Sinema sektörünü bir araya getiren “Diyarbakır Sinema Buluşmaları” programında Diyarbakır’ın kültürel miras değerleri, hikayeleri, ritüelleri ve yaşanmışlıkları sinema sektöründe tanınan isimlerle birlikte DTSO’da masaya yatırıldı.

Haber: Arif Bulut/Kamera ve Montaj: Serhat Yetüt

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nın (DTSO) bünyesinde açılan Girişimci Destek Merkezi farklı alanlarda girişimciliği destekleme amacıyla kuruldu. DTSO’nun açtığı girişimcilik merkezi ise bu kez kapılarını sinema sektörü için açtı. Bu kapsamda da “Diyarbakır Sinema Buluşmaları” çalıştayı ile ulusalda ve yerelde tanınan yapımcı, yönetmen, senarist, oyuncu ve sinema tutkunlarını bir araya getirdi. Türkiye geneli girişimciliği desteklemek için 4 istasyonda eğitim ve yönlendirme faaliyeti veren Habitat Derneği, 5’inci destek istasyonunu DTSO’nun girişimiyle Diyarbakır’da açacak ve burada sinema alanlarında destek faaliyetinde bulunacak.

Mehmet Kaya’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yaptığı Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, 30 yaş altı yüzde 60’lık nüfusa sahip olan kentte girişimciliği artırmak için “Sanayi Mektebi, Gastro İnovasyon Merkezi ve Girişimci Destek Merkezi” gibi 3 önemli projeyi faaliyete açtı ve bu projeler ile tüm sektörler için eğitimle donatılmış gençlerin iş piyasasında yer bulmasını amaçlıyor. Merkezde şuana kadar yaklaşık 2 bin 500 kişiye farklı alanlarda eğitim verildi. DTSO, açtığı ‘Girişimcilik Destek Merkezi’nin kapılarını bu kez de sinema için açtı.

“Sinema Buluşmaları” kapsamında dün Diyarbakır’da bir araya gelen sinema sektöründeki simalar “Bir Film Üretim Merkezi Olarak Diyarbakır” ve “Diyarbakır’ın Hikayeleri, Kültürel Değerleri Sinema Sektörüne İlham Kaynağı Olabilir mi?” konulu iki söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşilerden sonra etkinlik çalıştay programı ile devam etti. Bugün ise “Diyarbakır Girişimcilik Zirvesi” başlığı ile etkinliğe devam edildi.

Diyarbakır’da iki gün süren bu çalışmalar ile binlerce yıllık geçmişle birlikte var olan kültürel yapı, sinemaya taşınmak isteniyor. DTSO ise sinema sektörü için kenti bir cazibe merkezi yapmayı planlıyor. Ancak DTSO’nun bu hamlesi, Diyarbakır’da söyleşi, çalıştay ve zirvede çıkan sonuçlara bağlı. Yerel dinamiklerin dahil olduğu “sinema buluşmaları”nda çıkan sonuca göre atılacak adımlar belirlenecek ve bu sayede Diyarbakır daha geniş ve kapsamlı bir şekilde sinema sektörüne kapılarını açmış olacak.

Yapımcı Elif Dağdeviren, Yönetmen İlham Bakır, sinema yazarı Alin Taşçıyan, tiyatro oyuncu Berfin Emektar, Oyuncu Kerem Fırtına, Oyuncu Gözde Kansu, ve DTSO Başkanı Mehmek Kaya Sur Ajans’a konuştu. Diyarbakır ve bölgede yıllardır sinema sektöründe özellikle kısa film ve belgesel filmlerde iyi işler başaran yereldeki sinema camiası, yapılan sinema buluşmasında daha iyi bir sonuç alınabilmesi için yerel dinamikler sıkı bir bağın empati duygusu ile kurulabileceğini söylüyor. Batıdan gelen sinema sektörü ise ‘birlik’ ile bu çalışmanın taçlandırılabileceğini söylüyor. Söyleşide ise bu söylemler de masaya yatırıldı.

Dağdeviren: Baltayı vurduğumuz her yerden hikaye fışkırıyor

Yapımcı Elif Dağdeviren

Yapımcı Elif Dağdeviren ise Diyarbakır’da yapılan sinema buluşmalarını kültürel doku üzerinden değerlendirerek önemli olduğunu söylüyor ve şöyle ekliyor, “Çok kıymetli buluyorum. Çünkü biz sinema dediğimizde Türkiye’nin neresinde olursa olsun koşarak giden bir ekibiz ve aslında sinemasının Türkiye’nin dünyadaki temsili açısından çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Ama bu temsil sadece İstanbul’dan olmaz. Diyarbakır gibi hikayeleri, öyküleri, arkeolojisi ve coğrafyası sinemaya çok uygun ve zengin. Yani taşı vurursun altın madeni çıkar dedikleri bir yerdeyiz. Baltayı vurduğumuz her yerden hikaye fışkırıyor.”

“Aslında Türkiye’nin 3 başkenti var”

Batı sinemasına film yapımı konusunda eleştiri getiren Dağdeviren, “Özellikle batı sineması Türkiye’nin doğu sınırına batı sınırına gelip Romanya’nın filmlerini hikayelerini yaptılar. İran’a kadar geldiler. Ama daha Anadolu’yu keşfetmediler. Aslında Türkiye’nin 3 başkenti var. Bir tanesi malum Ankara, bir tanesi İstanbul her şey orda olduğu için, bir tanesi de Diyarbakır. Dolayısıyla da o başkentliğini kültürel olarak da taçlandırmak onurlandırmak lazım. Ben Ticaret Odasına böyle bir davet yaptığı için de çok teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

“Biz kendi topraklarımıza yabancılaştırıldık”

Dağdeviren sözlerine şöyle devam etti, “Biz kendi topraklarımıza ve kültürümüze doğudan batıya, batıdan doğuya yabancılaştırılmış olanlardanız aslında. Kuzeyden güneye, güneyden kuzeye de öyle. Sinema ve kültür politikalar üstü olursa ancak bu sitemler karşılığını bulur. Özel hayatımdaki taraflı yanım sinemada yok. İnsanların dertlerin kitlelere nasıl ulaştırırım benim derdim bu. Sanat tarihi boyunca bütünleştirici ve birleştirici olmuştur. Bundan da vazgeçmemek gerekir diye düşünüyorum.”

Bakır: Kürt sinemacılar bu tür ortamları sahiplenmeli

Yönetmen İlham Bakır

Söyleşiye katılımcı olarak yer alan Yönetmen İlham Bakır, düzenlenen “Diyarbakır Sinema Buluşması” söyleşi ve çalıştayında uzun vadede ve kalıcı bir üretimin yapılabilmesi için ön yargı duvarlarının kırılması gerektiğine vurgu yaptı. Bakırlı, Kürt sinemacıların bu tür panel ve çalıştayları önemsemesi gerektiğini belirterek, “Kürt sinemacıların bu tür ortamları sahiplenmesi ve gerçek sorunlarını gündeme sokması, gündemleştirerek tartışması. Kendi gerçek sorunlarını bu tür panellerin gündemine sokarak tartıştırmaya çalışması bu şeyi güçlendirecektir” ifadesini kullandı.

“Yerel dinamiklerle işbirliği yapılırsa sonuç alınır”

Daha önce sinema alanlarında Diyarbakır’da yapılan atölyelerin fonksiyonunu eleştiren Bakır, “Diyarbakır Sinema Buluşması” programında verimli sonuçların alınabilmesi için yerel dinamiklerle işbirliğine vurgu yaparak, “Yani söyleşide konuştuğum gibi buraya halisane niyetle gelinirse ve buradaki yerel dinamiklerle bir işbirliği içerisinde bu işler götürülmeye çalışılırsa elbette oraya bir şeyler çıkarılabilir. Ama İstanbul’dan çıkıp buraya gelip buradaki insanlara sinema dersi verip atölye yapıp anlatıp gidilirse bu tür çalışmaların bir şeye dönüşmesi mümkün değil. Bunun tonlarca örneğini gördük ve karşılaştık” ifadelerini kullandı.

“Türkiye sinemasında belgesel ve kısa filmde Kürt sinemacılarının önemli işleri var”

2001’den beri Diyarbakır ve bölgeden gerek kısa film gerekse belgesel filmlerin çekildiğini söyleşideki konuşmasında dile getiren Bakır, üretimin görünür olmamasının sebebini ise su sözlerle dile getirdi, “Bu bir tercih meselesi, yani Kürt Kültürü nasıl asimilasyona uğratılmak isteniyorsa ve nasıl görmezden geliniyorsa Kürt sineması da aynı şekilde görmezden geliniyor. Yoksa bu gün Türkiye sineması dediğimiz sinemanın içerisinde özellikle belgesel ve kısa film alanlarında Kürt sinemacılarının yaptığı çok önemli işler var. Öbürü daha endüstriyel ve bütçe isteyen işler olduğu için orda var olamıyorlar. Yoksa orda yapamayacakları için değil.”

Taşçıyan: Burada baskın taraf Diyarbakır olmalı

Sinema Yazarı Alin Taşcıyan

Sinema yazarı ve aynı zamanda gazeteci olan Alin Taşçıyan da söyleşide katılımcı olarak yer aldı. Taşçıyan, daha önce Diyarbakır’a gelip giden ve buradaki sinemacılarla bir bağı olan isim. Sur Ajans’a konuşan Taşçıyan, sinema buluşmalarına dair şunları söyledi, “Ben 1992’den beri gazetecilik, 1994’ten beridir film eleştirmenliğini ve 1197’den beri de festivalcilik. Dolayısıyla ben biliyorum ki Diyarbakır’ın başkasına verecek çok malzemesi var, almak şöyle dursun. Burada nasıl üretim yaptıklarını biliyorum. Yıllardır filmlerini izliyorum. Burası gerçekten çok verimli bir yer ve kültür sanat düzeyi çok yüksek. Ama dünya da her şey gittikçe zorlaşıyor. Dünyada herkesin paraya, teknolojiye ve işbirliğine ihtiyacı var. Bu bağlamda ne kadar sıkı bir ağ kurarsak, ne kadar birbirimize kenetlenirsek o kadar iyi oluruz. Ama ben burada özelde baskın tarafında üretecek şeyin, söyleyecek sözü ve anlatacak hikayesi olan tarafın Diyarbakır ve bölge olduğunu düşünüyorum.”

“Film üretenlerin taleplerini dinlememiz lazım”

Diyarbakır’daki sinemacılarla olan bağın güçlü kurulması gerektiğine de vurgu yapan Taşçıyan, Diyarbakır ve bölgedeki sinemacılara karşı tavrın nasıl olması gerektiğine dair ise şöyle devam etti, “Diyarbakır’da yıllardır büyük fedakarlıklarla ve son derece bağımsız bir ruhla film üretenlerin taleplerini dinlememiz lazım. İnsanların neye ihtiyaçlarının olduğunu öğrenmemiz lazım ve onlara cevap vermemiz lazım. Yani kendiliğimizden bir şey götürmek, kendiliğimizden bir girişimde bulunmak bence iyi bir sonuç vermez.”

Yaklaşık 22 yıldır tiyatro oyuncusu olan ve bu oyunculuğunun son 13 yılını Diyarbakır’da sürdüren Amed Şehir Tiyatrosu Oyuncularından Berfin Emektar ise, söyleşiye dinleyici olarak katılan isimlerden. Emektar, Kürt sinemasının alan bulabilmesi için sinema sektörüyle ilgilenenlerin yaklaşımlarında empatinin önemine vurgu yaptı.

Emektar: Tartışma ve dayanışma olumlu katkıları da beraberinde getirir

Oyuncu Berfin Emektar

Emektar, “Diyarbakır Sinema Buluşmaları” etkinliğinin yapılan tartışmalar ve karşılıklı fikir alışverişi sayesinde olumlu katkılar bırakabileceğini düşündüğünü belirterek “Tartışmakla dayanışmakla olumlu katkıları olur. Yani Türkiye’de yapılan sinemanın içinde Kürt sineması ne kadar yerini alacak? Ve bu bir empati ve dayanışma ile olacak mesele. Bu tür sempozyumlar da bunun için önemli şeyler yani” dedi.

“Ötekinin sinemasının ne sorunlar yaşadığını bilmek gerekiyor”

Tiyatro oyuncusu olarak sinemada kendini sadece iyi bir izleyici olarak tanımlayan Emektar, söyleşide konuşulan başlıkların daha da genişletilmesi gerektiğini dile getirerek sözlerini şöyle sürdür: “Her şeyden önce Diyarbakır’daki sinema meselesi sadece şuan endüstri meselesi mi? Yoksa bir çok sanat dalında olduğu gibi sinemada hala bir sürü sansür, yasaklama ve engelleme kaygıları mı var? Bence Diyarbakır’da konuşulması gereken en temel şeyler bunlar bence. Elbette sinemanın tüm sorunlarını konuşmak gerekiyor. Ama her şeyden önce içerik olarak bir sanat alanı olarak sinema bölgede kendini ne kadar ifade edebiliyor. Ne kadar alan bulabiliyor. Yani burada çekilen sinema filmleri yok mu? Var. Mesele Kürt sinemasının ne kadar alan bulabiliyor. Onun için bunlarında konuşulması gerekiyor. Yani buraya dışarıdan gelenlerin bir empati duygusuyla yaklaşım sergilemesi gerekir diye düşünüyorum. Yani empati olmadan üstenci bir yaklaşım ile meseleye yaklaşıldığında olası anlaşılmazlıkları da beraberinde getirir. Yani yerelin sorunlarına eğilmek gerekiyor. Örneğin Kültür Bakanlığı’nın ötekinin sinemasını ne kadar desteklediği, ötekinin sinemasının ne sorunlar yaşadığını bilmek gerekiyor.”

Fırtına: Diyarbakır’da sinema alanında çok derin çalışmalar olacak

Oyuncu Kerem Fırtına

Oyuncu Kerem Fırtına, ise Diyarbakır’da yapılan sinema buluşmalarını önemsediğini belirterek, “Diyarbakır’da zaten sinema anlamında çok derin çalışmalar her zaman oldu, oluyor ve olacak. Ancak bunun kitlesel olarak daha geniş olabilmesi için değil Türkiye’de dünyada propagandası yapılabilmesi için böyle büyük organizasyonlar ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bölgelerin birleşmesinden doğan gücün her yere yarayacağına inanıyorum. Bu yüzden de çok faydalı ve verimli buluyorum. Burada yapılacak geniş yatırımlı atölye çalışmalarının son derece verimli olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Kansu: Buluşmak, konuşmak ve tartışmak çok önemli

Oyuncu Gözde Kansu

“Diyarbakır Sinema Buluşmaları”nı önemli bulduğunu belirten Oyuncu Gözde Kansu da birlik vurgusu yaparak, “Beraber olmak. Her derde beraber deva bulabilmek, derdimizi aynı yerden duyabilmek, hissedip anlatabilmek ve çözüm aramak çok önemli. Bunu için de buluşmak, hatta tartışmak, çok ses olmak ve birbirimiz kollamak çok önemli. Sizin probleminiz ve sıkıntınız ne? Bizim problemimiz ve sıkıntımız ne? Bir olursak mutlaka bir çözüm bulunur. Bunun için buradayız. Ne mutlu ki tek yürek olursak” diye konuştu.

“Ben Egeliyim ama buradaki bir projede oynamayı çok isterim”

Kansu, Diyarbakır’a ilişkin bir projede oynamayı çok istediğini ancak şimdiye kadar şehirli kadını oynaması için rol verildiğini dile getirdi ve şöyle devam etti, “O kadar çok isterim ki. Ben Egeliyim, hiç Diyarbakır ve doğu projelerinde ‘yok sen şehirli kadını oyna’ diye oynatmazlar. Oraya yakın bulmazlar. Onun için dedim keşke bir buluşma olsa da biz buranın toprağı ile daha hemhal olsak ve buranın filminde yerel işlerinde yer alabilsek. Bizi dışarıda tutmasanız bizi de içeri alsanız ve hep beraber derdimizi tek bir şekilde paylaşsak. Biz buna varız ve bunun için buradayız. Sizler bizi çağırdığınız da biz koşa koşa geliriz. Biz buna gönüllüyüz. Anca beraber, kanca beraber. Sevmekten ve hoşgörüden başka kalbimiz olamaz. İnşallah sinema ile her şeyi anlatabilmek nasip olsun.”

Kaya: Soyut ve somut kültürel yapılarımızın her birinin ayrı bir hikayesi var

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya

Sur Ajans’a “Diyarbakır Sinema Buluşmaları”nı değerlendiren DTSO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Somut ve soyut kültürel yapılarımız var. Halen ayakta olan ve her birinin bir hikayesi var. Biz bu hikâyelerden yola çıkarak özellikle gençlerimizin ve sinema tutkunu olan gençlerin açtığımız bu girişimcilik merkezini 7/24 kullanarak bu alanda yaratıcı fikirler üreteceklerini ve hayal dünyalarını geliştirerek sinemaya edebiyata müziğe katkı koyacaklarına inandığımız için bu çalışmayı başlattık. Tabi ki bu girişimcilik merkezi sadece bu boyutuyla değil, birçok sektöre hizmet edecek zaten Diyarbakır’ımızın en büyük özelliklerinden biri de ticaret anlamında birçok sektörü içinde barındıran bir özelliği var.

“Çalıştay sonrasında çıkan sonuçları masaya yatıracağız”

Bugün bu çalışma ile sinema sektöründe birçok ünlü ismi ve bu işe kafa yoran birçok yönetmen, senarist, oyuncu ve sinema tutkunu bir araya geldi. Önce bir söyleşide sonra işte çalıştayda bu konuyu masaya yatırdırlar. Bizde bu çalıştay sonrasında çıkan sonuçlara göre oda olarak neler yapabiliriz ve bu girişimcilik merkezimizi nasıl kullanabiliriz gibi konuları masaya yatıracağız. Diyarbakır’da sinemanın gelişimi edebiyatın sanatın gelişimi ile ilgili daha başka neler yapabiliriz veya bu gördüğünüzü girişimcilik merkezini bu anlamda nasıl kullanabiliriz buna da bakacağız. Diyarbakırlılar için çok önemli bir fırsat bu. Konuşmalardan duydunuz. Türkiye’de açılan 5.nci merkez bu anlamda. Gençlere bu konuda çağrım şudur; gelip burayı kullansınlar ve hayallerini gerçekleştirsinler”

Sinema sektörünün genç adayları da programa katıldı

Program, lise ve lise mezunu gençlerin de ilgisini çekti

“Diyarbakır Sinema Buluşmaları”nın yapıldığı DTSO’da henüz mesleki lisede sinema ve televizyon bölümünü okuyan ve yeni mezun olmuş gençlerde programın duyurusunu sosyal medyada görüp gelenlerden. Programda tanıştıkları bazı yönetmenlerin de kendilerine destek vereceklerini belirten gençler, bu adımı atan DTSO ve katılımcılara teşekkür etti.