NOT: Yüreğin varsa sonuna kadar oku!!! Dikkat: İnsan çıkabilir...
"Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun. "
Diyorsunuz ki Kürt'ün de milliyetçisinden uzak durmak gerek...
Birinci dersimiz:
Ezilen halkların milliyetçisi de milliyetçiliği de olmaz… Çünkü önce eşit olmak gerek...
"Milliyetçilik burjuva ideolojisidir. Ne var ki bu gerçekten kalkarak, ezilen ve ezen ulus milliyetçiliğini aynı kefeye koymak büyük bir yanlıştır. Çünkü ezen ulus milliyetçiliği, egemen ve ezen bir devletin tüm toplum üzerindeki baskısının bir kılıfı durumundadır.."
Diyorsunuz ki biz insanları ikna ettik... İkna etmenin demokratik olduğunu söylüyorsunuz... Bir de yetmez iddia ediyorsunuz ve aklımızı küçük görüp bizi de buna ikna etmeye çalışıyorsunuz üstelik. Evet, doğru söylüyorsunuz; ama anlamadığınız şu: Doğruyu söyleyenler sadece anlatır, yalan söyleyenler ise ikna etmeye çalışır:
İkna odalarında insanlara kör ve sağır çivilerle zihinsel işkence yapanlar gibi... Kapı kapı dolaşıp insanları ikna etmek için "Biz geldik, evinize neşe, huzur, mutluluk getirdik; biz olmazsak Günel bir daha asla doğmaz???!!!" diyen zihniyet gibi...Ekonomide dünya devi olduğumuz ,ve Almanya'nın, hatta bütün dünyanın bizi kıskandığına herkesi ikna etmek gibi...
Sizler kadına şiddet uygulayanlara, çocuk sövenlere, ötekileştiren, ayrıştırana el kaldırdınız ya yarın öbür kadın haklarından, insan haklarından ,devrimci demokrat olduğunuzdan nasıl bahsedeceksiniz??? Çok merak ediyorum çok… Çal dostum Konya yöresi olsun... Hoppaaa .....
Ahhh bu beni benden alan bu beşinci hallerim, manzaralar ve tüm içimdeki yalnız ben'ler; Kız kalesi, Üsküdar Zeytinburnu Kadıköy...
Şimdi sen sevdiğinin yanında durup ona aşkım diyecek ve hatta bizden/benden nefret edeceksin ya! Ne zamana kadar biliyor musun o ilk sözlü şiddete uğradığın yahut o ilk tokadı yediğin zaman... Çünkü gerçekler tokat gibi günü geldiğinde çarpar.
Benden olan kadına şiddet uygulasa da önemli değil zihniyetiniz elbette yargılanacak hiç merak etmeyin...Ama iş işten geçmeden inşallah ...Çalsın davullar ,zurnalar...
Dadaloğlu der ki:
"Dadaloğlu'm bir gün kavga kurulur. Öter tüfek davlumbazlar vurulur. Nice koçyiğitler yere serilir! Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir."
Bizler biz biz dedikçe, omuz omuza dedikçe siz hayır ben dediniz enaniyetle ben diyemediğiniz utandığınız yerlerde de sizin dilinizdeki biz dediniz ve ötekileştirdiniz, ayrıştırdınız, böldünüz, parçaladınız.. Kendi küçük hayallerinizin darağacında kendinizi öldürdünüz küçük hayallerinizle... Oysa biz size Söke Senfoni ve Filarmoni orkestrası kurma hayali kurdurtmaya çalışıyorduk. Berlin Filarmoni ya da Los Angeles Filarmoni orkestrası oluyor da neden Söke'nin olmasın ki?
Sizler önce kendinizden özür dileyin ve sonra bütün Kürtlerden özür dileyeceksiniz ve bu ülkenin bütün kadim halklarından... Yoksa ne ılacak biliyor musunuz içiniz geçecek şişeceksiniz vicdanınız sizi uyutmayacak ve bir gün booommmm olacaksınız...
Çal kekê çal, çal buremın çal
Diyarbekir etrafında tanklar var, tanklar var... Heyytt Gazi köşkü bağçalar... Mardin kapı şen olur. Buralarda devrimci(?) seven vallahi verem olur...
Emlak simsarlığı ile suçladınız... Dağları taşları aştınız... Happy birthday to you... Maşallah nazar değmesin inşallah insan simsarlığına başladınız... Werne sêva, werne sêva... Tey tey tey... Ki zava ki zava?
Unutmayın ki iktidarları ayakta tutan besleyen iktidarların ne gücü ne parası ne de Korku imparatorluklarıdır… Orda burada bir müdür yardımcılığı kapmak için köşe bucak kırk takla atan yahut bir okul müdürlüğü için nice arkadaşlarının kellesini dedikodu ve iftira ile uçuran küçük insanların her türlü hırsları ve dahi sizin gibilerin küçük koltuk küçük menfaatleri için olan dünya hırslardır...
Buyurun bakalım inceldiği yerden kopsun… Hodri meydan... Şikayet mi edeceksiniz, ispiyonlayacak mısınız; yoksa yüzüne yoldaş deyip arkasından güdüklerinizi terörist diyerek ihbar mı edeceksiniz... Aaa çok ayıp vallahi bilemedim şimdi? Hem
"Benim de şu cihandan gidişim
Hey canım rinna nay rinna rinna nay
Memleket sevdasından
Memleket sevdasından
Memleket sevdasından
Hey canım hey"
Bundan sonra da siz, siz olun; biz de biz olalım... Varsın adımız 300 Spartalı değil de 70 Kürt ve Halkların kardeşliğine inanan kardeşlerimiz olsun. Milyon gücünde bir olalım ve milyonlara hitap edelim...
Küçük olsun benim olsun zihniyetiniz mahkum olmaya başladı bile... Çünkü vicdanınız peşinizi bırakmayacak sizi uyutmayacak... Yalanlar söylediniz. Yalanlar üzerine dünyalar kurdunuz, herkesi ikna etmeye çalıştınız, sonra kendi yalanınıza kendiniz inanmaya başladınız; ama vicdanınız sizin yalan söylediğinizi biliyor... Gurup yok dediniz gurupçulukta zirvenin adı esmerin tadı oldunuz ... Çalışma yok dediniz üç yıldır karınca misali çalışmışsınız...Bu nasıl bir öfke bu nasıl bir kin...Keşke bu ülkedeki ve dünyadaki zalimlere karşı da böyle çalışsaydınız...Ölüm yok dediniz, ölümü var edip sıtmaya razı /ikna etmeye çalıştınız...
Bizlerin onurlu dik mücadelemizi görünce teraziniz kaçtı. Korktunuz, eliniz ayağınız titredi ;ama iki oy fazla alınca yine kendinizi ikna ettiniz ve kendinizi haklı zannettiniz...Tarih elbet sizi yargılayacak… Felsefe sizi affetmeyecek... Devrim mücadelesi sizi tanımayacak...Bu mirası size bize hepimize miras bırakan devrimci büyüklerimizin kemiklerini sızlattınız ya onlar sizi emin olun hiç affetmeyecek...
Cellatlar elbette hatırlanmayacak. Denizler ilelebet yaşayacak. Sizler kendinizin celladı oldunuz bu gece... Sağım yalan, solum yalan… Ömrüm talan... Ölüm gerçek... Ölüm var ölüm... Sizler küçük, büyük aynı yalanın rüzgarında savruluyorsunuz... Aynı yalana el kaldırıyorsunuz ve sonra da aynı mekanda kadehleri tokuşturuyorsunuz... Sizler politik, a politik bütün birleşen birleşmeyenlerinizle, sinsi çirkin ittifaklar yapıp Kürtleri dışarda bırakmakla zafer kazandığınızı düşünüyorsunuz ya biz işte bu yüzden asıl size üzülüyoruz... İşte sevgilim tam da buradan üzülmeye başlamak ve aynaya yeniden bakmak gerek.
Ülkemiz de dünya da hep böyle kaybetmeye başlamadı mı? Bizler dostlarınız yoldaşlarınız olarak defalarca sizi uyardık... Sizin yanınızda durduk omuz omuza mücadele dedik… Bütün renkler dedik… Halkların kardeşliği dedik... Mustafa Kemal Çanakkale'dir dedik kurtuluş savaşı'dır dedik... Yol uzun, mücadele büyük.
Koşullar ve ülke Çanakkale ve kurtuluş koşullarında dedik.
Birlikte mücadele şart dedik yine anlamadınız.
Bizler ya hep beraber kazanacağız... Ya tek başına kaybedeceğiz dedik.
Bizler dedikçe dedik, bizler dedikçe siz bizi zayıf sandınız etrafınızdaki niteliksiz niceliğe aldanıp... Oysa bizim milyonlardan, halkımızdan inancımızdan ve haklı davamızdan aldığımız gücü unuttunuz...
Alanlar bizim, meydanlar bizim, halaylar bizim. Yalanlar guruplar, klikler ve dolanlar sizin olsun...
Bugün onurluca kaybettik, (ki biz kaybetmedik bilesiniz mücadele asla bitmez ve her şey yeni başlıyor: Çayı demledik, hele bir çayımızı içelim sıfırdan başlarız yeniden)kaybetmek de insana mahsustur. Hem bu yolda mağlup olan da galip sayılır. Onursuzca yaşamaktansa onurluca mücadele ettik, onurluca kaybettik... Zerre kadar üzülmedik ama şehrimiz ülkemiz ve dünyamız rengarenk olmayı kaybettiği için sizler adına üzüldük...
Çünkü hayaller anne sütüyle yolculuğa çıkan küçük bir çocuğun yüreğinde başlar ve bütün dünyayı dolaşır/değiştirir…
İktidarlar gibi kendi Kürdünüzü yaratarak, yanınıza alarak a noktasından b noktasına bile varamazsınız... Bizler sizin bütün oyunlarınızı biliyoruz ve farkındayız. Hem de en başından beri! Yine sen yine sen dedik seni sevdik ve yine de kardeşlik dedik, uzlaşma dedik, güçler platformu dedik, insanlık dedik... Sonuç ne oldu siz kazandınız biz kaybettik(!)... Tebrikller, bravooo sizleri ayakta alkışlıyorum büyük ittifakla bütün Kürtleri dışarda bıraktınız ya helal olsun sizlere. Şapiiiiii… Tey teyy gelsin biralar vur çal oynasın kutlama var bu gece zafer bizim...
" Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun. "
Ha bundan sonrası da artık siz önce kendinizi ikna edin: Devrimci olduğunuza, demokrat olduğunuza, faşist ve ırkçı olmadığınıza... Çünkü siz bu şekilde ancak kendiniz kandırırsınız, bizleri kandıramazsınız... Çünkü hep yok saydınız ve biz de siz de bunun farkındayız. Yoksa ne ben bunun farkındayım ne de polis Gülhane parkında, üstelik bir Ceviz ağacı da değilim...
Ah Lokman Kurucu ah, hep sen kudurttun, kurdurdun bize karşı bunlar Saatleri Ayarlama Enstitüsü' gibi adamsın...
"Yok saymalar faşizmdir, Yok saymalar hastalıktır ..." ve bundan sonra siz sürekli gelip anlatacaksınız kendinizi bize. Çünkü biz anlatmayacağız artık... Anlatmadıklarımız en büyük gücümüz ve en büyük silahımızdır... Susmak en büyük edebiyattır...
Bir de merak ediyorum Kürtlerden dolayı gittik diyenler geri dönecek mi?
Ya da Kürtlerden dolayı gelmeyen üye olmayanlar üye olacak mı???
Bunun cevabını da mı vereyim şimdi... Haaahahaa çok komiksiniz. Siz şakacılar sizi...Neyse bari bu konuda uzlaşalım(!) ve bekleyelim görelim....Hem uykum çok geldi hem az sonra derse gitmem lazım öğrenciler öğretmen görsün ...
Ha size son sözümüz de büyük Usta'dan gelsin...
Öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, öğretmen ders verir.
Fakir Baykurt