2023 yılından 2024 yılına girmeye günler hatta saatler kala acıyla kıvrandığımız bir dünyadan kurtulmak ve insanca yaşayabilmemiz için birbirimize olmadık dileklerde ve temennilerde bulunduk. Güzeldi, haksız da değildik hani. Her yönüyle acı içinde kıvrandığımız bir yaşamdan ve bir dünyadan kurtularak "Hadi olmadıysa 2024 te insanca yaşayalım bari" demek için umutlu olmak gerekliydi önce...
Bu dilek ve temennilerimizin ardından 2023'ü uğurlayıp yeni gelecek olan 2024'ü karşılamak için varımızı yoğumuzu da son kuruşuna kadar harcayıp bir güzel de kutlayarak eğlendik mi? Eğlendik Allah var. Her şey karşısında sızlanan bir toplum olmamıza rağmen eğlencemizden geri adım atmadık. Belki hepimiz yapamadık, yapmadık ama çoğumuz da yaptık inkâr etmeyelim...
Sonundan girdik mi 2024 yılına? Girdik. Ne değişti? Hiçbir şey değişmedi. Savaşlar, kan, gözyaşı, açlık, yoksulluk ve işsizlik aynı şekilde at başı gitti ve gidiyor. Ama alışmışız işte yeni bir şey olsun da nasıl olursa olsun. Aklı başında insanlar hariç kimse çıkıp da "bu çekilmez dünyadan nasıl ve ne şekilde kurtulacağız, ya da nasıl çıkılır" demedi demiyor...
Evet, görüyorsunuz gelen yeni yılla hiçbir şey değişmedi. Her şey bıraktığımız yerden olduğu gibi devam ediyor. Böyle de sürüp gidecektir bir zaman. Bunu tersine çevirecek yegane güç emekçilerin mücadelesidir. Ama bu mücadeleyi de istenilen seviyeye çıkarmak için daha çok çalışıp emek vermemiz lazım...
Emekçilerin sınıf örgütleri var ama istediğimiz topyekûn bir mücadeleyi ayağa kaldırıp yönetecek bir güçten henüz yoksunlar, durum böyle olunca da mücadeleye daha çok emek vermemiz gerekiyor. Maalesef her şey istediğimiz zaman hemen hayata geçmiyor işte. İstemek umut etmek güzel ancak hiçbir şeye emek verilmeden kesinlikle elde edemiyorsun sorun burada...