SUR AJANS/ÖZEL

Cizreli genç yönetmen Ali Bagdu, “Genellikle görülmemiş, anlaşılmamış, fark edilmemiş, yani ötekileştirilmiş coğrafyalar, insanlar, duygular ve onların hikayelerini toplamayı ve anlatmayı seviyorum” sözleriyle sinemaya bakışını özetliyor.

Küçük yaşta ilgi duyduğu fotoğraf çekimini videografi alanındaki çalışmaları ile zenginleştiren ve ardından yönetmenliğe adım atan genç yetenek Ali Bagdu, kısa sürede adından söz ettiren birçok sanatsal üretime imza attı.

Genç Kürt yönetmen Ali Bagdu ile sanatsal üretimleri, gelecek hedefleri ve Tav filmi üzerine konuştuk.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben Ali Bagdu. 1999 Cizre doğumluyum. Cizre’de büyüdüm. Kendimi bildim bileli fotoğrafçılığa özel ilgim ve merakım vardı. Daha sonra bu videografi alanına evrildi. Çocukluktan beri ilgi alanım olan sinema ortamı her şeyden çok etkilenen kalbimin aynası oldu. Konusu dram olan içerikler ilgimi çektiği gibi yeni çekmiş olduğum kısa filmin konusu da dram üzerine.

‘Yok oluşun hengamesinde bir varoluşun simgesini taşıyorum’

Fotoğraf ve video sanatı ile nasıl tanıştınız?

Fotoğrafçılığa ilk olarak yalnız ağaçları çekerek başladım. İlgimi çekiyorlardı daha sonra ağaçlarla ilgili kitaplar ve  materyaller okudukça bilgi edindikçe bu durum daha da çok gelişti ve ilgi çekici hale geldi. Video çekme alanında ise yine aynı şekilde yalnız insanlar üzerine gelişti. Çektiğim her fotoğraf ve her video beni unutmaktan, yalnızlıktan koruyor oldu. Çektiklerimi gördüğüm vakit evvelce kaybettiğim bir şeyi bulmuş gibi  oluyorum, yok oluşun hengamesinde bir varoluşun simgesini taşıyorum gördüklerimde ve her fotoğraftaki her videodaki herkes bir parçamı alıyor hatıra diye böyle de olunca işin tam kalbinde kendimi bulmuş oluyorum ve bu alanda yol alıyorum.

‘Dengbejlerin belgesellerini çektim ve çekmeye devam ediyorum’

Bugüne kadar nasıl çalışma ve projelerde yer aldınız?

Fotoğraf ve sinemanın yaşam yolum olduğunu anladığım o zamandan beri, zamanımın büyük bir bölümünü kendimi ve sanatımı geliştirmeye adadım. Uzun yıllardır, gönüllü olarak birçok hikayenin peşinden giderek o hikayeleri görselleştirdim.

Bugüne kadar birçok müzisyenle çalışıp klip çekimlerini yaptım ve birçok sivil toplum kuruluşuna gönüllü olarak tanıtım filmleri çektim.

Şırnak, Hakkari, Van ve Cizre’de yaşayan Kürt ağıtlarının hikaye anlatıcıları olan Dengbejlerin belgesellerini çektim ve çekmeye devam ediyorum. Şırnak, Cizre ve Derik bölgesinde yaşayan Koçerler, yani göçebe yaşayan aileler ile gezerek onların gündelik yaşamlarını anlatan belgeseller çektim. Şuana dek Coşkun Karademir, Lawje, Efkan Şeşen, Ruken Yilmaz, Berfin Aktay gibi müzisyenlerin kliplerini çektim birçok Etnik müzisyenlerin müzik videolarını çektim ve çekmiş olduğum stok videolarda birçok sanatçının video klibinde kullanıldı.

Kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşları ve bireyler için gönüllü olarak kampanya ve tanıtım filmleri çektim. Fotoğraf ve videografik çalışmalarımda içinde hüzün olan hikayeler daha çok ilgimi çekiyor, o hikayelere ses vermeyi tercih ediyorum. Tanık olduğum, yaşadığım ve ifade edemediğim tüm duygularımı görsel yolla anlatmayı tercih ediyorum. Bu benim kendimi ve dünyayı anlama ve ifade etme biçimim. Genellikle görülmemiş, anlaşılmamış, fark edilmemiş yani ötekileştirilmiş coğrafyalar, insanlar, duygular ve onların hikayelerini toplamayı ve anlatmayı seviyorum. Çünkü ötekileşen hikayeleri genellikle kimse fark etmiyor. Ben ise gerçek yaşanmışlıkları alışılagelmişin  dışında yansıtmayı seviyorum.  Bu yolla onların görünür kılınması ve unutulmamasına önem veriyorum. Özellikle de içinde doğup büyüdüğüm coğrafyanın buna çok ihtiyacı var.

‘Adını bile bilmediği insanların hayatına iz bırakacak olan bir çocuğun hikayesi’

Tav filmim fikri nereden çıktı, hikayesi nedir?

"Tav Filmi" tamamen kurgu olarak kaleme aldığım bir hikayeden ortaya çıktı. Hikaye konusuna gelirsek: Tek bir acısına bile dokunmadığı dünyanın, bütün acılarını yüreğinde barındıran, doğduğu büyüdüğü evin telaşında susan, bir görünen bir kaybolan, babasına karşı sancılı bir özlemi olan, penceresine ufacık bir kuş bile konmayan, tanımadığı adını bile bilmediği insanların hayatına iz bırakacak olan bir çocuğun hikayesi.

‘Asıl yapmak istediğim film için bir zemin sağlayabilir’

Bu filmi çekerek neyi amaçlıyorsun?

"Tav Filmi " ortaya çıktıktan sonra kendime sürekli hatırlattığım şu cümle ile hep yol almaya başladım. "Benim için, benden başka hiç kimse bir şeyler yapmayacak " bundan sonra her şeye rağmen kaçtıkça küçülen, yaklaştıkça büyüyen özümün kaygısında kaybolmayan huzurun sadece anılarda kalmadığı, hazin yenilgilerin baht açacağı gerçek bir hikayesi olan asıl yapmak istediğim film için bir zemin sağlayabilir diye düşünüyorum.

‘Sinema sektörü üzerine geniş çaplı bir pencere açmak istiyorum’

Geleceğe dair kariyer hedeflerin nelerdir?

Eski kendimi unutmadan, çektiğim her fotoğraf ve videodaki hislerimi diri tutarak fotoğraf ve video sanatımın dışında sinema sektörü üzerine geniş çaplı bir pencere açmak istiyorum hayatıma.

‘Sinema alanına ilgi duyan arkadaşlarımın çoğalmasını isterim’

Sinema alanına ilgi duyan Kürt gençlerine bir tavsiyen var mı?

Sinemaya ilgi duymalarını tavsiye edebilirim. Bundan dolayı sinema alanına ilgi duyan arkadaşlarımın çoğalmasını isterim. Kürt halkının tarihini, çektiği acıları, dengbejlerin tarih kokan klâmlarını, Kürt dilini, edebiyatını, destanlarını, mitolojik ürünlerini, göçlerini, savaş ve kahramanlıklarını, mizah geleneğini, tabiatla iç içe olan yaşantısını, aşklarını ve birçok konusunu Kürt sinemasında yaşatmalı ve gözler önüne serilmeli diye düşünüyorum.