için çalıştığımızı bilmelerini isteriz. Biz çiftçilerimize, üreticilerimize çok değer veriyor, baş üstünde tutuyoruz. Çünkü bölgede sadece üzüm bağı değil, buğday, arpa, mercimek üretimlerinde de kayda değer bir üretim bulunuyor. Bu üretimleri geliştirmeye yönelik girişimlerimiz de sürüyor. Su sorunuyla ilgili şunu da söylemek istiyorum. Bir zamanlar Siirt İl Özel İdaresi kimi bölgelerde su sıkıntısını çözmek için kuyu açma çalışmaları yapıyordu. Şimdilik böyle bir çalışma yok. Böyle bir çalışmanın tekrar başlaması durumunda çiftçilerimizi haberdar edeceğimizden kuşkuları olmasın.”

Biz de isterizki gençlerimiz kendi toprağında üretsin, çalışsın

Çiftçinin kendi toprağında üretimden vazgeçip başka bölgelere mevsimlik işçi olarak gitmesini değerlendiren Tardu şöyle konuştu: “Kimi köylerin geçimini sadece üzüm bağlarından elde ettiklerini biliyoruz. Bu yılki rekolte düşüklüğünden ve fiyatların üreticiyi tatmin etmemesinden kaynaklı gençlerin başka şehirlere gidip çalışmalarını elbette bizler de istemiyoruz. Biz de isterizki gençlerimiz kendi toprağında üretsin, çalışsın kendi memleketinde kalsın, başka memlekete gitmesin, emeğinin karşılığını alsın.  Buna yönelik projelerde geliştirmeyi hedefliyoruz. Tabiki bu proje çiftçilerimiz sayesinde olacak. Çiftçilerimiz ile bir araya gelip daha verimli bir üretimin gerçekleşmesi için fikir alışverişinde bulunacağız. Elimizden gelen her türlü desteği de sunacağız. İnşallah bu sorunları birlikte atlatacağız.”