Teknolojinin gelişmesiyle birlikte el emeğinin yoğun olduğu birçok meslek de tarihe karıştı. Makine çağına geçişle birlikte eskiden bin bir emekle yapılan bağlamalar şimdi el değmeden bir günde yapılabiliyor. Bu da saz ustalarına olan gereksinimi azaltıyor.
57 yaşındaki Naci Coşkun, 30 yıldır saz üretimi yapıyor. Coşkun, Elazığ’da 1997 yılında açtığı bağlama atölyesinde saz yapmanın yanı sıra öğrencilerine bağlama, gitar ve keman dersleri de veriyor.
‘Bağlama yapmak derya gibi’
İyi bağlama yapan ustaların sazlarını gördükçe kendisini geliştirdiğini belirten Naci Coşkun, “Saz yapma konusunda çıraklık görmedim ama kendim araştırdım, bu işi de sevdiğim için erken öğrendim. Yapılan enstrümanlar memnun etmeyebiliyor. Bu işin sonu yok, bir derya gibi içinde kaybolup gidiyorsun. Enstrüman da yaptığımız için ders verdiğim öğrenciler daha şanslı. Bağlamanın nasıl yapıldığını ve işin göründüğü kadar basit olmadığını görüyorlar” dedi.
‘İyi bağlama yapmak için uygun ağacı bulmak lazım’
Bağlamanın yapılma aşamalarını anlatan Coşkun, konuşmasının devamında şunları dile getirdi: “Bağlama yapmak için önce uygun ağaç bulunuyor ve ardından keserlerle oyup, kurutmaya bırakıyoruz. Sap için akgürgen, kabak, ladin kullanılabiliyor. Sonrasında ustalığını kullanıp bağlama yapıyorsun. Bağlama yapmak için sert, yoğunluğu yüksek ağaçlar kullanıyoruz. Bağlama yapacağım ağacın elle oyulmasını tercih ederim çünkü el emeği olduğu için bana daha doğru geliyor. Bağlama yapmak için dut ağacı daha uygun. Dut ağacı kullanırken de ömrünü tamamlamış ağaç kullanılmalı, her dut ağacı olmaz. Karadeniz’deki dut ağaçlarını pek kullanmıyorum çünkü 10 yılda yoğun yağış nedeniyle erken büyüyor ve sert bir ağaç oluyor o yüzden de iyi ses alamıyorsun. Karasal iklimin olduğu yerlerde dut ağaçları yavaş büyüdüğü için bağlama yapımına daha uygun.” (Kaynak: PİRHA)