On binlerce yol haritası var… Her yol haritası, kendine özgü enstrümanlarla çevrilidir. Bu enstrümanlarla tanışılır, kaynaşılır ve onun bir parçasına dönüşülür. Mesela saz kursuna giden birey, tel, akort, ozan, türkü, nota gibi enstrümanlarla tanışır, kaynaşır, onun bir parçasına dönüşerek, ozan, türkücü olma sıfatını kazanır. Burada belirleyici faktör, emektir, emek yoğunluğudur. Ozan sıfatlığının derecesi, harcadığı emek ile doğru orantılıdır. Yüzme kursuna giden birey, su havuz, deniz, mayo gibi enstrümanlarla tanışır ve kaynaşarak yüzücü sıfatını kazanır. Mühendisliğe giden, tıp okumaya giden, muhasebe okuluna giden, hukuk okuyan, duvar ustası olan, demirci, aşçı, terzi, berber, mobilyacı, çiftçi, bunların sayısını sonsuza dek uzatabiliriz.

***

Her bir olgunun, bir yol haritası olduğu, her yol haritasının kendine özgü enstrümanlar içerdiği ve bu enstrümanların bir karakter şekillenmesine yol açtığı tezi, iyi anlaşılmalıdır. Yol haritasındaki bireylerin uzmanlık derecelerinin, emek yoğunluğu ile doğru orantılı olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Her sonuç, yol haritasının bitim noktasıdır. Her bitim noktası, yeni bir yol haritasının da habercisi ve başlama noktasıdır. Her yeni yol haritası iki kavşaklıdır. Olguyu daha üst boyuta taşıyan ve olguyu daha alt boyuta taşıyan olarak sınıflanır. Eğer bir önceki yol haritası, yoğun emek olgusu verimli bir hale sokuyorsa, üst boyutlanır. Tam tersi, yani, yoğun emek olguyu verimsiz kılıyorsa, alt boyutlanır. Alt boyut, yansıma olarak, bireyin (toplumda olabilir) yaşam standartlarını alt basamağa düşürmesi ile sonuçlanır. Üst boyuttaki yansıma, tam tersi olan, yaşam standartlarının ivme kazanmasıdır.