Dayanışma amacıyla yaptığı haberleri, tutuklanan gazetecilerin imzasıyla yayınlayan Mücadele Birliği Gazetesi muhabiri Serpil Ünal, tutuklamalara karşı tepkilerin yetersiz olduğu eleştirisinde bulundu.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, 8 Haziran’da polisler tarafından yapılan ev baskınlarında 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 8 günlük gözaltı sürecinin ardından 16 Haziran’da mahkemeye çıkarılan gazeteciler, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” yaptığı iddiasıyla tutuklandı.

Gazetecilerin tutuklanmasına ulusal ve uluslararası çapta birçok gazeteci, aydın, siyasetçi ve kurum tepki gösterdi. Gazetecilerin tutuklanmasına tepki gösteren yüzlerce gazeteci ise tutuklanan meslektaşlarıyla dayanışmak için hem yaptıkları haberlere tutuklanan gazetecilerin imzasını atıyor hem de yaptıkları açıklamalarla gazetecilerin serbest bırakılması talebini sürdürüyor. Dayanışmada bir fark yaratan Mücadele Birliği Gazetesi, servis ettiği haberleri tutuklanan gazetecilerin imzasıyla yayınlıyor. İlk olarak JİNNEWS Müdürü Safiye Alagaş’ın imzasıyla haber yayınlayan gazete, toplumun haber alma savunmak amacıyla diğer tutuklu gazetecilerin imzasıyla haberler yayınlamaya devam edecek.

Mücadele Birliği Gazetesi muhabiri Serpil Ünal, tutuklanmalar ve gazetecilerle dayanışmanın önemine dair değerlendirmelerde bulundu.

16 gazetecinin tutuklanmasından sonra Diyarbakır’da Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’ne (DFG) destek ziyaretinde bulunduklarını söyleyen Ünal, “Gazeteci arkadaşlarımız için ne yapabiliriz?” üzerine tartışmalar yürüttüklerini belirtti. Ünal, “Bunu nasıl yapabiliriz? Kendileriyle ilgili haberler yapabiliriz. Ama en önemlisi onların hala haber yapıyor olduğunu göstermemizdi. Ve bu tutuklamaların engel olamayacağını göstermekti. Bende bundan dolayı onlardan birinin adına haber yapma kararı aldım. Bu fikir spontane gelişti. İlk önce bir kadın olarak JİNNEWS’ten bir kadın olsun dedik. Bende Safiye Alagaş adına bir haber yaptım. Bundan sonra mümkün olduğu müddetçe, her gün bir tutuklu gazeteci arkadaşım için haberi yayınlayacağım. Ta ki onlar serbest kalana kadar” şeklinde konuştu.

Gazetecilerin tutuklanmasına dair tepkilerde geç kalındığını ve yetersiz olduğu eleştirisinde bulunan Ünal, “3 kişi ya da 5 kişi çıkalım, ‘arkadaşlarımızı serbest bırakın’ diyelim. Bu bile yeter dedik. Refleksi daha hızlı vermek gerekiyor. Arkadaşlarımızın ismiyle haber yapmak, onları anlatmak, dosyalarını ulaşabiliyorsak, onları haberleştirmek gerekiyordu. Bu tür şeyleri daha hızlı yapmak ve daha çok yapmamız gerekiyor. Biraz geç kaldık” dedi.

Kürt gazetecilerle başlayan baskıların geniş bir kesimi kapsadığını dile getiren Ünal, şunları söyledi: “Aynı şekilde halklara yönelik saldırılarda ilk önce Kürdistan’dan başlıyor, daha sonra Türkiye’ye doğru geliyor. Bunun çok açık göstergesi, kayyumlar atandı belediyelere, bu taraftan çok ses çıkmadı. Milletvekillerinin vekilliklerinin düşürülmesine yönelik bir saldırı gerçekleşti. Kürdistan’da çok iyi eylemler olurken, burada çok temsili kaldı. Şimdi de öyle oldu. Arkadaşlarımız tutuklandıktan sonra, ‘dezenformasyon yasası’ diye bir yasayla karşı karşıya kaldık.  Tepkiler yeterli olmuyor, bunu biraz daha büyütmemiz gerekiyor.” (MA)