Esas adı Gonzales, ama bölümde herkes ona yağcı Gonzales diyor. Zaten „Yağcı Gonzalez“ demesen kimse tanımıyor. Bölümde kendisine ustabaşı etiketi verildiği için bazen kendini Napolyon da sanıyor. Hiçbir yasal hakkı olmadığı halde herkes sabah erken saat 6.00’da gelir kartını basar, o bir saat gecikmeyle saat 7.00’de gelir kartını basar. “Niye geç geldin” diye sorana da “Ben ustabaşıyım onun için” der. Bu cesareti de kendisine yağcılık payesi olarak ustabaşı etiketini veren personel bürodan aldığını biliyoruz, ama bir şey yapamadığımızı anlayınca da canı nasıl istiyorsa öyle davranıyor.
Yağcı Gonzales’in her gün işe bir saat geç gelmesi bir yana gelince de kartını basar basmaz etrafına topladığı yağcı ve ispiyoncu takımını alır ve kahve otomatında onlara da birer kahve çektikten sonra direk mola odasına gider, dakikalarca orda oturur, sonra saat 8.00’e doğru ancak gelir elini işe verir.
Banttan bir iki paket indirdikten sonra bu defa bölümden gelip geçenleri iş olsun diye tutarak onlara aklına ne geliyorsa sorar, maksat oyalanıp saat doldurmak tâbi. Bir süre de kendisini öyle oyalar, sonra kısım müdürü gelene kadar oyalanacak bir şey bulur. O gelince hemen gider otomatta bir kahve de kısım müdüre getirir, birlikte bir süre de orada zaman doldurur, ki bölümde oluşturduğu ispiyoncu takımından aldığı bilgileri müdürün avucuna koyup istemediği arkadaşların ayağını kaydırsın.
Epey bir süre de müdürün bürosunda müdürle oyalanarak saat doldurur taaa ki kahvaltı veya öğle yemeği saati gelene kadar. Bu rutin olarak her gün böyle devam edip gidiyor. Tâbi bilinçli olarak idare tarafından destek gördüğü için böyle yapıyor. Sonra ustabaşı olmasına rağmen hiçbir şeyden anlamaz, zaten anlaması da gerekmiyor. Bölümdekiler hakkında olur olmaz şeyler söyleyip onlar üzerinde baskı kurdurtması yetiyor...
Ganzales’in bir huyu var, ölse de doktora görünmezdi. Sebebi ise iş aksamasın yeter. Kendisi doktorlara görünmediği gibi gideni de kınayarak “Delimisiniz de doktora görünüyorsunuz. Doktorlar insanda hastalık peyda ederler ki para kazansınlar“ diyerek doktora gitmelerine de engel olurdu.
Geçen hafta sabah vardiyasında işe geldik, ama saat 10.00 olmasına rağmen Gonzales hala ortalıkta yok. Tabii ister istemez merak ettik, patronun gözüne girmek için olmadık takla atan Gonzales neden işe gelmedi, diye. Sonunda öğle yemeği saatine doğru hanımı telefon ederek „Gonzales kalp krizinde öldü“ dedi.
Hiç kimse oralı bile olmadan çalışmaya devam etti...