Toplumsal yapımız ve yeni kuşaklar ve sokak köpekleri (1)

15 yaşındaki gençlerin okuduğunu anlama, dünyayla uyumlu bir düzeyleri yok! (PISA) 20 milyon gencimiz, dünyanın bazı ülkelerinin toplam nüfusundan fazladır. Bizim geleceğimizi, şimdiden hazırlamamıza ihtiyacımız var. Ve eğitilemeyen gençlerimizle, geleceğimiz parlak olamaz!  Z Kuşağı; dijital çağın biçimlendirdiği teknoloji ve hız kuşağıdır. Z Kuşağı ve sonrası Alfa, Beta Kuşağıyla geleceğin kuşaklarıdır. Ve ortalama yedi ebeveyn değiştiren toplumların kültürüyle devşirilmiş ve bir yanıyla da bizim buranın fosilleşmiş duvarlarıyla çevrilmiş kuşaklardır, talihsiz kuşaklardır!

Benim kuşak, biz; 20. yüzyılın yazılımına sahibiz. Z Kuşağı ve sonrası; 21. yüzyılın yazılımıyla donanmıştır. Her dönem, kuşaklar arasında fark olmuştur ve olacaktır da. İlk kezdir kuşaklar arasında teknolojik farkla oluşan makas açıklığı, anlaşmayı imkânsız kılacak kadar fazladır! Ve yeni kuşakların olanaklarının ve gelecek beklentilerinin olmayışı, toplumsal yaşamımızın ölüm fermanıdır!

Yüzlerce yıl öncesinden (13. Yüzyılda) günümüz toplumların yapısına nokta atışları: “Behram Gür, bir yaban eşeğini pişirerek kızartıp halka dağıtınca karıncanın getirdiği çekirge ayağı kadar olamadı. İyilik ve bağışın derecesini, bağışlayanların servetleriyle, güçleriyle ölçmek gerekir.” GÜLİSTAN ( Şeyh Sâdi Şirazi-Türk Klasikleri) Bizdeki sermaye transferi ve toplumsal sınıflar arasındaki uçurumun nedeni: Emekçilerin az gelirinden çok vergi alma, devasa servetleri olanlardan hiç vergi almama meselesi.  Ve toplumsal yapımızdaki tutarsızlık ve kitleleri aldatma stratejisi: “Bundan önce, birtakım insanlar vardı; görünüşleri dağınık, perişan; ama iç yüzleri bayındırdı. Anlamda cem ( kalpleri dolu ) idiler. İşte tasavvuf, o gibi insanların halleriydi. Bugüne gelince, birtakım insanlar türemiş, görünüşleri kusursuz; ama içleri perişandır. Tasavvuf, bunların işi değildir.” GÜLİSTAN ( Şeyh Sâdi Şirazi-Türk Klasikleri) İşte günümüzdeki din bezirganlığının çarpıcı bir özeti. Ve işte otoriterlik ve sonuçları: “ Padişahın görüşüne karşıt görüş aramak, kendi kanıyla el yıkamak gibi olur. Eğer padişah gündüzün, “Şimdi gecedir.” derse, “ Evet, gecedir, doğru söylediniz. İşte ay ile ülker.” demek gerekir.” GÜLİSTAN ( Şeyh Sâdi Şirazi-Türk Klasikleri )

Darbelerle toplumsal yapımız bozuldu. Şimdiki kuşakların beklentileri çok fazla ve o oranda da olanakları az ve köşeye kıstırılmış gibiler. Çok şey isteyip de hiçbir şey elde edememe durumu, korkunç yıkıcı bir duygu oluşturuyor yeni kuşaklar üzerinde. Mutsuz ve hırçınlar. Ve boşluktalar! Yeni kuşağın, haksızlık yapmak için demiyorum, toplum için bir şeyler yapma istekleri de pek yok! Kendinden başkalarını düşünenler, hışımla cezalandırıldı. Yeni kuşak, neredeyse, kendini bile düşünmez halde! Peki, bunun sorumlusu, zor durumda ve mutsuz olan bu gencecik çocuklar mı? Asla!  Yeni kuşağın beklentileri çok fazla! Olanakları da ne yazık ki yok denecek kadar az! Asıl trajedi ve gerilim de bundan kaynaklanıyor!

Büyük kızım, İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi (İSTUN) İngilizce Tıp öğrencisi. Bu yıl, üçüncü sınıfa geçti. 2022- 23 öğretim yılında kayıt yaptığımızda okulun % 50 indirimli ücreti, 81 bindi. %35 kâr marjı olur diye kaydettik. Bu yıl, 2023-24 öğretim yılında % 50 indirimli % 100 arttı ve ücreti 165 bin oldu. Aylık 18.620 lira ödüyordum.( taksitli 9 ay). Ve maaşım 24 bindi. Bu önümüzdeki yıl için 330 bin belirtilmiş. Okuyan öğrencilere ise 280 binmiş! Yani ben bir veli olarak kızımı okutmak için ayda 31 bin ödeyeceğim. Maaşım yine 24 bin. Biliyorum, nasıl olacak, diyorsunuz! Sahi, nasıl olacak?

Ben 2022 yılında Milli Eğitimden emekli oldum. 35 yıllık emeğime karşılık 300 bin tazminat aldım. Dershanelerdeki çalışmam hesaba katılmıyormuş. Milli Eğitimde çalışma sürem 20 yıl 4 aydı.  Seyrantepe- Toplukonutlardaki 80 metrekarelik evimizi satılığa çıkardım. Hesaplamalarımıza göre bu yıl ve gelecek yılı atlatabiliriz. Ya beşinci ve altıncı sınıftayken ne yapacağız?

ÇAĞRI

Yılların yorgunluğudur üzerime çöken

Sırt üstü uzanmaktan kaçınıyorum

Zulüm vurgunu kalbim

Bakarsın dayanamaz

Hemen de soluklanmam gerek

Uzun yollar var daha aşılacak

Yeni bir saat takıyorum koluma

Kışlık elbiselerimi de giyiniyorum

***

Pusulam, özlemimdir!

Sıcaklığını arıyorum

Ayrı yollardan aynı güne

AYDIN ALP / ŞARKILAR TILSIMI (Memleket Yayınevi 1986)

RUHLAR MAHŞERİ (Toplu Şiirler – 1) J&J YAYINEVİ 2015

Ben bir veli olarak sorunumu aktardım; ama bu yalnız benim sorunum değil tabi. Şimdi sanayisini kurmuş ve insanlarını yaşatmak üzere örgünün olduğu bir ülkede: “Kızımızı okutmak için evimizi satacağız!” deseniz, ne kastettiğiniz anlaşılmaz! Ama bizim buranın acı bir gerçeğidir ne yazık ki!

Toplumda hukuksal zemin yok edilmişse, adalet yoksa; toplumsal ve bireysel hoşgörü de eksilir; yaşama sevinci de yok olmaya yüz tutar! Şiddetin olduğu toplumsal sistemlerde, ekonomik ve psikolojik sefalet artar!  

Ah, ama toplumumuzda şiddet yaygınlaşıyor! Öğrenciler arasında da şiddet yaygın. Olay, lokal değil; geneli kapsıyor ve sistemsel! Dolayısıyla yaşamın örgüsünü değiştirmeli!  Ailede, sokakta, okulda, stadyumlarda, her yerde barış olmalı! Şiddet, toplumsal yapımızdan çıkarılmalı. Ormanlarımız, doğamız, hayvanlarımız, bütün canlı ve cansız varlıklarımız korunmalı. Ah, şimdi de sokak köpeklerinin katledilmeleri gündemde! Nobran davranışların önüne nasıl geçilir artık; ah, sevgi nasıl örülür?