Ve Tanrı kadını yarattı...Kadın insanlığı....
.................
.................
.................
-4..GÜN:.............Bir çuval buğdaya karşılık himmet teklif ettiler.
-3.GÜN :..............Bir torba una karşılık nefes teklif ettiler.
-2.GÜN :..............Bir torba ekmeğe karşılık aşk teklif ettiler.
-1.GÜN :Düşündüler düşündüler, düşünemediler..BÜTÜN TEKLİFLERİ ELLERİNİN TERSİYLE REDDETTİLER ve o gün bugündür reddedişlerin adına aşk dediler... Un da bize, buğday bize, ekmek de bize, Allah size dediler... Oysa Allahı da bırakmadılar kendi yalnızlığında.Onu da bırakmadılar kimseye.
0.GÜN :Evren dünyaya/insana dönüyor,dünya zerreye dönüyordu. Tanrıyı bilmeyenler ve bilenler ama herkes kendince aşka dönmeye duruyordu...
1.GÜN:Adam yavaş yavaş yürüdü, 42 numara Koçero ayakkabısıyla çitlerden atlayıp bahçeye girdi. Bir sürü çiçeği eze eze yol aldı acımasızlığa bir gülü damarlarından acımasızca koparttı. Sevgilisine doğru sevinçle koştu, sevgilisine gülü uzattı kibarca ve hiç utanmadan. Kadının yüzünde güller açtı ve sevgilisine teşekkür etti.. Gök ağladı, melekler ağladı, eller açıldı semaya ve Tanrı'nın uykusu kaçtı...
2.GÜN:Ormanlık bir alandaydılar ve elele mutlulukla dolaşıyorlar. Adım attıkları her yer sanki yeniden yeşilleniyor ve papatyalar gülümsüyordu onlara... Sonra adam tüfeğini çıkarıp serçenin şarkısının duyulduğu yere doğru yöneldi ve şarkısına tahammül edemediği serçeyi vurdu. Sonra akşam gün batanda serçeyi sevinçle pişirip yediler...Mutluluk buydu işte... Gök ağladı, melekler ağladı, eller açıldı semaya ve Tanrı'nın yüzü asıldı...
3.GÜN:Bir kafede oturuyorlardı ki keyifle, beyaz mı siyah mı rengi belli olmayan kör bir kedi masaya doğru yanaştı ve açlığa miyavladı. Kadın dayanamayıp tostun içindeki sucukları çıkartıp bir bir kediye attı. Kedi olsa gerek ki bir daha, bir daha miyaaavvvladı. Adam beklenmedik bir anda ayağa fırladı. Nankör kedi deyip ömründeki bütün acıları ayaklarına yükledi ve olanca gücüyle kediye okkalı bir tekme vurdu. Kedi acılar içinde kıvranıyordu köşesine çekilip. Kadın çok üzülmesine rağmen sesini çıkaramadı ve sustu. Görenlerin hepsi laldi, duyanların hepsi sustu. Sonra gökte gök susadı, melekler ağladı; yerde insanlık utandı, eller semaya açıldı...Ve Tanrı çok öfkelendi Bütün perdeler açıldı insanlık bazen bir odun parçası oldu, bazen bir damla çiğ ;çünkü o gün bugündür terazi şaşırdı ve KADInın gözleri kör, kulakları sağır, kalbi işlemez olmuştu...
SON GÜN: Günler günler takip ede dursun Plüton cüce gezegen ilan edilsin, dünyanın/eğlencenin devri daimi, devam etsin. Sonra sonra çok çok sonra günlerden bir gün/Kıyamet günü....
Kadın sofrayı kurdu, adam yemeği hiç beğenmedi ve kadına ağzından köpükler saçarak bağırmaya başladı. Sofrayı öfkeli elleriyle dağıttı, çocuğa okallı bir tokat vurdu ki çocuk duvara çarptı, ağlaya ağlaya köşesine sindi...Kadın ilk defa susmadı, çocuğu kurtarayım derken adamın hışmına uğradı. Erkek kadına nankör deyip kadını tekmelemeye başladı.. İşte o zaman anladı kadın bütün gerçekliği, Erkeği nasıl vezir? ettiği gözlerinin önünde bir film şeridi gibi geçerken... Önce çiçekleri ezmişti adam, sonra çiçeği dalından kopartmıştı, sonra serçenin şarkısını yarıda kesip serçeyi vurmuştu, sonra da kediye nankör deyip kediyi tekmelemişti... KADInın boğazına sarıldı adam ve elindeki bıçağı kadının karnına bir kaç kez sapladı saplamasına ama hıncını alamayıp duvardaki tüfeği aldı, tüfeğiyle kadını vurdu. Kadın bütün acılarından kurtulup son nefesini verirken radyodan ince bir beste yankılanıyordu...
Te ez kuştim…
Te ez kuştim nesrînê.....
Her yer kan revan içindeydi ve kan her yere hakim oldu... Gök sustu, melekler ağladı, eller açıldı semaya ve Tanrı hıçkıra hıçkıra ağladı, kustu.. Çünkü bir kadın vurulmuştu ve Tanrı ancak kendisine en yakın insan olan bir kadının vurulmasına ağlardı. Ağlamalar müziğe, müzik bulutlara karıştı ve gözyaşı yağmur olup yağdı. O bugündür yağmurlar yağar...Tanrı'nın gözyaşları....
Te ez kuştim…
Te ez kuştim nesrînê
Dilêm dixwaze te bibînê
Kulîlka sor û şînê
Te ez pîr kirim lê dînê
Çavreşê…
Çavreşê dilgeşê
Ru wek stêrka bineqşê
Rojrengê çavreşê
Li ber mala me dimeşê
(Beni öldürdün
Beni öldürdün Nesrin’im
Gönlüm seni görmeyi istiyor
Kırmızı ve yeşil çiçek
Sen ihtiyar ettin beni delim
Karagözlü
Karagözlü temiz yürekli
Yüzü yıldız nakışlı
Güneş renkli karagözlü
Evimizin önünden geçiyor)