Röportaj: İrfan ERDOĞAN

Hellmut LUTZ ağabey, 89 yıllık ömrünü daha güzel bir dünya için verdiğimiz mücadeleye adayan ender eğitimci, yazar ve çevirmenlerdendi. Onunla hayat hikâyesini yazdığı kitabı ve çalışmaları için söyleşi yaptığım zaman hasta yatağındaydı ve bizi kırmayarak hastalığına rağmen sorduğumuz soruları içtenlikle ve canı gönülden Almanca yanıtladı. Türkçeye de hanımı ve güzel insan eğitimci Nevin Lutz çevirdi.

2. Düşünce Sanat Kampı’na davet 2. Düşünce Sanat Kampı’na davet

Helmutt Lutz Almanya (2)

Hellmut ağabeyimiz artık aramızda yaşamıyor. Kendisi ile yaptığımız bu röportaj oldukça gecikmiş olsa da onu gelecek nesillere anlatmada bize yol gösterecek. Eğer yaşamış olsaydı 20 Ağustos'ta 90 yaşına girecekti. Onun için onu bize bıraktıklarıyla yaşatmak için bu röportajın aynı zamanda kendisinin son sözleri olması itibariyle yayınlanmasında yarar gördük...

‘Röportaj bana kendim ve kitabım hakkında bir şeyler anlatmanın iyi bir yolu gibi görünüyor’

-Hellmut hocam senin ile ATYG (Avrupa Türkiyeli yazarlar grubu)nda iyi kötü tanıştık. Zaten ikimiz de oranın üyeleriyiz. Ancak sizi tanımayan ve Almanca okuyup yazan okurlarınıza Hellmut LUTZ'u nasıl anlatırsınız Helmut LUTZ kimdir?

Hellmut Lutz: Sevgili İrfan, haklısın. İkimiz de ATYG'liyiz ama henüz birbirimizi tam olarak tanıyamadık. Bir röportaj bana kendim ve kitabım hakkında bir şeyler anlatmanın iyi bir yolu gibi görünüyor. Umarım "Hellmut Lutz kimdir?" soruna tatmin edici bir cevap verebilirim...

‘O gün bundan daha iyi bir hediye olamazdı’

-Hellmut hocam, eğitimcilikten gelen bir yazma anlayışınız var ama biliyorsunuz kitap yazma daha başka araçlar, düşünceler ve planlar gerektirir . Sizde yeni kitabınız olan "Der Kleine Herr" Türkçesi "Küçük Efendi'yi yazma fikri nasıl oluştu. Kitap yazma fikri ne zaman başladı?

Hellmut Lutz: Birkaç yıldır insanlar benden hayat hikayemi yazmamı istiyorlardı. Yaklaşık sekiz yıl önce, bu istekleri yerine getirmeye kendimi hazır hissettim. Büyükanne ve büyükbabamın, annem ve babamın ve kendi ailemin hikayelerini araştırmaya başladım. Ekim 2019'da eşim ve Kemal Yalçın ile anılarımı üç yıl içinde tamamlamak üzere bir sözleşme imzaladım. Gerçekten de başardım! 2022 Aziz Nikolaus Günü'nde "Küçük Efendi / Bwana ntoto" kitabımı elimde tutuyordum. O gün bundan daha iyi bir hediye olamazdı.

Helmutt Lutz Almanya (3)

‘Karşılaştırmalı dil çalışması ve kültürlerarası öğrenme için birçok fırsat sunuyor’

-Hellmut hocam sanırım sizin üç dilli bir kitabınız da vardı. O kitabınız hakkında biraz bilgilendirir misiniz? O ne zaman çıktı ve üç dilli çıkarmanızın sebepleri var mıdır. Varsa nelerdir...?

Hellmut Lutz: İrfan, bu güzel soruyu cevaplamaktan mutluluk duyuyorum. Eşim Nevin'le birlikte Aziz Nesin'le Bremen'de tanıştık. "Çocuk Cenneti" vakfına birkaç kez tatillerde ve sel bastığında çalışmak için gittik. Aziz Nesin'in hayatı boyunca yaptığı işler bizi o kadar etkiledi ki, onu bir kitapla uluslararası edebiyat dünyasında daha da iyi tanıtmaya karar verdik. Büyük şair ve sendikacı, kendimiz ve dünya hakkında eleştirel düşünmek için zaman ayırmamızı istiyor. Kendimizi tanımalı ve yaratıcı ve üretken bir şekilde neleri yapabileceğimizi göstermeliyiz. Bu nedenle özel olarak seçtiğimiz düzyazıları ve şiirleri Almanca ve İngilizceye çevirdik. "Çocuklarıma/An meine Kinder/To my Children" kitabı, başta okul ve üniversitelerdeki öğretmenler ve öğrenciler olmak üzere okumayı ve düşünmeyi seven herkese yöneliktir. Karşılaştırmalı dil çalışması ve kültürlerarası öğrenme için birçok fırsat sunuyor. Tüm metinlere anlamayı kolaylaştırmak için bazı açıklamalar, yorumlar ve sorular eşlik ediyor. Kitap üç dilli olduğu için potansiyel olarak çok geniş bir okuyucu kitlesine yöneliktir. Kitabı 2016 yılında kendimiz yayınladık...

‘Türkiye'de geçirdiğim iki yıl ilginç ve heyecan verici oldu’

-Hellmut hocam, yıllarca sanırım Türkiye'de de öğretmenlik yaptınız. Nasıl oldu, nerelerde öğretmenlik yaptınız, kaç yıl orada kaldınız...?

Hellmut Lutz: Ben kendimi geliştirmeyi ve zorlukları yenmeyi seven bir insanım. Bu yüzden 1970 yılında Krefeld'de çalışırken yurtdışına gitmek için iş başvurusunda bulundum. DAAD (Alman Akademik Değişim Servisi) bana birkaç teklifte bulundu. Ankara'dan bahsedildiğinde kabul ettim. Çocukluğumdan beri Karl May'ın romanlarını okuduğum için Türkiye'ye aşinaydım. Ayrıca “Misafir İşçi” diye adlandırılan birçok insan Türkiye’den Almanya’ya gelmişti. Onların ülkelerini de tanımak istiyordum. Okulum

Fichte-Gymnasium'da o zamanlar Galip adında bir Türk öğrenci vardı. "Evet" ve "hayır" "Alman‘ım" ve "Krefeld'den geliyorum” gibi ilk Türkçe kelime ve cümleleri ondan öğrendim. Galip bana bir de bu güzel cümleyi, "Sana aşık oldum“u öğretti. Ama bu cümleyi Türkiye’de hiç kullanmadım. Nevin ve ben birbirimizle başka şekilde tanıştık. Türkiye'de geçirdiğim bu iki yıl ilginç ve heyecan verici oldu. Ülkede yeni bir askeri darbe yapılmıştı ve ben bunu hayal bile edemezdim ama gerçekten yaptım, Nevin'le Kadıköy‘de evlendim. Uzun yıllar yaşamı birlikte, el ele geçirdik! 1971'de bir nevi misafir işçi olarak Türkiye'ye gittim. 1971-1973 yılları arasında Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü‘nde Ortaokul Öğretmeni olacak olan öğrencilere Almanca öğretmenliği yaptım. Türkçeyi kendim öğrendim, örneğin Goethe Enstitüsü‘nde. Eylül 1973'te Nevin'le birlikte Almanya'ya taşındık. Ancak o zamandan beri kayınvalideme söz verdiğimiz gibi her yıl da Türkiye'ye gittik. Bu sene biz 50. Evlilik Yıldönümümüz olan “Altın evlilik Düğünümüzü kutlayacağız" : Düşün İrfan, ELLİ YIL!

‘Hala kitabımızı, Türkçeye çevirmeye cesaret edip edemeyeceğimizi düşünüyoruz’

-Yazın hayatınızda sanırım Nevin abladan büyük destek alıyorsunuz. Bunu biraz anlatır mısınız? Sonra son günlerde ne yapıyorsunuz, yine herhangi bir çalışmanız var mı?

Hellmut Lutz: Anılarımı yazarken Nevin hep yanımdaydı, bana yardımcı oldu. Her şeyden önce, bilgisayarla arası iyiydi ve kitaptaki yüz kadar resmi uygun yerlere o yerleştirdi. Onun önerileri ve desteği olmasaydı, “Küçük Efendi“ hedefine asla ulaşamazdı. Şu anda zaman zaman "Küçük Efendi" kitabımdan okumalar ya da küçük geziler yapıyoruz. Açıkçası bu aralar kendimi çok iyi hissetmediğim için faaliyetlerimiz sınırlı. Ama Nevin, ATYG'nin gönüllü eş başkanı olarak da çalışıyor. Hala kitabımızı, Türkçeye çevirmeye cesaret edip edemeyeceğimizi düşünüyoruz; Sonuçta yıllarca sürecek yorucu bir çalışma olur, diye çekiniyoruz...

-Hellmut hocam, bana kıymetli zamanınızı ayırdığınız için gerçekten çok teşekkür ediyor başarılar diliyorum....

Hellmut Lutz: Sevgili İrfan, bana kendim ve işim hakkında bir şeyler söyleme fırsatı verdiğin için çok teşekkür ederim. Bu benim için bir zevkti.

Sana azimli, keyifli çalışmalar ve iyi fikirler diliyorum...

Editör: Haber Merkezi