Toprak Mahsulleri Ofisi’nden randevu alamayan çiftçilerin mahsulü harmanda kalırken, tüccarların insafına terk edilen çiftçilerin tepkisi sürüyor.

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin ürününü satmak isteyen çiftçilere randevu vermemesine ilişkin, Ziraat Mühendisleri Odası ve Yenişehir Ziraat Odası ortak yaptı.

Yenişehir Ziraat Odası’nda yapılan açıklamayı Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu okudu.

Çiftçi ürününü TMO’ya satamıyor

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bilindiği gibi yıllardır kuraklık iklim değişikliği, ekonomik kriz girdi maliyetlerinin yüksekliği gibi birçok sıkıntılar içerisinde tarımla ilgili politik yaklaşımdan kaynaklı yaşanan eksiklikler çiftçiyi, köylüyü ciddi sıkıntılar içerisinde bıraktığını zaman zaman dillendiriyor ve eleştiriyoruz.  Bu konular ile ilgili gerekli çözüm önerilerini sunmamıza rağmen düzenlemelerin maalesef çiftçiyi ekimden hasadına kadar hem yüksek bedel ödemesine hem de ürünü istenilen şekilde satamamasına sebep olmaktadır. Bu yıl bölgede çiftçiler tüm bu kriz ve kaosun içerisinde tarlasını ekmiş ve hasadını verimini almış durumda. Yıllardır dillendirdiğimiz çiftçinin emeğinin karşılığını alması konusunda uygulanan yanlış politikaların farklı bir düzeyini yaşıyoruz. Daha önceki yıllarda çiftçi dışarıya satıyor bize getirmiyor deniliyordu. Ancak bu gün çiftçi ÇKS sistemine kaydını yaptırmış ürününü tarladan kaldırmış ve TMO ya satmak için başvuru yapmak istiyor ancak randevu otomasyonunda ‘bölgeniz için aktif alım noktası bulunmamaktadır’ uyarısı ile karşılaşılıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Lisanslı Depoculuk Şirketlerinin (LİDAŞ) depoları daha alımlar yapılırken yarısının dolu olduğunu görüyoruz.”

‘En az 40 gün sonraya randevu veriliyor’

TMO’nun “kapasite aşımı” nedeniyle alım yapamadığının belirtildiği açıklamada şöyle devam etti:

“TMO’dan yetkililer ile yaptığımız görüşmede belirli bir kapasitenin hesaplandığı ve bunun üstüne çıkılamayacağını değerlendirerek bu kapasite aşımı dolaysı ile alımların gerçekleşmediğini dillendirmişlerdir. Oysaki hasat döneminde basında bakanlığın çiftçinin üretimlerini tarlasındayken alıyoruz şeklinde haberler resmi sitelerde bulunmaktadır. Ancak çiftçi şu an bir otomasyonla muhataplık içerisinde ve maalesef ürününü satabilmek için ya en az 40 gün sonraya randevu veriliyor ya da otomasyondan randevu alınamıyor. Dolayısıyla çiftçi muhatapsız bırakılmış durumda. Bu muhatapsızlık hali çiftçiyi aracıların, rantçıların ve bu işte emek harcamadan kazanan kesimlerin insafına bırakılmış oluyorlar. Çünkü günümüz koşullarında Ekonomik kriz ve girdi maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklı tarlasını ekmek için her yere borçlanan çiftçi ürünü bir an önce satıp borçlarını ödemek zorunda. Üreticinin içinde bulunduğu üretim koşulları ve maliyetler dikkate alınarak değerlendirildiğinde Hükümetçe açıklanan 9 bin 250 lira alım fiyatının çiftçiyi sıkıntıya sokmasına rağmen TMO ya zorunluluktan kaynaklı satmak istemesine rağmen satamıyor. Çünkü TÜİK verilerine göre, Türkiye’nin bu yıl 5 ayda 6.5 milyon ton buğday ithal etmesi sonucu depo doluluk oranları hızla tamamlanmış ve randevu sistemi buna göre planlanmış gözükmektedir. Burada ölümü gösterip sıtmaya razı etmek durumu değil olsa olsa ölümünde sıtmanın da iç içe yaşatılmasıdır. Aracıların şimdiden çiftçinin bu makus ve mecbur halini görerek kolları sıvadığı kimi çiftçilere 5 bin’den 7 bin 500 liraya kadar çeşitli teklifler yapıldığı bilinmektedir. Yine randevu alıp randevuyu başkalarına sattıkları bilgileri ve daha birçok gayrı ahlaki durumların yaşanmaya başlandığı görülmektedir. Sadece ürününü satmak için başvurunun yapılamamasından sonra ülkede yaşanılan bu fırsatçı ve çıkarcı zihniyet halinin, ülkenin düştüğü durumu ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.”

‘Merkezi bir randevu sistemi getirilip tüm bölgelerdeki boşluklara zaman kısıtını gözeterek sistem yeniden revize edilmeli’

Merkezi randevu sistemi ile sistemde revizyon öneren çiftçilerin açıklamasında, “Çiftçinin bin bir emekle ektiğinin hasadını başkalarına peşkeş çekemeyiz, bunun aracısı ya da müsebbibi de olamayız ve olmamalıyız. Çiftçinin emeği heba edilmemelidir. Özellikle borçlu olanlar bir an önce ürünü paraya dönüştürmesi gerekiyor ki borcunu zamanında ödesin.

Çözüm olarak TMO’nun fabrikalara ve ürünü işleyen kurum kuruluş ticari alanlara aktarmaların yapılarak depoların hızla boşalması gerekmektedir. Tüm başvuran çiftçilerin başvuruları kabul edilerek çok zorlanması durumunda her üreticiden ilk etapta belirli bir miktar alınarak üreticinin rahatlatılması gerekmektedir. Merkezi bir randevu sistemi getirilip tüm bölgelerdeki boşluklara zaman kısıtını gözeterek sistem yeniden revize edilmelidir. Randevu alan çiftçinin ürününü hemen teslim alacak şekilde planlama yapılmalı, araçlarda kalan ürünün bedeli ekstra çiftçi ödemek zorunda bırakılmamalı. Unutulmamalıdır ki çiftçilerin emeğinin alınamaması toplumsal ve ekonomik alanda da bir kaosa sebep verecektir. Tohumu satan esnaf, ilaç bayileri, akaryakıtçılar, TEDAŞ, birçok esnaf ve diğer ilgili kurum ve kuruluşlarda ödemesi gecikeceğinden onlarda mağdur edilecektir. Bu işin takipçisi olacağımızı konunun çiftçi lehine sonuçlanana kadar durmayacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz” denildi.

Açıklamada son olarak çiftçilere, “Randevu verilmeyen çiftçilerimiz odamızdan tedarik edilecek dilekçe ile TMO’ya başvurmasını rica ediyoruz” çağrısı yapıldı.