İnsan çözemediği sorunlar karşısında bunalır ve insanın tepkisi bazen de kendine yönelir. Mazoşizm, insanın kendine yönelttiği tepkiyle başlar. Daha ilerisi intihardır. Japonların intihar yöntemi, harakiriydi! Savaşları da ben harakiri olarak görüyorum; ama bu savaş harakirisi ne yazık ki tek taraflı da değil ve sadece tek tek bireylere ilişkin de değil!
21. yüzyılda olmamıza rağmen, dünyamız savaş sarmalından çıkamadı, çıkamıyor! Dünya nüfusunun yarısının toplam gelirinden daha fazla gelire sahip 60 aile var. Tek başına bu gerçek bile dünyadaki dengesizliği ve hastalıklı yapılanmayı gözler önüne sermeye yeter! Silah tekelleri, ilaç tekelleri, petrol tekelleri, gıda tekelleri, uyuşturucu baronları ve insan ticareti, fuhuş ağı ve organ ticareti gerçeği oldukça nüfus planlanması ve doyumsuz kâr hırsı; savaşlarla sağlanacak demektir! Şimdi korkunç tehlikeli bir silah daha eklenmiş olabilir: salgınlar!
Nasıl bazı insanlar kendine eziyet ediyorsa, bazı toplumlar da öyle. Buna yol açan etkenler de var tabi. Toplumun kendini ileriye taşıyacak gücü bulamaması, yaratamaması. Toplumsal yenilgiler art arda gelmiş ve cehalet organize edilmişse, orada çürüme başlar ve çaresizlik koyulaşır!
Mazoşizm, nasıl tek tek bazı bireyler de görülebiliyorsa, bazı bağnaz gruplarda da, hatta bazı ülkelerde de görülebiliyor. Hele taassup ve ırkçılığın kavurduğu ülkelerde bu durum, ölümcül bir hal alabiliyor! Savaşa sokulan toplumlarda bu durum çok net görülüyor. Nazi Almanyası, bu cehennemi çok belirgin olarak yaşadı ve dünyaya da yaşattı.
Yoksul kitlelerin özgürlük alanları yok. Ne sanat ne edebiyat, ne bilim ne kültür! Ne sinema ne tiyatro, ne müzik ne resim galerileri… Okuma yok, tartışma yok! Ne söyleşi ne forumlar…
ZAMAN VE SONSUZLUK
Darwin’in ufkunun yetmediği zamanları biliyorum
Havanın ve Havva’nın olmadığı çağları
Yağmur ormanları daha yokken, çok önceleri
Yağmurun olmadığı zamanları
Büyük patlamadan sonra cehennemi balçıkta
Fokur fokur fokurdamaları ve çok sonralarını
Ondandır, yanıktır ayaklarımın dibi
Yüreğimde yanardağ alevleri
***
Ey insanoğlu!
İki ayaklı atalarınız yokken
Örtünecek incir yaprakları bile yokken
Sizlerden çok önceleri, çok öncelerini
Tek hücreli canlıları gördüm
Ey beynindeki nöronları kurumuş softalar!
Sonsuzluktan habersiz yaratıklar!
Dünyaya at gözlüğüyle bakanlar!
Yüzünüze gamze olayım diye gelmedim!
***
21. yüzyıldayız öyle mi?
Neler gördüm ben, neler?
***
Milyon milyon yıllar öncesi ses ve ışık
Semanın olmadığı zamanları biliyorum
Darwin’in sokulamadığı zamanları
Einstein’in gözlerinin kamaştığı zamanları
Yok solucan deliğiymiş, yok tavşan deliğiymiş!
Ne yıldızlar ne gezegen ne kara delik
Büyük patlamadan sonra
Muhteşem ışımalar
Ve hunharca bir curcuna
Canlılığın boy verdiği bulamaçta
Milyonlarca yıldan bu yana
Baş döndürücü bir hız vardı ve karmaşa
Ve milyonlarca yıl sonrasında
İnsanoğlu, ey insanoğlu!
Olacaksa, dizginsiz bir parlama
Yakıcı ve güzelim bir kamaşma
İlla aşklardan yana ve mutlaka!
AYDIN ALP / ŞİİR GERİLLASI (J&J ARALIK 2023)
Yazının devamında buluşmak dileğiyle sevgiler, saygılar…