Gündem

Sosyal medya uzmanı, hayvanların öldürülmesini isteyenlerin planını deşifre etti

Gözde Çağrı Özköse/ÖZEL HABER 

Sosyal medya uzmanı Deniz Can, sokak hayvanlarının öldürülmesini düzenleyen yasa tasarısıyla ilgili sosyal medyada yürütülen destek kampanyalarının sahte etiketler ve bot hesaplarla manipüle edildiğini ortaya koydu. Can, özellikle "yasayaEVETdiyoruz" etiketi altında sahte trendlere dikkat çekerek, sosyal medya kullanıcılarını dezenformasyon ve manipülasyonlara karşı dikkatli olmaya çağırdı. Can, “Biz hayvanseverler, iyi insanlar daha iyi organize olmayı öğrenmek zorundayız ki zorbalık başarıya ulaşmasın” dedi.

Sosyal Medya Uzmanı Deniz Can sokak hayvanlarının öldürülmesini düzenleyen yasa tasarısıyla ilgili sosyal medyada yürütülen destek kampanyalarını inceledi.

Can’ın analizlerine göre, finanse edilen dijital zorbalar, troll ajansları aracılığıyla otomatik ileti gönderimleri ve toplu etiketleme yaparak sahte trendler oluşturuyor. Hesapların tek bir merkezden yönetildiğini gösteren analizlerde, "yasayaEVETdiyoruz" etiketi altında yapılan yüzlerce paylaşımın bot hesaplar tarafından oluşturulduğu ve çoğunun sahte profil fotoğrafları ve isimler kullandığı tespit edildi.

Sürekli hedef gösterilmelere ve tacizlere maruz kaldığı için, güvenlik nedeniyle adını değiştirdiğimiz Sosyal Medya Uzmanı Deniz Can, sokak hayvanları için yalnızca sokaklarda değil, sosyal medyada da uzun zamandır süren bir mücadele olduğunu, sosyal medyada trol hesaplar tarafından yapılan TT çalışmalarının karşısında ise, isimleri, cisimleri, yüzleri olan binlerce hayvansever olduğunu belirterek, bu "gerçek insanların" çeşitli sosya medya platformları üzerinden milyonlarca paylaşım yaptığını ifade etti. Öte yandan Can, katliam yasasına destek verdiğini söyleyen bir grubun da sahte hesaplar, botlar, trol ajansları yardımıyla manipulasyın çalışmalarını yaparak TT listelerine girdiğinin altını çizdi.

"Sosyal medyada bu hesaplardan yüz binlerce, hatta milyonlarca ileti paylaşılıyor" diyen Can, Şu iekilde devam etti: "Ama bu insanlar yok ortada. Hesaplar sahte, isimler sahte, fotoğraflar sahte.. Ki mesela bakıyorsunuz, kullandıkları bir hashtag TT listesine, yani gündem listesine giriyor. 350 bin tweet atılmış görünüyor, 350 bin tweet atıldıysa bunun görüntülenme sayısının milyonlar olması gerekir, ancak bir bakıyorsunuz 3 bin, 5 bin, taş çatlasın 40 bin. Bu şunu gösteriyor. Bu tweetleri atan insan sayısı 350 bin kişi değil, 3 bin kişi bile değil. Bu şekilde gündemi manipule ediyorlar."

Gerçek insanların mücadelesine karşı bot hesaplar

Asıl meselenin "Bu kişiler kim?" diye sormak olduğunu hatırlatan Can, "Kim bunlar ve bunu nasıl yapıyorlar? Bu ana grup bu faaliyetlere aslında pandemi döneminde aşı karşıtlığıyla başladı. Bunun aynısını yaptılar, yüz binlerce bot, fake (sahte) hesap, doktorlara hakaretler, aşıya yönelik temelsiz iddialar ortaya attılar, ama buradan bir prim kazanamadılar ve sokak hayvanlarına döndüler. Hatta biliyorsunuz Havrita diye sokak hayvanlarını hedef gösterdilkleri bir uygulama bile yaptılar, ancak bu toplumda tepki gördü ve geri tepti. İnsanlar sokak hayvanlarının öldürülmesini amaçlayan bu katliam uygulamasından çok rahatsız oldular. Bundan dolayı güç kaybettiler. Sonra ne yaptılar? Baktılar ki bunlar yeterli değil, gazeteci kiraladılar. Fenomen kiraladılar. Daha büyük ajanslarla çalıştılar. Böyle gündemi manipule etmeye başladılar" dedi.

Bu trol grupları tarafından açılan YasayaEvet hashtag'ine değinen Can, bu hashtag altında atılan tweetleri incelediğini ve yarısının kopyala-yapıştır iletilerden oluştuğunu, geri kalanının ise toplu hashtagler kullanılan otomatik olarak atılmış tweetler olduğunu tespit ettiğini belirtti.

Can, bu gibi manipulasyon TT çalışmalarında tweetler incelendiğinde iletilerin 10- 15 kişilik bir grubun elinden çıkmış gibi göründüğünü, noktasından virgülüne, hatta yazım yanlışına kadar aynı olduğunu vurguluyor.

"Yani önceden bir ajansta, bunlara trol ajansı deniyor, ayarlanmış bunlar. Bu şekilde örgütleniyorlar. Önceden diyorlar ki örneğin Çarşamba günü şu saatte bunu yapacağız, o güne kadar bir kaç gün boyunca bu iletiler yazılıyor, algoritma panellerine giriliyor. Panel dediğiniz de işte bir kaç bilgisayar var, bir panelde 500 hesap var, bunları yönetiyorlar. Sahte TT için ise on binlerce bot hesaptan ileti gönderiyorlar. Tamamı önceden ayarlanmış ve bunları yazanlar gerçek kişiler değil. Yani tamamı değil. Gerçek olanlarının kim olduklarına dair pek çok şey söylenebilir. Örneğin dünyanın düz olduğunu iddia eden bir dernek vardı, bunlar onlar, kimi tarikatlar, kimi kendini sosyal medyada güçlü gösterip ülke gündemini manipule edebileceğini gösterme niyetindeki kişiler. Bunun için de trol ajanslarla, emirlerinde yüz binlerce bot hesapla çalışıyorlar. Tabi kendileri de örgütlüler, anlaştıkları fenomenler, gazeteciler var. Türkiye'de böyle bir yasaya ihtiyaç varmış, bu halk tarafından talep ediliyormuş gibi bir algı yaratmak için aylarca uğraştılar"

Türkiye küçük ama azgın azınlığın manipülasyonuna yeniliyor

Bu manipulasyon çalışmasının bir anlamda başarıya ulaşmış gibi göründüğünü ancak son dönemde sokak hayvanlarına ilişkin yasa tasarısı ile ilgili yapılan anket çalışalarının, bu manipulasyon gruplarını ters köşe yaptığını hatırlatan Can, "Gerçek kişilerle yapılan anketler, ünlülerin verdiği destek, meclisteki ve sokaktaki mücadele bunun gerçek olmadığını açık bir şekilde gösteriyor" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Zaten biraz daha inceleyen bir gözle baktığınız zaman 3-5 tane bunların para verdiği fenomen hesabı ve bir kaç gazete, ajans ve gazeteci dışında bir destekleri yok. O kadar küçük ama azgın bir azınlık ki. Ama çok uzun zamandır böyle bir algıyı oluşturdular ve malesef ki Türkiye sosyal medyada yaratılan bu algıya yeniliyor. Bu operasyonlarla iktidarla muhalefeti bir kez daha karşı karşıya getirmiş oldular ancak ben inanıyorum ki, muhalefet seçmeninde bu yasaya karşı ne kadar insan varsa, iktidar seçmeninde de var. İktidar bu oyuna düştü çünkü gündemin değişmesi işine geliyordu. Ama ben hala bu hatadan döneceklerini düşünmek istiyorum"

Sahte TT'lerin arka planı

Hayvan hakları aktivistlerinin hashtag çalışmaları karşısında gerçekleşen trol saldırılarının arka planına değinen Can, izlenen yönteme dikkat çekiyor.

"Bu konuda da örgütlü bir çalışma var. Öncelikle 3-5 saniye gibi kısa bir süre içinde az önce bahsettiğim paneller aracılığıyla bot iletiler basılıyor. Bin tane, 5 bin tane, 10 bin tane, alakasız kelimelerden oluşan iletiyi en fazla yarım dakika içinde basıyorlar. Alakasız kelime derken rastgele kelimelerden bahsediyorum. Bu şekilde söz konusu Hasgtag inanılmaz kısa bir süre içinde TT listesine, yani Twitter gündemine giriyor. Gerçek insanların, gerçek kelimelerle başlattığı, mesai harcadığı, kendini ifade ettiği Twitter kampanyalarının karşısında, bir kaç dakika içinde atılan tweetlerin sayısını geçiyor ve listeye giriyorlar. Bu olur olmaz, bu rastgele kelimelerden oluşan tweetler o algoritma tarafından otomatik olarak siliniyor ve önceden hazırlanmış maaşlı troller tarafından hazırlanmış tweetler atılıyor. Bunlar da kopyala yapıştır yöntemi ile bir kaç katına çıkartılıyor. Tabi bir yandan da kiraladıkları fenomenler, gazeteciler var. Onlar da aynı örgütlenme içinde oldukları için bu operasyonların saatini biliyorlar, atılacak mesajlar onlara da iletilmiş. Sonra bu trol ajanslar bu tweetlere örgütlü bir şekilde favori gönderiyor. Dijital zorbalar da destek veriyor. İçine girip incelemediğin zaman bu organik bir çalışma gibi görünüyor ancak Tag'in içine girip baktığında anında anlaşılıyor ki bu çalışma gerçek insanlar tarafından yapılmıyor. Katılan hesapların %90'ı resimsiz ve isimsiz, algoritma tarafından oluşturulmuş hesaplar. Toplu iletiler, aynı elden çıkmış iletiler, yani binlerce hesaptan beş altı tane aynı ileti atılmış. Dolayısıyla bu hesapların incelenmesi gerekiyor. İncelendiği zaman inorganik, yani insan olmayan hesaplardan atıldığı açıkça görülüyor"

Tek TT için aylık 600 bin lira

Son zamanda hayvanseverlerin, aktivistlerin bu yasa tasarısından rahatsız olan insanların da desteği arttıkça, yasaya evet diyen, sokak hayvanlarına düşman olan tarafın ne kadar küçük bir grup olduğu, bir ilüzyon olduğunun anlaşılmaya başladığını vurgulayan Can, ortaya çıkan gerçekler karşısında bu trol gruplarının taktik değiştirdiğini gözlemlediğini belirtti. Can, bu taktik değişikliğinin de panikle yapıldığının anlaşıldığını ifade ediyor.

"Normalde o kadar geç saatlerde bu tip operasyonlar yapmazlardı, ancak karşılarındaki gerçek insanlar büyük bir azimle çalıştığı için gece 3-4 gibi geç saatleri seçtiler. Yani Türkiye'deki insanların uyuduğu saatleri seçtiler. Ancak kötü bir trol ajansıyla anlaşmışlar, beşinci sınıf bir iş çıkardılar, belli ki orada da bir arıza yaşanmış, muhtemelen de yabancı bir ajans, dolayısıyla rasgele bot hesap seçmişler, pornografik içerik yayınlayan hesaplardan bu tweetleri atmışlar, ve bahsettiğim arıza sonucu, bu tweetler, daha önce olduğu gibi, bir dakika içinde silinmemiş. Bu hesaplardan yüzbinlercesi atılmış ve bu rezilliği herkes gördü, ekran görüntüleri aldı. Bu durum ciddi bir şekilde de alay konusu oldu. Bu şekilde çirkin metodlarla, gerçek insanların sokak hayvanları savunusunun karşısına çıktıkları ortaya çıkmış oldu. Bu manipulasyonlar için de büyük bütçeler gerekir. Prime time'da en ufak bir TT için 50-60 bin lirayı gözden çıkarmak gerekiyor. Tabi bir de bir ajansla anlaşıyorsun onun da bir maliyeti var. Bunun organizasyonunu yapılması, öncesinde yüzlerce ileti hazırlanması gerekiyor. Trol hesapların açılıp idare edilmesi gerekiyor. Yani böyle bir organizasyon aylık 500-600 bin liradan aşağı bir fiyat tutmaz. Bu bir kereye mahsus kampanyalar için geçerli, uzun süreli manipulasyon TT'leri için çok ciddi bir bütçe gerekiyor"

Manipulasyonla mücadelenin yolu örgütlü hareket etmekten geçiyor

Bu manipulasyonların karşısında durmanın ancak örgütlü bir çalışma ile mümkün olduğunu, çok takipçili hesapları olan aktivistlerin, sanatçıların, ünlülerin, politikacıların, belediye başkanlarının, yazarların, aydınların, sivil toplum kuruluşlarının bir arada hareket etmesi ve hayvan hakları savunucularına destek olması gerektiğinin altını çizen Can, sahte bir TT görüldüğünde Spam yapılması gerektiğini (sahte içeriğin sosyal medya mecrası üzerinden şikayet edilmesi), ama daha da önemlisi o sahte TT'nin altındaki sahte hesapların şikayet edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Bu hesapların tespit edilmesinin çok kolay olduğunu vurgulayan Can, şöyle ekliyor:

"Bu hesaplar isimsiz, resimsiz, aynı iletiden elli tane atmış, kopyala- yapıştır paylaşım yapmış, toplu hashtag kullanan hesaplardır. Ancak bu tek başına üstesinden gelinebilecek bir şey değil, bunun için organize olmak, örgütlü hareket etmek gerekiyor. Biz hayvanseverler, iyi insanlar daha iyi organize olmayı öğrenmek zorundayız ki dijital zorbalık başarıya ulaşmasın. Sıkılmadan, bıkmadan bu hesapları şikayet etmek gerekiyor. Olmayan bir şeyi, manipulasyon amaçlı bir sahte bilgiyi geçmek kolaydır organize olursan"

İktidarın küçük ortakları kendilerini trol kampanyaları üzerinden var ediyor

Bu trol kampanyaları ile iktidarın küçük ortaklarının kendilerini olduklarından daha kalabalık ve daha güçlü göstermek istediklerini vurgulayan Can, mülteciler, enflasyon, barınma, hayat pahallılığı, dış politika, dış borç gibi konularda sözleri ciddiye alınamayacak bu küçük partilerin, bu nefret kampanyalarına sırf adları duyulsun diye destek verdiklerini belirtti. Can şu şekilde devam etti:

"Troller tarafından gündeme sokulan, daha tali konularda, bu trollere destek vererek kendilerine bir yer edinip isimlerini duyuruyorlar. Örneğin, Hüda-Par ve Büyük Birlik Partisi sokak hayvanları konusunda inanılmaz derecede politika yapıyor. Ben sokak hayvanlarından gerçekten bu kadar nefret ettiklerini ya da bu konuyu bu kadar önemsediklerini düşünmüyorum. Bu kadar küçük iki partinin adının anılabileceği başka bir konu, başka bir gündem yok. Kim takar Hüda-Par ve BBP'yi. Örneğin enflasyonla, barınmayla, dış politika ile ilgili konuşsalar kimse ciddiye almayacak. Bu nefret kampanyalarıyla kendilerine gündemde yer edinip, adlarını duyurmuş oluyorlar. Yoksa bu klik için kediler, köpekler önemli değil, eğer konu ağaçlar olsaydı, ağaçlara karşı olacaklardı, kırmızı tişört olsaydı, kırmızı renkte tişörtlere düşman olacaklardı. Çünkü kendilerine gündemde daha ciddi konularda yer edinmeleri mümkün değil."

Dijital zorbalık, zorbalığı beraberinde getiriyor

Pek çok kez hedef alındığı ve yargı sopasıyla da taciz edildiği için adını değiştirmek zorunda kaldığımız Can, bu saldırılara karşı suç duyurularında bulunduğunu ancak anonim hesaplarla ve olmayan kişilerle mücadelenin zor olduğunu dile getirdi. Can devamla şunları söyledi:

"Elbette suç duyurusunda bulunmak gerekiyor ancak fail kim? Kimi kime şikayet edeceksiniz? Onlarca sahte TT analizi yaptım, trol hesaplar, bot hesapları, algoritmalar, trol ajanslarıyla ilgili bilgiler verdim. Bunların nasıl yapıldığını ya da nasıl yapılmaması gerektiğini anlattım, bunun karşılığında tabii ki size düşman oluyorlar. Hesaplarımızı spamlıyorlar, küfürler hakaretler ediyorlar, ifşa ediyorlar, tehdit ediyorlar, CİMER'den abuk subuk başvurular yapıyorlar. Durmadan ifadelere çağrılıyorsunuz. Sizi mahkemeye veriyorlar, abuk subuk şeylerden mahkemelere çıkıyorsunuz. Daha fazla canlarını sıkarsanız daha ileri de gidebiliyorlar. Malesef ki dijital zormalık, gerçek zorbalığı da beraberinde getiriyor."

Bilgi: Değerli okuyucularımız, gazetecilik ilkeleri doğrultusunda haberde kaynağımızın ismi, kendi isteği üzerine Deniz Can olarak değiştirilmiştir.