Gündem

Diyarbakır Barosu’nda Onur Ayı açıklaması: Keyfi müdahaleler sonlansın

Diyarbakır Barosu her yıl haziran ayının sonlarında Dünya genelinde kutlanan ve ve Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünde gerçekleştirilen, LGBT bireyler ve LGBT bireylere destek veren kişilerin katılımıyla gerçekleşen onur yürüyüşüne ilişkin yasaklara dair yazılı açıklama yaptı.

Dünya genelinde LGBT bireyler ve LGBT bireylere destek veren kişilerin katılımıyla yapılan Onur Yürüyüşü bu yılda Türkiye genelinde yasaklarla karşı karşıya.

Bugün İstanbul’da yapılacak olan etkinlik öncesi İstanbul LGBTİ+ Komitesi, saat 15:00 için Taksim’e çağrı yapmıştı.

İstanbul Valiliği’nin aldığı karar doğrultusunda, saat 10:00’dan itibaren ikinci bir duyuruya kadar M2 Yenikapı-Hacıosman Metro Hattı’nın Şişhane ve Taksim istasyonları ile F1 Taksim-Kabataş Füniküler Hattı’nın işletmeye kapalı olacağı belirtildi. Açıklamada, araçların Şişhane ve Taksim istasyonlarında durmayacağı kaydedildi.

Diyarbakır Barosu ise Onur Yürüyüşü ve etkinliklerine ilişkin yasaklara dair “Ayrımcılık temelli toplantı ve gösteri hakkına müdahale kabul edilemez!” başlıklı yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklama şu ifadelere yer verdi:

“Onur Ay kapsamında LGBTI+ mücadelesine iliksin bilgilendirici oturumlar, öznelerin deneyim aktarımlarının yer aldığı etkinlikler, kutlamalar ve Onur yürüyüşleri organize edilmekte ve polis şiddeti basta olmak üzere her alanda ayrımcılığa maruz kalınmaktadır. Ülkemizde, Onur ayı kapsamında düzenlenen etkinlikler ve yürüyüşler hukuka aykırı ve keyfi bir şekilde yasaklanmaktadır.

Barışçıl toplantılar, kamuoyunu etkilemek, harekete geçirmek, şikayet ve talepleri ifade etmek ve kamu politikasını etkilemek için önemli bir role sahiptir. Toplanma özgürlüğü, insanların hem halka açık hem de özel olarak buluşmalarını içerir ve insanların kendileri için önemli olan konular hakkında farkındalık yaratma platformları işlevini yerine getirir.

Bu bağlamda toplantı ve gösteri hakkı demokratik ve çoğulcu bir toplumun temel gereksinimlerindendir.

Barışçıl gösterilere getirilen sınırlamanın meşru bir gerekçesi ve kısıtlama ile orantılı olması, sınırlamanın demokratik toplum kuralları ile uyumlu olması gerekir.

Temel hak ve özgürlüklerin içeriği geniş tutulan bir genel sınırlama hükmü ile Yargı tehdidi oluşturması, yurttaşların demokratik haklarının kullanımını engellemekte ve caydırıcı etki yaratmaktadır. Barışçıl toplanma hakkını ihlal edici kararlardan, keyfi uygulamalardan ve hukuka aykırı sınırlandırmalardan kaçınılmalıdır.

Diyarbakır Barosu olarak, suç teşkil etmeyen ve yalnızca fikirlerin barışçıl biçimde ifade edilmesinden kaynaklı gerçekleşen keyfi ve yersiz müdahaleler ile oluşan yargı tehdidinin bir an önce sonlanmasını talep ediyoruz.”