SUR AJANS- Şırnak’ın temel geçim kaynaklarının başında gelen besicilik yapanların oranı günden güne azalıyor. 570 bin 745 nüfuslu Şırnak’ta kentin arazilerinin yüzde 22’si tarımsal, yüzde 39’u orman yüzde 15’i ise çayır-mera olarak kullanıyor. Kentin tarım ve hayvancılığa oldukça müsait olan topografyası, güvenlikçi politikalar nedeniyle kullanılmıyor. Yerleşim merkezleri dışında hemen hemen bütün kırsal alanlarda resmi veya gayri resmi ilan edilen “Güvenlik bölgesi” nedeniyle yurttaşlar topraklarını süremiyor, hayvanlarını otlatamıyor.
Şırnak’a bağlı yaylalara dışarıdan gelen besicilerin hayvanlarının da eklenmesiyle birlikte geçmiş yıllarda 2 milyona yakın hayvan beslenirken yayla yasakları nedeniyle bu sayı düşüyor.
Verilere göre de hayvancılık düşüşte
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 yılı verilerine göre Türkiye genelinde küçükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 6,9 oranında azaldı. Şırnak Tarım İl Müdürlüğü verilerine göre bir milyon 427 bin 822 küçükbaş hayvanın bulunduğu kentte, hayvancılık giderek azalmakta. Artan girdi maliyetlerine önlem için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından verilen desteklemelerinde az olması nedeniyle yurttaşlar besiciliği bırakmak zorunda kalıyor.
Yüksek enflasyon, artan girdi maliyeti
Silopi’nin Nêrwan köyünde yaşayan Halil Saruhan (64), köyde hayvancılık yapan tek kişi. Yaklaşık 200 hanesi bulunan köyde herkesin hayvancılığı bıraktığını belirten Saruhan, böyle giderse kendisinin de hayvancılığı bırakacağını söyledi. Ömrü hayvancılıkla geçen Saruhan, bu mesleği babası ve dedesinden aldığını ifade etti. Önceki yıllarda baharın gelişiyle birlikte hayvanlarını Beytüşşebap ve Hakkari’nin Yüksekova ilçesi ve Van tarafındaki yaylalara götürdüğünü anlatan Saruhan, şimdi sadece köyde beslediğini aktardı. Aşiretlerinin yaklaşık 30-40 köyünün bulunduğunu ve geçmiş yıllarda herkesin hayvan beslediğini dile getiren Saruhan, “Bu köylerde şimdi ancak 4-5 aile hayvan besliyor. Daha önceki yıllarda sadece bizim köylerimizde on binlerce hayvan vardı. Şimdi toplasan bin hayvan yok. Herkes bırakıyor” dedi.
İlaç fiyatları katlandı
Kendisinin de baktığı hayvan sayısının her geçen yıl düştüğünü geçen yıl 300-400 olan sayının bu yıl 100-150 arası olduğuna işaret eden Saruhan, arpa, saman, ilaç gibi girdi maliyetlerindeki artışın kendisini olumsuz etkilediğini ifade etti.
Hayvanlar için geçtiğimiz yıl 25 ton arpa satın aldığını aktaran Saruhan, “Geçen yıl bir tonu 6 bin 500 ile 7 bin 500 TL arasındaydı. Bu yıl da tonu 8 bin TL’ye yükseldi. Yine saman geçen yıl bir tonu bin 100 bin 200 TL arasındaydı. Bunun yanında ilaçlar var. Örneğin Ken dediğimiz bir ilaç var. Bu ilacı geçen yıl bir şişesini 600 TL’ye alıyorduk. Bu yıl ise bin 200 TL’ye yükseldi” diye konuştu.
‘Masraflarla baş edemiyoruz’
Besledikleri koyunlardan aldıkları süt ve süt ürünlerinin sadece kendilerine yetebildiğini kaydeden Saruhan, “Koyunları bazen çift satıyoruz bazen tek olarak satıyoruz. Şu an bir koyun 8 bin ile 10 TL arasında fiyatı değişiyor. Geçen yıl ise 6 bin TL’dir. Evet, fiyat çok yüksek fakat masrafı daha yüksek. Bizde arpamızı kendimiz ektiğimiz için hayvancılığı sürdürüyoruz. Yine samanımızı da kendi tarlamızdan alıyoruz. Yoksa masraflarla baş edemeyiz” ifadelerini kullandı.
Yaylaların kendileri için daha karlı olduğunu ancak savaş halinden dolayı özgürce dolaşamadıklarını ifade eden Saruhan, “Buradan yaylaya gidene kadar on yerde durduruyorlar. Asker olabildiğince engelliyor. Eğer engelleme olmasaydı hayvanları alıp direk yaylaya gidecektik fakat yolda karşılaştığımız engellemelerden dolayı 2 yıldır yaylaya gitmiyoruz. Hayvanları köyde besliyoruz” diye belirtti.
Saruhan, köydeki arazilerin de tarım alanı olmasından kaynaklı genel olarak içeride beslediklerini ifade etti. Hava sıcaklığı sebebiyle bu durumun da zor olduğuna işaret eden Saruhan, sabah 05.00’de hayvanları dışarı çıkarttıklarını ve sıcaklıktan dolayı 09.00’da tekrar ahıra aldıklarını ancak gün batımına doğru yeniden dışarı çıkartabildiklerini söyledi.