Ekonomi

Yayla fiyatları, çoban ücretleri katlandı, hayvancılık zor durumda

Özel Haber: Mehmet Salih Sertkal/ Van

Üreticiler hayvanlarının para etmediğinden dert yanıyor.  Türkiye’nin en çok küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yapıldığı Van’da, hayvancılığın geldiği duruma ilişkin görüş bildiren; Van Ziraat Odası Başkanı Hasan Özgökçe, mevcut yanlış tarım ve hayvancılık politikalarından ısrar edildiği noktada bu sektörün tamamıyla kentte biteceğini aktardı.

Van,  bir dönem için 8 milyondan fazla küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin yapıldığı Türkiye’nin en önemli hayvancılık yapılan kentlerinden biri idi. Fakat bu küçükbaş hayvan sayısı her geçen yıl daha da azalıyor. Van’da kurulan çoban ve yayla ihtiyaçlarının karşılanması için çiftçilerin bir araya geldiği ve adına da halk arasında ‘Çoban Pazarı’ denilen pazarda bu yıl fiyatlar önceki yıla oranla 2-3 katına çıktı. Her yıl olduğu gibi bu yılda, küçükbaş-büyükbaş hayvan üreticiliği yapan çiftçiler çoban ve yayla arayışına girerken; bu yıl için hem çoban ücretleri hem de yayla fiyatları el yakıyor. Türkiye’de küçükbaş hayvan üreticiliğinin en yoğun yapıldığı illerden biri olan Van’da, üreticiler zor günler yaşıyor. Geçen yıl yağış azlığından dolayı meydana gelen kuraklıkla beraber yem fiyatlarının fahiş fiyatlara varmasıyla büyük sıkıntılar yaşayan hayvan üreticileri, bu yıl için de yükselen çoban ve yayla fiyatları karşısında büyük zorluk yaşamaya devam ediyor. Van’daki merkez ilçe olan İpekyolu ilçesinde bulunan Hacı Osman Camisi önündeki boş alanda bir araya gelen hayvan sahipleri ve çoban adayları sıkı bir pazarlığa tutuşuyor. Aynı şekilde yayla satan kimi yayla sahipleri de çoban pazarında bir şekilde hayvan üreticileriyle anlaşarak yaylalarını satmaya çalışıyor. Döviz kurunda yaşanan büyük yükselişle beraber ülkede her şeyin fiyatı,  neredeyse her ay katlanarak yükselirken, hayvan üreticiliği yapan çiftçiler ile aynı şekilde çobanlık yaparak ailesini geçindiren çobanlar ne yapacağını şaşırmış durumda.

‘Çevre illerden gelen Koçerler yüzünden biz yayla bulamıyoruz’

Van’ın Başkale İlçesine bağlı Hasannever Köyü’nde yaşayan ve tüm köy halkı gibi tek geçim kaynağı hayvancılık olan Cemil Aydın artan maliyetler karşısında çaresiz kaldıklarını söylüyor.  Kendilerinin köylerde yaşıyor olsalar da hayvanlarını otlatmak için yüksek yaylalara çıkarmak ihtiyacının hasıl olduğunu belirten Aydın, yayla fiyatlarının geçen yılla oranla 3 kat arttığını söylüyor. Van’daki yaylalara Batman, Siirt, Bitlis tarafındaki koçerlerin gelmesinden kaynaklı yayla sahiplerinin minnetsiz ve fiyatları çok yükseğe çektiğine dikkat çeken Aydın “Van ülkenin en büyük küçükbaş hayvan sayısına sahip bir yer. Ama Vanlılar hayvanlarını otlatacak mera ve yayla bulamaz noktaya geldi. Dışardaki bir sürü ilden yüz binlerce hayvan yazın Van’ın yaylalarına getiriliyor. Durum böyle olunca yayla sahipleri fiyatları 3 katından fazlaya çıkardı. Van’da bir aile en fazla 300 koyun beslerken, dışarıdan Van’a hayvan sokan koçer ailelerin her birinin en az 2-3 bin hayvanı var. Bu adamlar birkaç aile bir araya gelip on binlerce hayvanı için 900 bin TL yayla parası verebiliyor ama bizler veremiyoruz. Yayla sahipleri de bu fırsattan yararlanarak onlara satıyor. Normalde birçok ilde bu uygulama kaldırıldı. Dışardan yaylacılık faaliyeti için hayvan girişi yasaktır fakat Van’da bir türlü böyle bir karar alınmıyor. Böyle giderse Vanlılar küçükbaş hayvan üreticiliğini yapamayacak hale gelecek” diyerek il dışından kentlerine hayvan üreticilerinin akın etmesiyle kendilerinin zor durumda kaldığına vurgu yapıyor.

‘Tek geçim kaynağımız olan hayvancılığa veda etmek zorunda kalacağız’

Küçükbaş hayvan üreticiliğinin en çok yapıldığı ilçe olan Gürpınar ilçesine bağlı Aşkan köyünde yaşayan Kinyas Gencer adındaki küçükbaş hayvan üreticisi de artan yayla fiyatları, çoban ücretleri, yem fiyatları, ilaç masrafları karşısında ne yapacaklarına şaşırdıklarını söylüyor. Yaylalarının kendilerinin olmasına rağmen artan girdi maliyetleriyle başa çıkamadıkların belirten Gençer “Yedi kuşaktan fazladır köylerimizde hayvancılık yaparak yaşamımızı idame etmeye çalışıyoruz. Son birkaç yıldır artık hayvancılık yapılmaz hale geldi. Her şeyin fiyatı 3-4 katına çıkmış durumda. Buna karşı hayvanda para etmiyor. Bir çoban ücreti 30 bin TL istiyorlar bu yıl. Böyle giderse tek geçim kaynağımız olan hayvancılığı bırakarak yerimizden yurdumuzdan göç etmek zorunda kalacağız” ifadeleriyle içinde oldukları çaresizliği özetliyor.

Çoban ve üreticilerin sıkı pazarlıklarından sonuç çıkmıyor!

Hayvan üreticileri, yayla fiyatları gibi tüm girdi maliyetleriyle beraber çoban fiyatlarının da 3 katına çıktığını söylüyor. Çobanlarla girdiği sıkı pazarlıkla çoban pazarındaki çoban aylıklarının çok yüksek olduğundan dert yanan Musa Halat adındaki küçükbaş hayvan üreticisi, geçen yıl 8 bin TL olan aylık çoban ücretlerinin bu yıl 30 bin istendiğini söylüyor. Çobanların yemek, içme, kıyafet, ayakkabı, sigara, el feneri, radyo vb. tüm araç gereçlerinin hayvan sahiplerine ait olmasına rağmen ücretlerin bu kadar yüksek olmasının vicdani olmadığını söyleyen Halat “ Bir sürü en fazla 800-1000 koyundan oluşuyoruz. Aynı şekilde kuzu sürüsü de. Her sürüyü ikişer çoban otlatıyor. Aylık dört çoban 120 bin TL den hesapla ve 6 ay ile çarp. 720 bin TL ediyor. Hayvanın çifti yani iki koyun iki kuzu şuanki fiyatı en fazla 8 bin TL bu durumda hayvan sahipleri büyük zararda. Ve bunun üzerine yayla fiyatları, ilaçlar, yem fiyatları vb. bir sürü ek masraf daha var. Haliyle gelir gideri asla karşılamıyor.” diyerek çobanların ücretlerinin çok yüksek olmasından yakınıyor.

‘Etin kilosu 300 TL ama hayvan para etmiyor ‘

Küçükbaş hayvan üreticisi Musa Halat, hayvan üreticilerinin hiçbir zaman bu kadar zor bir dönemden geçmediğini hatırlatarak “ Atalarımızdan bu güne hayvan üreticiliği yapıyoruz ama hiçbir zaman bu kadar zorlanmadık. Geçen yıl son baharda koyunların çifti 6 bin TL iken şuan 7 bin TL. Eğer koyunlar doğurmuş ve ise yani bu seferde iki koyun iki kuzu fiyatı 9 bin düşünebiliyor musunuz. Peki durum bu iken bu fiyatlarla nasıl hayvancılık yapacağız. Beslediğimiz hayvan çoban yayla fiyatlarını karşılamıyor. Kırmızı etin kilosu marketlerde 300 tl ama hayvanın canlı fiyatının çifti 6-7 bin TL bu nasıl iş anlamadık gitti. Ve ortalama bir hayvan çiftinden en az 50 kilogram et çıkıyor. Fakat nasıl oluyor da hayvan fiyatları bu kadar düşük anlayamıyorum “ diyerek aradaki makas farkına dikkat çekiyor.

Çobanlar: Mesaimiz 8-5 değil 7-24 dağda bayırda emek veriyoruz

Dert yanma sırası bu sefer çobanlarda. Çobanlık mesleğinin hayvan sahiplerinin belirttiği gibi salla başını al maaşını şeklinde olmadığını belirten Çoban İbrahim Komi, çobanların talep ettiği 25-30 bin TL aralığındaki ücretlerin mevcut ekonomik ve hayat pahalılığı karşısında çok normal olduğunu söylüyor. 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 32 bin TL olduğunun altını çizen çoban Komi “Bizler talep ettiğimiz ücretler mevcut hayat pahalılığı karşısında o kadar da uçuk ücretler değil. Bizler de aile geçindiriyoruz. Ve çobanlık mesleği de dünyanın en zor mesleği. Gece gündüz dışardasın ve hadi işim bitti gidip eve dinleneyim diye bir durum da yok. Hayvanlar sürekli dışarda ve sende sürekli dışarda olmak zorundasın. Ve bunun bin bir türlü kazası belası var. Sabah 8 akşam 5 değil bizim mesaimiz. 7-24 hayvanların başındayız. Aldığımız ücret emin olun verdiğimiz emeğin karşılığı değil ama bizlerde mecburiyetten bu işi yapıyoruz” sözleriyle çobanların yaşadıkları zorluklara dikkat çekiyor.

‘Çobanlık güvencesiz ve tehlikeli bir iş’

Çoban Komi, mevcut hayat pahalılığından kaynaklı ne hayvan sahiplerinin ne de çobanların asla memnun olmadıklarını belirtiyor. Hayvan üreticisinin hayvanının çoban parasına yayla parasına yetmediğini belirten Komi, aynı şekilde çobanların da aldığı ücretlerin ailelerinin geçimlerine yetmediğini aktarıyor. Çobanlığın güvencesiz ve aynı zamanda tehlikeli bir iş olduğuna dikkat çeken Komi, hayatları pahasına da olsa başka iş olmadığı için bu işi mecburi olarak yaptıklarını aktarıyor.

‘Bir torba un 500 bir kilo soğan 30 TL çoban ne yapsın’

35 yıldır çobanlık yaptığını söyleyen Salih Karataş (55) adındaki çoban ise ömrü boyuncu hiçbir dönem böyle bir pahalılık görmediğini söylüyor. Mevcut çoban ücretlerinin de bu pahalılığa bağlı olarak arttığına dikkat çeken Karataş “ Geçen yıl bir torba un 300 TL iken bu yıl 500 TL. Soğanın kilosu geçen yıl 5 TL iken şimdi 30 TL. Eskiden 6-7 ay çobanlık yaptığımızda yılsonunda tüm aile masraflarını çıkarttıktan sonra bir birikim yapabiliyorduk Ama şuan günü kurtarmaya çalışıyoruz. Çobanlık bittiği gibi gelip şehir merkezlerinde durmadan başka işlerde çalışma zorunda kalıyoruz tabii ki iş de bulabilirsek.

Eskilerde para yerine petek vardı şimdi o da yok

Bölgede herhangi farklı bir imkanı olmadığından ve yaşlarının artık geçtiğini belirten Çoban Salih Karataş, bundan on beş yıl öncesine kadar hayvan sahiplerinin kendilerine para yerine direk ‘Pêtek’ denilen yani para yerine çobanlara kuzu vererek ücretlerini veriyordu. Karataş, çobanların aldığı bu ‘Pêtek’ denilen kuzuların bir kısmını satarak ihtiyaçlarını karşıladığını ve bir kısmını da kendine biriktirerek zamanla bir sürüye sahip olduğunu hatırlatıyor. Eski zamanlarda böylesi bir hayat pahalılığı olmadığı için hem hayvan sahiplerinin hem de çobanların çok rahat geçimlerini sağlayabildiklerine belirten Karataş, şuan için ne çobanların ne de hayvan sahiplerinin asla bir birikim yapamadıklarını söylüyor.

Her şey gibi çoban ücretleri de enflasyondan etkileniyor !

Türkiye’de her şeyin her geçen gün daha da pahalılaştığını söyleyen çoban Salih Karataş, bununla beraber hayvancılık sektöründe de her şeyin fiyatının yükseldiğini söylüyor. İlaç parası, yayla parası artış gösterdiği gibi çoban ücretlerinin de artan zamlardan ve enflasyondan dolaylı da olsa etkilendiğini bahar ayında 30 bin TL aylık talep eden çobanın şuan ağustos ayında 35 bin TL talep edebildiğini söylüyor.  Hayvan üreticileri gibi üreticiliğin işçilik boyutunda yer alan başta çobanlar olmak üzere herkesin artan enflasyon karşısında yaşanan pahalılıktan dolayı mağdur olduğunu aktarıyor.

Van Ziraat Odası: Hayvancılık yapılamaz hale geldi

Hayvan üreticilerinin yaşadığı zorluklara ilişkin görüştüğümüz Van Ziraat Odası Başkanı Hasan Özgökçe, son yıllarda aşırı artan girdi maliyetleri karşısında hayvan üreticilerinin her türlü büyük sorunlar yaşadığına dikkat çekerek “ Önceki yıllarda kuraklığın kasıp kavurduğu tüm ülkede yem fiyatlarında fahiş artışların olmasına neden oldu. Şimdi de hayat pahalılığı ile beraber çobanların, yayla sahiplerinin talep ettikleri yüksek rakamlarla hayvan üreticilerinin çok zor bir dönemden geçiyor. Olay sadece yayla ve çoban parasıyla bitmiyor. Yem ücretleri, veterinerlik hizmet bedelleri, ilaç paraları vb. Van’da şuan için 3.6 milyon küçükbaş 180 bin büyükbaş hayvan yetiştiriliyor. Yetkililer mevcut yanlış tarım ve hayvancılık politikalarından ısrar ettiği noktada; hayvancılık sektörü tamamıyla kentte bitecek. “ diyerek küçükbaş hayvan üreticiliğinde gelinen noktayı özetliyor.

‘Üreticimiz hayvanlarını otlatacak yayla bulamıyor’

Türkiye’de şuan için hayvancılığın bitme noktasında olduğuna dikkat çeken Özgökçe “ Hükümetin çiftçiyi destekleyen ekonomik programlara başvurması gerekiyor. Çevre illerden gelen hayvan sürülerin yüzünden buradaki üreticimiz hayvanlarını otlatacak yayla bulamıyor. Bu durumun ortadan kalkması için üreticilerimizle beraber Van valiliği ile görüşeceğiz. Vanlı hayvan üreticileri ülkenin hayvan üreticiliğine katkısı çok büyüktür. Kentimizde halkın neredeyse tek geçim kaynağı olan hayvancılığın bitmemesi için hükümet bir plan-program çıkarmalı “ diyerek yetkililere çağrıda bulundu.