Ağrı Kesici Artık “Like”- Sorgulama devreden çıktı, risk ortadan kalktı

Esat Korkmaz

 “Beğendim” toplumunda, aynının cehennemini yaşıyoruz: Bu cehennemde artık bizi, kötülük değil, iyilik öldürüyor; acı, sistemin memuru olup çıkı. Çünkü “beğendim” toplumunda acı, kendini ifade edebilme olanaklarından tümüyle mahrum bırakıldı, sesi kesildi. Acının canlanarak, eğitim miracında çekilen çileye dönüşmesine izin verilmiyor artık.

Günümüz toplumu, bir “beğendim” toplumuna dönüşmüş durumda: Her şey beğeni kazanana kadar değin düzleştiriliyor; süreçte “like” sağlık için gerekli bir ağrı kesici, bunu bilelim: Herkes yazdığı yazının, yayımladığı resmin ya da konuşmanın-etkinliğin “leke”’kına bakıyor, yüksekse baş ağrısı geçiyor, aspirin etkisi yapıyor. Düşükse, dayanılmaz bir ağrı çöküyor; baş ağrısı değil, diş ağrısı değil, karın ağrısı değil, durum ağrısı bu; “like”ın yükselmesi dışında bir ilacı da-tedavisi de yok.

beğendim toplumu

Beğenirlik kültürünün nedenleri sayısız: Öncelikle kültür ekonomikleştirildi ve metalaştırıldı; kültür ürünleri giderek daha büyük oranda tüketimin baskısı altına girdi, yani “beğenilir” bir biçime (dona) döküldü.

Tüketim ürünlerinin değeri, ürünün kullanım değerinin önüne geçti, tüketim alanı, sanat alanına müdahale etmeye başladı. Böylelikle sanat ve tüketim alanları birbirine karıştı ya da iç içe girdi ve bunun sonucu olarak da sanat, tüketim estetiğini kullanmaya başladı; kültürle ticaret, sanatla tüketim, sanatla reklam arasındaki ayrım ortadan kalktı, yaratıcılık sadece aynı olanın çeşitlemelerine, var olanın yeniden üretimine ağlandı; yani aynının-var olanın yeniden üretiminin cehennemine salındı. Tüketmek bir tercih değil, bir yükümlülük; insan, satın alıp tükettiği kadar insan, çileden çıkmış “beğenilmek” algısı, aşkın yerine geçti.

Eskiden mi? Eskiden böyle değildi: Sanat alanı ile tüketim alanı, belirgin sınırlarla birbirinden ayrıydı hem sanat hem de tüketim, kendi mantığını izliyordu. Bu durumda, sanattan “beğenirlik” beklenmiyordu. Sanat sorgulayıcıydı; sorguladığını rahatsız, huzursuz ediyor, ötesinde acı veriyordu. (*) Sorgulama devreden çıktı, risk ortadan kalktı, düzen artık kendisini neşeyle tüketiyor…

“Beğendim” toplumunda, beğenilmek arzusu ve beğenmek ya da beğenmemek isteği tüketilmeye başlandı: Alevi zemin, ötesinde sol ya da kendini ilerici olarak tanımlayan her küçük-burjuva dünyası bu eğilimin dışında kalamadı, yazdığı yazıda, yaptığı konuşmada ya da etkinlikte, insanı-insanları, günlük dertlerinden uzaklaştırmak, günlük dertlerden uzaklaştırırken toplumsal sorunlardan da özgürleştirmek, onları düşünmemenin tadında buluşturmak amaçlanır oldu: Ama şu unutuldu, en büyük eğlence düşünmektir; eğlence anlamında düşünmek, eğitim miracını oluşturan bir halkadır, düşünmenin çilesinde buluşmaktır.

Sorgulamayan, düşünmenin çilesini yaşama taşımayan her konuşma-etkinlik-eylem, devrimci bir giysiye sokulsa da dolaylı olarak sistemi onaylamaktır. Asıl farkındalık bunu oluşturmaktır…

(*) Han, Byung-Chul; Palyatif Toplum/ Günümüzde Acı-Çev.: Haluk Barışcan-; Metis, İstanbul- 2022, s, 16-17