Z Kuşağı, empati duygusu çok zayıf ve kendilerinden başkasına duyguları kapalı bir kuşak ne yazık ki! Genellemeler, her zaman istisnaları yok sayar! Z Kuşağı’nda yer alan ve toplumsal yapının rengini vurduğu bencillik ve umursamazlık çemberini aşmış; duyargaları dünyaya açık, sıkı okuyan ve çok duyarlı bir azınlık da vardır! Evet, niceliğin niteliği dibe çekme özelliği vardır; ama niteliğin de niceliği geleceğe taşıma potansiyeli ölümsüzdür! Her zaman bu böyle olmuştur! Hayat, bir bayrak yarışıdır ve hayat, her zaman ileriye taşınır! Güzellikler ve daha daha doyumlu güzellikler, hep ileridedir.

Bizim kuşak; toplum için ölümü göze alan bir kuşaktı, cesur ve fedakâr bir kuşaktı. Ve darbelerle yok edildi. Yeni kuşak; toplumsal yapımızın dayattığı sevgisizlik, bencillik, adaletsizlik, hukuksuzluk, eşitsizlik, riyakârlık, din bezirganlığı ve her türden nobran davranış kalıplarıyla kuşatılmış bir kuşaktır. Üretimden kopuk, geleceğe güven duymayan, boşlukta, bencil, anlayışsız, bireysel ve mutsuz; yer yer de hırçın; zehir zıkkım bir karışım!

Erk tarafından yok edilen 1968 ve 1978 Kuşakları; okuyor, yaşamı sorguluyor, insanları ve toplumları için bütün varlıklarını ortaya koyuyorlardı. Ülkeleri ve insanlık için ölümü göze almışlardı. Nitekim de egemenler tarafından öldürüldüler. Ne yazık ki bizim gençlik dünyamızdaki başkalarını düşünmek duygusu, pek yok artık!  O güzel dünya, o yeşil halı; ayaklarımızın altından çekildi. Şimdi tekellerin kirli elleri, insanların boğazında. Temiz hava almak bile zor bu beton yığınlarına gömülen kentlerde! Evet, biz yok edildik ve kirlettiler dünyamızı! Gemisini kurtaran kaptan bencilliği kasıp kavuruyor ortalığı. Bırak gemiyi, gemiciği de emekçilerin kurtaracakları ayakkabıları bile yok üstelik!

“Schopenhauer’in, bu dünyada hiçbir şey bizim istememize, uğraşmamıza ve savaşmamıza değmez sözleri, romantik kötümserliği bize en iyi şekilde açıklar.”   “Bu ideolojik ve toplumsal psikolojik ‘iklim’ örneğin, Franz Kafka’nın yapıtlarını 20. Yüzyıl kültürünün en önemli sanatsal fenomenlerinden biri yapmaya yetmiştir. Kafka’nın kendi bireysel fizyolojik ve psikolojik özelliklerinin ya da kendi kötümser dünya görüşüne yol açmış anlamıyla ilgili değildir bu sadece. Kafka’nınkine benzer bir alınyazısı olmuş, yaşamın darbelerine uğramış insanlara her zaman rastlanabileceği gibi, bu kimseler arasında yazar ve sanatçı olanların sayısı da az değildir.” Prof. Moıssej Kagan (Güzellik Bilimi Olarak Estetik ve Sanat)

ŞİİR GERİLLASI!

“Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu!”

Köroğlu

Kendimi şimdi

Köroğlu gibi hissediyorum!

İcat edilmişti ya demirin deliklisi

Almış başını yürümüştü ya pusu geleneği

Dolu gözlerle her an tetikte

Sinsi bir düzende

Hedefte

Ve diken üstünde bir Köroğlu

Dizginsiz yüreğimle işte öyle!

***

Kaderim, kederimdir

Gözyaşlarım

İçime akıyor şimdi

Tuzlu sularıyla

Yakıyor yüreğimi!

***

Ah, biz yaşarken çağ eskidi!

Mertliğin yerine namertlik geldi!

***

Gücün ve paranın borusu ötüyor

Sırtımı dayayacağım civanmert bulamam

Kimler derse desin tamam

Umurumda bile değil!

Ben hiçbir koşulda namert yaşayamam!

***

Ben şimdi

Tek kalmış da olsam

Geleceği

Dünyaya parmak ısırtacak halkım ey!

Güzeller güzeli şarkılara sarılırım

Hüznün doruklarında ve bir başına

Şiirler sürülü, bu şair yüreğimle

Şiir gerillası, bu şair yüreğimle

Ben hiç kimsesiz sayılır mıyım?

AYDIN ALP/ ŞİİR GERİLLASI (J&J Aralık 2023)

Yeni kuşaklar; toplumu Alaskalılar mı ele geçirmiş, yoksa Uzaylılar mı istila edecek? Emin olun, umurlarında değil! O idealist kuşaktan biz arta kalanların, aldığımız darbelerden, kafamızı koruyacak saçlarımız bile kalmadı! Ne diyeyim? Belki de sadece kendilerine dönük olan bu yeni kuşaklarla bir şeyler elde edilecek, edilecekse!

Toplumsal duygumuz, birlik olmak değil; kamplaşmak, ayrışmak, ötekileşmek gibi negatif duygular üzerine kurulmuş! Bizim ortak acılar ve sevinçlerimiz çok az! Yukarıdan aşağıya ayrışmak pompalanmış toplumun üzerine. Şimdi ekonomik sorunlar, kitleleri zorunlu olarak bir araya getiriyor! Sorunlar bir ve sorunları yaşayanlar da öyle! Sorunları yaratanlar ve kitlelerin karşısındaki bir avuç paragöz ve çapulcu zümre de bir! Bu durum, artık netleşiyor! Belki ilk kez, aşağıdan yukarılara sirayet edecek bir baskı oluşuyor! Ve umarım bu durum, demokrasiye çıkılacak basamakları oluşturur. Ve umarım benim de ömrüm yeter özgürlükleri yaşamaya! Sevgiler, saygılarımla… AYDIN ALP