Gökyüzünde bulutlar
Yeryüzünde gözlerin
Kalbimde ellerin
Sol yanımdan vurgun yedim
İsyan var bugün bu şehirde
Seni seviyorum...
Şiir insanları büyüleme sanatıdır. İlk şiir ilk cesaret anıdır ve ilk kışkırma anıdır. İlk aşk halidir.
Henüz küçüktüm, küçücüktüm
İçi dolu bir turşucuktum. Henüz sevmek nedir bilmiyordum. Aşktan hiç haberim bile yoktu. Sevmeyi, sevilmeyi bilmediğim günlerdi. Onu ilk gördüğümde gözlerine kilitlenmiş, gülüşüne kelepçelenmiş kalmıştım. İçimden fırtınalar kopuyor. Sular seller oluyordu, şehirler yıkılıyordu. Yüreğimin tam ortasında bombalar patlıyor her yer mahşeri bir kalabalığı andırıyordu. Çocuklar ölüyordu, coğrafyam babasızlığa boyanıyordu. Cezaevlerinde isyan vardı, gece günde 4 kez karanlığa batıyor 4 kez aydınlanıyordu. Herkes susuyordu, sadece 5 noludaki 5. mahkum açız, açız diye bağırıyordu 155 gün aç kala kala. Bir yandan açlık oyunlarında insanlık, bir yandan ben gönül oyunlarındaydım. Ben sadece onu görüyordum. İşte bu aşk olmalıydı. Çünkü aşklar hep iki kişilikti ve bencildi. Ve biz henüz sevgiliyi bir kavganın inancında bulmayı da sevmeyi de hiç mi hiç bilmiyorduk. Onda prangalanıp hayatın durmasını istiyordum... Her gördüğümde bu anlar tekrar tekrar şiddetini artıran sağanak bir yağmur, olup yaşanıyordu. Sonra bir gün bütün cesaretimi toplayıp ellerim ayaklarım zangır zangır titreye titreye ona doğru yürüdüm. Seni seviyorum dedim... ohh bea rahatlamıştım. Başını kaldırdı, bana baktı gülümseyerek. Terbiyesiz, geri zekalı çocuk dedi... Dünyalar başıma yıkılmış ve bütün özgüvenim yıkılmıştı; ama pes etmeyecektim, mücadele edecektim. Cesaretimi ve özgüvenim tam bir ay sonra ancak toparlayabildim. Yine ona doğru yürüdüm ellerim ayaklarım titreye titreye. Her zamanki gibi çok güzeldi, saçları uzun ve o kadar etkileyiciydi ki saçının her telinde bir kalp vardı sanki. Hele güldü mü dünyanın nabzı atmaya başlar güneş Çakır keyif olurdu... Ve yazdığım ilk şiir dökülmeye başladı lâl dilimden...
Gökyüzünde bulutlar
Yeryüzünde gözlerin
Kalbimde ellerin
Sol yanımdan vurgun yedim
İsyan var bugün bu şehirde
Seni seviyorum...
Başını kaldırdı, gülümsedi, bana baktı. inanamıyorum sanki milyonlar bana bakıyordu. Kalbim çıkacak gibiydi yerinden, heyecandan. Ne diyecekti acaba. Bu sefer kesin evet diyecekti, dünya duracaktı...
Sen harbiden geri zekalısın ve yeryüzünde senden daha geri zekalısı yok deyince gözlerim çoktan dolmaya ve artık gitmek vaktidir sevgilim demişti bile... Sonra ardından şu sözcükleri ekledi; Ama BEN DE SENİ SEVİYORUM geri zekalı... Ve o gün bugündür geri zekalı sözcüğü en sevdiğim sözcüktür ve sevdiklerimin hepsi birer geri zekalıdır...
'