Daha derin bir kişiye dönüşmüş olmak, acı çekmiş olan kişilerin ayrıcalığıdır. (Oscar Wilde)

Hayat bir umutla başlayıp bir serüvenle devam eder. Çokların fazla olduğu, herkesin bildiği ama kimsenin farkına varamadığı kendi içinde uzağı yasamak kadar acizlikle hemhal olan ruhunu başka ruha kurban eden bir zamanın en somut anlayışı...

Her hatada bir sonraki şüpheye yer bırakacak kocaman ve tuhaf hissedilen acılar. Huzura erdiren ama huzursuzluk diye adlandırdığımız metanın bu çağda küreselleşmesi ne acayip bir safsata.

Yenilginin kazanmak olduğu bu çabasız başarıların peşinden koşan, koşturdukça enerjisine anlam veremeyen kurmalı bir robot gibi neye nasıl hizmet ettiğimizin anlamsız olduğu salt gerçekçilik...

Seni mutsuzluğa iten her başarısızlığın sonu işinin tutkusuna veremediğin enerjinde saklı.

Tüm hayat hikayesinde hasta ve hayatında kendine tanı koyamamış her hatanın sonucu zincirleme mutsuzluklara kapı aralayan çağın insanlarına bir çağrı olsa gerek.

Kendisiyle yüzleşemeyen bir insan kendisini her daim en iyisi zanneder. Kendine dürüst olmayan her insan kimseye dürüst olamaz.

Haliyle her hatanın sonucunda payımıza düşen ağlayışlar, kendimizle yüzleşmememiz adına bize sunulan en büyük fırsat.

Azaldıkça azalıp çoğaltamadığımız insani duygular, azda olsa merhamet ve vicdanın insanın tekil sebebi olmasında başka çare olmadığını biliyorum.

Sürekli geçmişiyle geleceğine ışık tutan ve geçmişinden bir türlü vazgeçemeyen her hataya “buda geçer” sözüyle sürekli geçmeyen yara, başkası üzerinden ziyan ederek insan insanı ziyan etmekten başka bir sebep değildir.

Çağın en üzücü yanı iletişimin iki insan arasında kopuk yaşanılması ve çoğu bireylerin buna ayak uyduramaması yaşantılarını ve hikayelerini zorlaştırmaktan başka bir yol izlemediklerini hatırlatmak isterim.

Hayatın en güzeli her zaman biriciktir ve tekrarlanmaz. Bunu başka düşüncelerle tekrar tekrar yaşamak kendine ve karşındakine verdiğin en büyük haksızlıktır.

Bunun bilincinde olan her birey hayatının kalanıyla barışık ve her anına sevinçle kucak dolusu değerlere sahip olması, varoluşsal bir mutluluk değil midir?

Bireyin geçmişteki pişmanlıkları ve geleceğindeki olumsuzluklardan arınmasını sağlayan en büyük özellik zihni kirleten insanlardan uzak durmayı bilecek dik bir duruştur.

İçinde verdiğin soğuk savaşları senden başka kimsenin görmeyeceğini gören ise üç maymunu oynamaktan başka bir yol izlemeyeceğini bilmenizi isterim.

Kendi yalnızlığında kavrulmak ve kendiniz için çabalayan ruhunuz sizi iyi tanıyor; ruhunuzla arkadaş olmayı deneyin. Belki de çocukluğumuz ruhumuza yansıyan en büyük arkadaşımızdır.