Diyarbakırlı şair, yazar Devran Sinanoğlu, köy çocukları için başlattığı 100 köy okuluna 100 bin kitap bağışı projesinde bugüne kadar 95 köy okuluna 86 bin kitap bağışında bulundu. Sinanoğlu, son kitabını ise ücretsiz olarak çocuklara hediye etti.

Devran Sinanoğlu kimdir?
1987 Diyarbakır Çınar nüfusuna kayıtlı Devran Sinanoğlu Sur Alipaşa doğumlu. Okuma yazma bilmeyen bir anne ve babanın yazar ve şair oğlu olan Sinanoğlu, Biyoloji, Adalet ve İletişim bölümlerinden olmak üzere 3 üniversite mezunu. Daha sonra gazetecilik bölümünü de okumayı hedefleyen Sinanoğlu’nun 4 şiir kitabı yayınlandı. Öykü ve roman yazan Sinanoğlu’nun bir de çocuk kitabı yayımlandı. Son kitabını “Sağlıklı bir gelecek için kitap okumalı ve okutmalıyız” projesi kapsamında ücretsiz olarak çocuklara hediye eden Sinanoğlu, köy kütüphanelerine kitap bağışı yaptı.

100 köy okuluna 100 bin kitap projesinin finali Haziran’da yapılacak
Kitap gelirlerini çocuklara bağışlayan Sinanoğlu, Diyarbakır’da sürdürdüğü projelerle 100 köy okulunun kütüphane ihtiyacını giderdi. 95 köy okuluna 86 bin kitap bağışında bulunan Sinanoğlu, bir yılda 100 köy okuluna 100 bin kitap bağışlamayı hedefliyor. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmek isteyen Sinanoğlu haziran ayında projesinin 1 yılını dolduracak. Karacadağ bölgesinde Bağlar’a bağlı Tellikaya köyünde projenin finalini yapacak olan Sinanoğlu, kırsaldaki köy okullarına 3 bin kırtasiye malzemesi dağıttı.

Uykuda olan kitapları köy çocuklarına yollayın
Kırsal bölgelerdeki çocukların kitap ve kırtasiye ihtiyaçlarını karşılayabilmek için başlattığı projeleri sosyal medyadan yaptığı çağrılarla destek topladığını ifade eden Sinanoğlu, destek olmak isteyen gönüllülerle çocuklar arasında köprü olduğunu belirtiyor. Fuarlardan, yayınevlerinden, yazar ve eğitimci arkadaşlarından aldığı kitap desteğiyle köy çocuklarının kütüphanelerine katkı sağlayan Sinanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Okuduğunuz ya da okumadığınız, okumayacağınız kitaplarınızı (uykuda olan kitapları) çöpe atacağınıza ya da evinizde boş boş duracağına, raflarda toz kaplayacağına bize gönderi biz bunları köy çocuklarına ulaştıralım. İsteyen varsa birlikte gidip çocuklara teslim edelim. Biz nakit ücret kesinlikle kabul etmiyoruz. Kitapları bize yollayın, biz götürüp telim edelim. Rize’den Van’a, Muş’tan Erzurum’a, Şanlıurfa Siverek’e kadar birçok köy okuluna kitap yardımında bulunduk. Diğer illere yolladığımız kitaplar 100 bin kitap kampanyamızdan ayrı işliyor.

‘Hedefim Diyarbakır için 21 proje’
Bugüne kadar yayınlanan 10 kitabının gelirini de çocuklara bağışlayan Sinanoğlu, projelerinin devam edeceğini belirterek şunları söyledi: “Dicle, Lice, Bağlar ve Sur’daki köylerde çocuklara bot ve mont desteğinde bulunduk. Ramazan ayı için yeni bir proje başlatacağız. “Ramazan ayı paylaşma ayıdır, ekmeğini kardeşinle paylaşır mısın?” projesini önümüzdeki günlerde hayata geçireceğiz. İhtiyaç sahipleri için Ramazan kolileri dağıtacağız. Biz bu yardımlarda sadece köprü konumundayız. Diyarbakır için peyder pey yeni çalışmalar da yapacağız. Hedefim Diyarbakır için 21 proje. Şuana kadar 2 projemizi gerçekleştirdik ve bir projemizi de yakında başlatacağız. Yani Diyarbakır’a 18 proje borcumuz kalıyor. Çocuk Esirgeme Kurumu’ndaki çocuklarla ilgili çalışmamız var. Cezaevindeki çocuklarla ilgili çalışmamız olacak.”
Şair Devranoğlu’nun ilk şiir serüveni…
İlk şiir yazmaya ortaokulda başladığını belirten Sinanoğlu, yıllar önce yaşadığı anılarına ilişkin şunları aktardı: “Ortaokuldaydık ve sınıfta arkadaşlarla maç sohbeti yapıyorduk. Türkçe dersi öğretmenimiz Ahmet Gündüz, sohbetimizi görünce “ne konuşuyorsunuz” diye sordu. Hocamız derste Nazım Hikmet’ten, Cahit Sıtkı Tarancı’dan şiirler okuyordu. Ders dışında sohbet etmemize tepki gösteren hocamız kalk bir şiir oku dedi. Ben de kalktım ve şiirimi okudum. “Kimin bu şiir” dedi, benim dedim inanmadı. Hocam dedi, “Madem ki şiir senindir o zaman haftaya yeni bir şiir yazacaksın.” Haftaya bir şiir daha yazdım. Sonra hocam şiirlerimde eksik olan yerleri anlatmaya başladı. Daha sonra bana kitaplar getirmeye başladı. O zamanlar kitaba ulaşma sıkıntımız vardı. Kütüphanemiz vardı ama kitap yoktu. Kütüphanenin kapısı kilitliydi, içeri giremiyorduk. Sağolsun Türkçe hocam bana haftalık kitap getirirdi ve onları okurdum. İlk şiir yazma serüvenim böyle başladı. Şuan yayınladığım bütün eserlerimi baskıya göndermeden hocama gönderirim. Sağolsun hocam ile istişareden sonra yayınevine gönderiyorum.”
SUR AJANS / ÖZEL