TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, Diyarbakır genelin arıtma problemine dikkat çekmek için Elektrik Mühendisleri Odası’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamada “Kayyum sistematiği arıtma sisteminin eksik çalışması nedeni ile doğamızı nehirlerimizi kirletmekte ve bu işle ilgili kurum kuruluşlar gerekli yasal müdahaleleri yapmamaktadır” vurgusu yapıldı.
Açıklamada konuşan Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Alican Çetinkaya, atılan yanlış adımlardan dolayı yetkilileri uyardıklarını ve sorunun devam etmesi halinde TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu olarak suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu üyelerinin de katıldığı açıklamayı Diyarbakır Çevre Mühendisleri Odası Eşbaşkanı Nujiyan Yıldırım yaptı.
Temmuz 2023 tarihinde “Dicle Nehri’nde korkutan görüntü” başlıklı haberlerle gündeme olan Merkez Sur ilçesi Karpuzlu Mahallesi’ndeki Atık Su Arıtma Tesisi’nden çıkan siyah ve kimyasal madde içeren atıksuyun Dicle Nehri’ne karıştığı görüntülerini hatırlatan Yıldırım, söz konusu arıtma tesisinin dönemin HDP’li belediyeleri tarafından yapıldığını ve bunun kayyumlar tarafından tam kapasite ile işletilmediğini hatırlattı.
Kayyum yönetimindeki belediyelerin Diyarbakır’ı rant ve sömürü anlayışı ile yönettiğini ifade eden Yıldırım, var olan tesislerin kullanılmamasını “Diyarbakır halkına adeta varlık içinde yokluk yaşatılıyor” şeklinde yorumladı.
“Kent yönetimi şeffaf katılımcı demokrasiyle değil, adeta halkı cezalandıran anlayışa sahip kayyım ile kentin altyapısı dâhil yerel yönetimler sorumluluğundaki hizmetlerden mahrum kalmakta ve tüm kamu kaynakları da liyakatsız yöneticiler tarafından heba edilmektedir” diyen Yıldırım, DİSKİ’nin mevcut görevini sürdürmediğini ve kentin artan nüfusuna rağmen kapasite geliştirme hamlelerinde bulunmadığını aktardı ve “Kent geleceğinin içme suyu konusunda ciddi sıkıntılar yaşanacağını biliyoruz” dedi.
Kentteki arıtma istasyonlarındaki sorunlara dikkat çeken Yıldırım, “Diyarbakır İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi”nin işletmesi Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (DİSKİ) tarafından yapılmaktaydı. Yapılmaktaydı diyoruz. Çünkü DİSKİ yetkilileri Arıtma Tesisini mevzuatlara uygun işletmediği fotoğraf ve videolarla yerinde tespiti yapılmıştır. Arıtma Tesisine gelen atıksu arıtılmadan baypas yöntemiyle direkt Dicle Nehrine vermektedir. Bu yöntemin kullanılması meri mevzuat hükümlerine aykırıdır” dedi ve şöyle ekledi:
Kayyum sistemi doğamızı nehirlerimizi kirletiyor
“Katı Atık Aktarma istasyonundaki sorunların yaz boyu devam ettiğini burada çökelti havuzundan sızan suyun filtrasyonun yapılmadığını taban suyuna sızdığını son birkaç yıldır bu konuda herhangi bir iyileştirmenin yapılmadığını yine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünün ve ilgili kurumların müdahil olmadığını görmekteyiz. Bunun yanında kentin tüm katı atığının toplanıp depolandığı vahşi depolama alanı dediğimiz bölgede de sızıntıların filtre edilmediğini yeraltı sularını kirlettiğine şahit olmaktayız.
Diyarbakır Bağlar ilçesi Yukarı Akdilek Mahallesi sınırları içerisinde bulunan Karacadağ evsel katı atık depolama sahasının; evsel atık suları çevreye, mera alanlarına ve ayrıca en önemlisi hiç bir önlem alınmadan doğaya karışmaktadır. Çevre, insan ve doğada yalayan diğer canlı sağlığına ciddi manada zarar verebilmektedir. Ayrıca vahşi depolamada yaz aylarında ara ara çıkan yangınlardan kaynaklı hava kirliliğine neden olduğundan ivedi bir şekilde gerekli önlemlerin gerekmektedir. Kentimizin en büyük sorunu olan evsel atıkların depolama sahaları için gerekli olan geçirimsiz tabaka, gerekli alt yapı ve evsel atıksuların artırması gibi gerekli olan diğer bütün teknik ekipmanların yapılması elzemdir.
Yine bu kente zor koşullarda yüksek bütçelerle, büyük emeklerle oluşturulan Atık Su Arıtma sistemimizde de aynı yaklaşımı gösteren Kayyum sistematiği arıtma sisteminin eksik çalışması nedeni ile doğamızı nehirlerimizi kirletmekte ve bu işle ilgili kurum kuruluşlar gerekli yasal müdahaleleri yapmamaktadır.
Diyarbakır şehir merkezi genelinde oluşan evsel nitelikli atıksuların arıtılması amacıyla Diyarbakır Sur İlçesi Çaruği Mahallesi sınırları içinde bulunan “Diyarbakır İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi”nin işletmesi Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (DİSKİ) tarafından yapılmaktaydı. Yapılmaktaydı diyoruz. Çünkü DİSKİ yetkilileri Arıtma Tesisini mevzuatlara uygun işletmediği fotoğraf ve videolarla yerinde tespiti yapılmıştır. Arıtma Tesisine gelen atıksu arıtılmadan baypas yöntemiyle direkt Dicle Nehrine vermektedir. Bu yöntemin kullanılması meri mevzuat hükümlerine aykırıdır.
Normal şartlarda gelen atıksuyun arıtılması ve deşarj edilmesi durumunda dahi “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği” Tablo-21 ve “Kentsel Atıksu Arıtımı Yönetmeliği” Tablo-1 ve Tablo-2 de yer alan deşarj parametre ve değerlere ulaştıktan sonra anca deşarjı mümkün olur. 05.12.2023 tarihinde Dicle Nehrinden 2 farklı noktada nu numunesi alınmıştır. Burada Söz konusu numunenin alındığı noktalar; DİSKİ İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisinin deşarj noktasından önce Dicle Nehri suyunun durumunu ve deşarj noktasından sonraki Dicle Nehri suyunun durumunun tespit etmek amacıyla seçilmiştir. Numune alma işlemi ve analizi bağımsız bir kuruluş olan ve “TÜRKAK”tan Akredite Laboratuvar tarafından yapılmıştır. (Analiz Raporları; S-593/23 Nolu Rapor 18.12.2023 Tarihli ve S-594/23 Nolu Rapor 18.12.2023 Tarihli)
Bağımsız kuruluş tarafından yapılan analiz sonucuna göre;
Deşarj noktasından önce; Analiz sonuçlarının mevzuata uygun olduğu görülmüştür. Dicle nehrinde yaşayan canlılar için herhangi bir kirlilik yükünün ve tehlikenin olmadığı analiz raporuyla tespit edilmiştir.
Nehirdeki bazı canlıların üreme yeteneği yok olacak
Deşarj noktasından sonra; Analiz sonuçlarının mevzuata uygun olmadığı, hatta değerlerin çok çok yüksek olduğu görülmüştür. Dicle nehrinde yüksek derecede bir kirlilik yükünün olmasından kaynaklı sudaki canlı yaşamı tehdit altında olduğu analiz raporuyla tespit edilmiştir.
Dicle nehrinin kirletilmesi İnsani açıdan ve diğer tüm canlılar için büyük tehlikeler oluşturmaktadır. Dicle nehrinde oluşan kirlilikten dolayı nehrin doğal bakteriyolojik yapısı zamanla bozulacaktır. Söz konusu bu yapının bozulmasıyla beraber tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, nehirdeki canlı popülasyonun doğal özelliklerinin değişmesine, bazı canlıların üreme yeteneğinin körelmesine hatta yok olmasına sebebiyet verecektir.
Hastalık ve salgın tehlikesi
Ayrıca Dicle Nehri üzerinde tarımsal faaliyetlerle yaşamını sürdürmeye çalışan vatandaşlarımızın da sağlık açısından büyük tehlike altında olduğu aşikârdır. Çünkü kirli sulardan kaynaklı; Tifo, Dizanteri, İshal – Kusma ve Ateş, Hepatit A, Parazitli Enfeksiyonlar, Tenya – Kılkurdu, ve Çocuk Felci… Vb. gibi tehlikeli ve salgın hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
DİSKİ liyakatsiz kadrolarla idare ediliyor
Söz konusu Atıksu Arıtma Tesisi IPA projesi kapsamında olup ve 2015 yılı sonlarında devreye alınmıştır. Söz konusu proje kapsamında yapılan “İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi”nin bugün çalıştırılamamasının veya çalıştırılmıyor olması başta Diyarbakır Büyük Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Diyarbakır Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü yönetimlerinin liyakatsiz bir kadroyla idare edildiğinin açık göstergesidir.
Dicle Nehri tehdit aldında
Atıksu Arıtma Tesisinde sorunları saymakla bitmiyor. Arıtma Tesisinde oluşan arıtma çamurlarının herhangi bir lisanslı tesise verilmediği arıtma tesisinin sahasında toprak zemin üzerinde gelişi güzel depolandığı tespit edilmiştir. Yapılan uygulamada arıtma çamurlarının hava olaylarından (yağmur, kar, rüzgâr… vb) etkilendiği görülmektedir. Bundan dolayı Toprak Kirliliği, Yeraltı Su Kirliliği ve Dicle Nehrine yakınlığından dolayı Dicle Nehrinin ikinci kez kirlenmesine sebebiyet vermektedir. Ayrıca Arıtma çamurlarının olduğu alanların sınırında aktif olarak tarım yapıldığı görülmüştür. Bölgede yaşayan vatandaşların kokudan dolayı kendilerine ait arazileri işleyemediklerini, arazide çalışamadıklarını ve sağlıklarının da tehdit altında olduğunu ifade ediyorlar.
Bizler TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyonu olarak gerekli takibi yapan kurumların sorumluluklarını yerine getirmelerini belirtiyor, bu yapılan yanlışların takipçisi olacağımızı kamuoyuna deklere ediyoruz.”