Sağlık emekçileri ve hekimlerin 29 mayısta Ankara’da gerçekleştirdiği “Beyaz Miting” eylemini değerlendiren TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya, hekimlerin ücretlerinin yoksulluk sınırının altında kaldığını, çalışma koşulları ve özlük haklarının düzeltilmesine yönelik taleplerinin arkasında olacaklarını söyledi.

halis yerlikaya TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya

Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya hekimlerin, sağlık çalışanlarının ve sağlık meslek örgütlerinin Ankara’da yaptığı ‘Beyaz Miting’i Sur Ajans’a değerlendirdi.

beyaz miting ankara Beyaz Miting Ankara

‘Sağlık çalışanları, hekimler, mühendisler de artık yoksulluk sınırının altında’

Beyaz Miting’in sadece sağlık çalışanlarının ve hekimlerin özlük hakları, çalışma koşulları için yapılmadığını sürdürülen mücadelenin toplumun nitelikli sağlık hizmetine erişimi için de verildiğini ifade eden Yerlikaya, şunları söyledi: “Sağlık alanında çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıyayız. Uzun süredir TTB ve diğer emek, meslek örgütleri ve sendikalarla beraber bir mücadele yürütüyoruz. Bu mücadele sadece hekimlerin, sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarının düzeltilmesiyle ilgili değil. Tabii ki en temel taleplerimizden bir tanesi bu. Emeğimizin karşılığını almamız ve çalışma koşullarımızın düzeltilmesi ama en önemli taleplerimizden bir tanesi de halkın sağlık hakkı. Çünkü geçtiğimiz pandemi sürecinin de katmerleştirdiği sağlık alanında yaşanan sorunlar, zorluklar bu dönemde çok daha arttı ve gerçekten yurttaşlar da sağlığa erişemiyorlar. Ama biz hekimler, sağlık çalışanları gerçekten çok zor durumdayız. Pandemi döneminin tüm ağır yükünü omuzlarımızda taşıdık. O dönemde herkes evlere kapanırken biz en ön safta Covid-19’da bir mücadele yürüttük. O dönemde aslında şuanki sağlık sisteminin handikapları, yöneticilerinin bilim dışı yaklaşımları nedeniyle hem çok sayıda yurttaşlar can kaybının yaşandığı (250 binden fazla) hem de ne yazık ki 500’ün üzerinde sağlık çalışanı meslektaşımız yaşamını yitirdi. Bütün bu süreçler boyunca aslında biz taleplerimizi, neleri istediğimizi, yapılması gerekenleri defaten Sağlık Bakanlığına, ilgililere, kamuoyuna açıkladık. Gerek basın açıklamalarıyla, gerekse yaptığımız toplantılarla, duyurularla, eylem ve etkinliklerle taleplerimizi ifade ettik. Ekim ayından itibaren de bütün Türkiye’de Beyaz Forum, Beyaz Yürüyüş ve etkinliklerle bu taleplerimizi bütün Türkiye’de kamuoyuna duyurmaya çalıştık. Aslında artık herkesin bunları duyduğunu biliyoruz. Bütün yurttaşlarımızın bu haykırışlarımızı bir biçimde duyduğunu ve kamuoyunda karşılık bulduğunu düşünüyoruz ama ne yazık ki, yetkililer, siyasal iktidar bizim sesimizi duymadı. Pandemi döneminde ‘sağlıkçıların hakkı ödemez’ dediler ve gerçekten de ödemediler. Şuanda Türkiye’de bir ekonomik kriz var ve bunun bütün toplumsal kesimlere yansımaları var. Herkes ciddi bir şekilde bir geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı yaşıyor. Biz hekimler de sağlık çalışanları da artık geçinemiyoruz. Örneğin yoksulluk sınırı açıklandı ve 19 binden daha az alanlar yoksul. Bu ülkenin sağlık çalışanları, hekimleri, mühendisleri de artık yoksulluk sınırının altında.”

TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Halis Yerlikaya

‘Vazgeçmeyeceğiz ve mücadeleye devam edeceğiz’

Hekimlerin somut taleplerine değinen Yerlikaya, şöyle konuştu: “İmza kampanyalarıyla taleplerimizin karşılanmasını istedik. En önemli taleplerimizden bir tanesi de sağlık alanında yaşanan şiddetin son bulmasıydı. Şiddet çok önemli bir sorun ve şuan sağlık sisteminde yaşanan aksaklıklar, hizmete erişimle ilgili yaşanan sıkıntılar nedeniyle yurttaşlar tarafından sağlıkçılara yönelik bir şiddet eğilimi var. Burada tabii ki, şuanki yöneticilerin hürmetsiz yaklaşımlarının da bunda belirleyici olduğunu düşünüyoruz. “Giderlerse gitsinler” gibi söylemlerin bu noktalarda etkili olduğunu, yaşanan şiddetin sağlık politikalarındaki bu yaklaşımları bir sonucu olduğunu düşünüyoruz. Şuanda da sağlık sistemi işlemez bir noktada. Bunun bedelini de biz ödüyoruz. Sağlıkta şiddetin son bulması ve emeğimizin karşılığını alacağımız bir ücret talebimiz var. Emekliliğe yansıyan insanca bir ücret, performans sisteminin ortadan kaldırılması. Tek bir ödemenin yapılması. Covid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi. Bizim istediğimiz taleplerle bir yasanın geçirilmesi. Şiddeti önleyecek, etkin ve caydırıcı bir yasanın geçirilmesi ki, şuana kadar yapılan düzenlemelerin bunun uzağında olduğunu söyleyebiliriz. Sağlık sisteminin yeniden düzenlenmesi gibi çok somut taleplerimiz var. Ne yazık ki, şuana kadar iktidar bu taleplere kulaklarını tıkadı. Biz bu taleplerimizin arkasındayız. Bize “giderlerse gitsinler” diyenlere inat buradayız, vazgeçmiyoruz, korkmuyoruz ve gerçekten bu topraklarda hekimlik değerlerine bağlı olarak hekimlik yapmaya devam edeceğiz. Bu miting de aslında bütün bu taleplerimize karşı verilen vaatlerin, yaratılan algıların, verilen müjdelerin bir karşılığının olmamasına bir uyarıydı. En son yaptığımız 2 günlük G(Ö)REV etkinliğinden sonraki süreçte de bu mitingle birlikte sadece hekimler değil bütün sağlık çalışanları olarak bir kez daha emek bizim söz bizim, sağlık hepimizin dedik. Sağlık sisteminde yapılması gerekenleri bir kez daha ifade ettik. Emeğimizin karşılığını alabileceğimiz ücret talebimizi çok somut olarak ifade ettik. Sağlık sisteminin yeniden düzenlemesi gerektiğini ifade ettik. Bunu sadece kendimiz için değil, toplumun sağlık hakkı için ifade ettik. Sağlık hepimiz için ve bunu göstermek istedik. Eğer taleplerimiz karşılanmazsa ve bu konuda somut ilerlemeler kaydedilmezse bundan sonraki süreçte de biz vazgeçmeyeceğiz ve mücadeleye devam edeceğiz. Bundan sonra daha farklı eylem ve etkinliklerle hem hekimlerin hem sağlık çalışanlarının somut taleplerinin yaşama geçirilmesi için çabamız, mücadelemiz devam edecek.”

beyaz miting Ankara Anıtpark Beyaz miting

‘Taleplerimizin karşılanması için iktidara bir kez daha seslendik’

Mitin alanı için talep edilen yerin karşılanmadığına vurgu yapan Yerlikaya, mitinge katılım ve miting atmosferiyle ilgili de şunları ifade etti: “Aslında biz Ankara’da miting için Kolej Meydanı’nı talep etmiştik.  Mitingden bir ay önce 29 nisanda başvurmuştuk. Ama sürekli bir oyalama ile geçiştirildi ve o meydan bize verilmedi. Anıtpark denilen bir meydan verildi. Ve bu son haftaya kadar -mitinge katılımın önüne geçmek için- açıklanmadı. Demokratik hakkımızı kullanmamız noktasında da bir takım zorluklar yaşatıldı. Ama bütün bu engellemelere rağmen aslında Türkiye’nin dört bir yanından, Van, Hakkari Tabip Odasından Edirne’ye; Samsun’dan Antalya’ya kadar hekimler, sağlık çalışanları, eczacılar, diş hekimleri, tüm sağlık çalışanları, sağlık öğrencileri bu mitinge geldiler. Yaklaşık 5-6 bin civarında bir katılım oldu. Çok coşkulu bir miting oldu. Bütün sağlık meslek örgütleri, herkes kendi rengiyle taleplerini orada ifade ettiler. Mitingin sonrasında da kardeş türkülerle çok coşkulu bir ortamda halaylar çekildi. Mücadeleden vazgeçmediğimizi, taleplerimizin arkasında olduğumuzu herkese bir kez daha göstermeye çalıştık. Taleplerimizin karşılanması için iktidara bir kez daha seslendik.”

SUR AJANS/ÖZEL