Unutamadıklarım ve dostluğu hak etmeyenler (2)

“Bir yıl önce ayrıldığım okula, öğretmen ve idareci arkadaşlarımı ziyarete gittim. Okulun bahçesinde, vahşi bir sevgi yumağının arasında resmen boğuluyordum. Bahçedeki nöbetçi öğretmenlerin yardımıyla öğrenciler arasından sıyrılabildim. Öğretmenler odasıyla müdür beyin odası arasındaki koridorda öğrenciler, resmen beni çembere aldılar. Şakasız, izdiham vardı. Tanıdığım bir öğretmen arkadaşım, öğretmenler kapısının önünde bu vahşi sevgi yumağına şaşkın bakıyordu. Kaç kez, lütfen bir fotoğrafımızı çek, dedim. Duymazlıktan, anlamazlıktan geliyordu! Eli varmıyordu bu güzelliği kalıcılaştırmaya! Unutmadım, unutmuyorum!

Fuardaki imza günümün öncesi; bana sıcağı sıcağına ulaşan iki kitabımı; elimde taşıyordum. Yolda bir şair arkadaşıma rastladım. Öyle heyecanlı, öyle tedirgin konuşup işim var deyip ayrıldı ki… Elimdeki kitaplara bakmamak için müthiş bir enerji sarf ediyordu. Bıraktım gitsin. Sevinci paylaşmak yürek gerektirir. Bunu ne yazık ki defalarca defalarca yaşayarak öğrendim!”  Aydın ALP Haziran 2018 AŞKI OLMAYANIN ŞİİRİ OLMAZ (J&J-2018)

“Dostun üzüntüsüne acı duyabilirsin. Bu kolaydır. Dostun sevincine sempati duymak, sağlam bir kişiliği gerektirir.” Oscar Wilde

Eğitim Sen’li bir öğretmen olarak görevden alındığımda (2016), sanal ortamda yüzlerce tanımadığım insanın üzüntülerini belirten paylaşımlarının yanında,  “oh oh iyi oldu!” deyişiyle irkilmiştim ben! Göreve iade edildiğimde, gözün aydın diyemeyen biri! Ve kilometrelerce ötelerden gelmiş, imza günümün olduğu kitapçıya giriyor. Dostlarla selamlaşıyor ve onu yemeğe götürecek kişinin koluna giriyor ve çıkıyor. Emek verdiğim bir insan! Dumanı üstünde tüten kitabıma, göz ucuyla bakmayı bile gözü kaldırmıyor!

“Görülmesi gerekenleri, gözler göremez! En iyi, yüreğiyle görür insan!”

KÜÇÜK PRENS

Pandemiyle ben ve eşim ölüme yatmıştık. Ben akşamları nefes almakta zorlanıyordum. Sesimi yükseltemiyor, bir nevi fısıltıyla konuşabiliyordum. Artık gidiciyiz diyorduk. Beni aradığında, arkadaşlarla bir aradaydı. Ben de ona, arkadaşlara da selamlarımı ilet, dedim. Kimsenin yaralı parmağına bile işemeyecek olan kişinin, arkadaşlara hava atmak için olsa gerek, sesini yükselterek: “Tabi tabi sana elma da alacağım, et de alacağım, çorap alacağım, gitar alacağım!” deyişini asla unutamam! Yani sanki ondan bir şeyler istemişim de yüce gönüllü biri olarak bana her şeyi alacakmış havasında davranması, kanıma dokundu! Bunu diyen kişi de anasının babasının mezardan çıkacağını bilse bir bardak çay bile almayacak biri! O an yaşadığım öfke patlamasıyla nasıl irkildiğimi unutamam! İnsanın ömrü nasıl bitiyorsa, dostluklar da bitiyor! Bütün dostluklar için böyle mi, bilemem. Ama biten dostluklar için öyle ne yazık ki! Siliyorum onu yüreğimden!

“İsteseler canımı vereceğim çoğu insanı, hayatımdan çıkardım. Çünkü yokluklarına üzülmek, yaptıklarına üzülmekten daha kolay.” Sabahattin Ali

İnsanların ruhu kuruyor. Ruhu kuruyan insanlar resmen, paraya tapar hale geliyor. Kâr etmeye programlanıyor. Ve böyle insanların dünyayla bağlantısı sadece mideyle oluyor! Kimden ne kazanabilirim hırsı ve yemek içmek… “Hayır! Organik yaşamın şu bizim sevimsiz gezegenimize özgü bir hastalık olduğunu düşünmeyi yeğlerim. Dayanılmaz bir şey olurdu, bu sonsuz evrende yemekten ve yenilmekten başka bir şey olmadığına inanmak.” Anatole France

DOST ÇELMELERİ

İyiliksever biriyim; yani yufka yürekli

Günümüzde dudak büktükleri cinsten, demode

Hiçbir kötülük kondurmam, ama yüreğime

Kendimle barışık olmasam, yaşayamam!

***

Yıllarca ölümün kıyısında yaşa

Üstelik ağız dolusu kahkahalarla

Ah, yine de öğrendim

Birine iyilik yaptım mı sırtımı kolluyorum!

***

Korktuğum da çok oldu, korkuyu iyi tanırım!

Asla büyütmedim ama

Yüreğimde boylanmasına izin vermedim!

Ah, merhamete yenildim; merhamete yenildim!

***

Bütün paragözlerin canı cehenneme!

Tek derdi para olanlar, ruhsuzlar ey!

Kasa cini olun, kasalara girin!

Ve orada geberin, gidin!

***

Şairim, çağdışı bir romantik

Ölçütüm mertliktir, insanlık için!

Dünyaya başkaldıran kahkahalarım

Ölüme de meydan okuyorsun!

Ve omuzlarımı kaplayan saçlarımdı

Paratoneriydi hain bakışların!

Sonrasında dökülen saçlarımın yerine

Şiirlerimden bir taç yaptıydım başıma

Bu kez de bu oldu marazileri kudurtan

Bu oldu pis insanları üzerime saldırtan

Ülkemde, yankısız bir sonsuzlukta

Aklımı ve yüreğimi kamaştıran ütopya

Her paylaşmak istediğimde güzellikleri

Bir tek önüme uzatılan “dost” çelmeleri!

AYDIN ALP / ÜLKESİNİ YÜREĞİNDE TAŞIYANLAR (Toplu Şiir-2) J&J 2023

NOT: Yazdıklarım, belki mert yüreklere ders olur diyorum. Ama ne yazık ki iyi niyetli insanların ortak özelliğidir, canları yansa da zor ders alan tiplerdir. Bunu kendimden biliyorum. Birçok kötü anım olduğu halde, dersimi almışım da diyemiyorum! Şimdi bile ben, farklı davranamadığımı biliyorum da ondan! “Sağlık sular olsun dünya!”