SUR AJANS- Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken çok sayıda kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. Hemen sonrasında yaya geçitlerine yazılan Kürtçe uyarı yazıları İçişleri Bakanlığı talimatıyla birçok kentte silindi. Kürtçeye dönük saldırıları değerlendiren İstanbul’daki Kürt Araştırmaları Derneği’nin Eşbaşkanı Remziye Alparslan, "Bütün baskı ve inkâr politikasına rağmen Kürtler, kendi dili ve kültüründen vazgeçmedi. Saldırılara karşı yaşamın her alanında Kürtçe konuşalım" dedi.
“Devlet Kürtlerin varlığını ortadan kaldırmak istiyor” diyerek Kürtçeye yönelik saldırıların yeni olmadığını ifade eden Alparslan, yaşananların geçmişten gelen bir zihniyetin devamı olduğunu belirtti. Söz konusu saldırıların ne ilk, ne de son olduğunu vurgulayan Alparslan, “Kürtçe mahalle isimlerinin değiştirilmesinin amacı Kürde dair hiçbir iz ve emarenin bırakılması için. Temelde Kürtler, kültürlerini korudukları için sistem tamda bu alanlara korku salmak istiyor” dedi.
‘Saldırılara özsavunma temelinde yaklaşmalıyız’
Alparslan, Kürtlerin yaşanan saldırılara karşı güçlü bir tepki vermesi gerektiğini söyledi. Kürtlerin kültürel asimilasyona karşı halayın yanı sıra özellikle Kürtçe eğitim konusundaki taleplerini yüksek bir sesle dile getirmeleri gerektiğini vurgulayan Alparslan, her Kürdün saldırılara karşı özsavunma temelinde yaklaşması gerektiğini ifade etti. Alparslan , “Devlet bugüne kadar dokunmadığı alanlara müdahale etmek istiyor. Sistem Kürtçe anadilde eğitim hakkını vermeyerek Türkçe eğitimle evlerimize kadar girerek asimile ediyor. Bu saldırılarla asimilasyon politikalarını derinleştirmek istiyor. Kürtler kendi dillerinden soğusunlar, kendi halaylarından vazgeçsinler isteniyor. Bu asimilasyon politikalarını da Kürtlerin en mutlu olduğu alanlara korkuyu yayarak yapmaya çalışıyor” dedi.
Halkların var olmasının en önemli ölçütlerinden birinin anadil olduğunu söyleyen Alparslan, son olarak çağrı yaptı: “Eğer Kürtçe eğitim verilmiyorsa, gelip kendi kurumlarında eğitim almalılar, yaşam içinde Kürtçeyi kullansınlar, unutanlar Kürtçe eğitim veren yerlere gitsinler ama mutlaka dillerini konuşsunlar. Halaylarını çekmeye devam etsinler. Bunlara sessiz kalmamaları gerekiyor. Biz bu saldırılara karşı her yerde kendi dilimizi konuşarak, kendi kültürümüzün bir parçası olan halaylarımızı çekerek karşılık vermeliyiz.”