2023 Şubat depremi, 11 ilimizi kötü vurdu. Bazı illerimiz neredeyse yok oldu. Ölmüşlerimize rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun. Böylesi bir acıyı, Allah bir daha yaşatmasın! Evet, çok yıkıcı iki deprem ve üst üste geldi. Hiç beklenmez değildi ama! Bütün insanların eli yüreğinde. Kentlerimiz aynı dayanıksızlıkta ve aklı başında hiç kimse de deprem riski yok diyemez? Allah korusun insanlarımızı! Yoksullukla boğuşurken, depremlere karşı kim önlem alacak?

Biz kendi içine kapanma dönemindeyiz. Kim ya da kimler güçlüyse, onların borusu ötüyor. Baronlar ve mafya, ortalıkta pervasızca cirit atıyor! Ülkede nasıl otoriter bir iktidar varsa, iktidardan on yıllardır alaşağı edildiği halde, muhalefette de bir “iktidar odağı” var! Muhalefetteki iktidar odağının iktidarlık refleksi, mayıs seçimlerinib yenilgisine ve ardından “birlikteliğin” yerle bir olmasına yol açtı. Değişim ve yenilik, zamanı gereksinir. Toplumun da hiç zamanı yok ama!

Siyasal iklim; üretimi de, aynı zamanda bireyin özgürlüğünü de etkiliyor. Toplumsal iradenin kıskaca alındığı bir yerde, bireysel özgürlükler olmaz. Ve özgürlüklerin olmadığı yerde ekonomiyi geliştirmek, söz konusu bile olamaz! İşte felaket de bu gerçeklikte yatıyor!

Tarım ve hayvancılık, yok olma sürecinde. Sanayi orta ölçekte ve dışa bağımlı bir üretim var. Petrol zengini bir toplum da değiliz. Tüketim pompalanan bir toplumda, üretimi sınırlı bir ülkeyiz. Bir de dışarıdan akın akın gelen insanlar var.  Ve on yıllardır çözümleyemediğimiz, kangrenleşen sorunlarla boğuşuyoruz. Kahredici koşullarda, topluma yarınlar için bağnazlık aşılanıyor! Yoksullara bu dünya haram, mükâfatı öte dünyadadır anlayışı kabul ettirilmek isteniyor! Halbuki bütün dinler, yoksullardan yana ve yoksulların dini olarak ortaya çıkmış. Ve bütün dinleri zenginler, yoksulların sırtına binme aracına dönüştürmüş! Amaç, soygun düzenini gözlerden uzak tutmak. Zorbalık, asla sürgit olamaz. İnsanların özgürce ve halis olarak Allah sevgisini de, dinin gereklerini de yaşaması istenmiyor!  Daha önce de söylemiştim ve yeniden diyorum işte. Herkesin her şeyi bildiği, ama kimsenin de hiçbir şey yapmadığı bir ortamdayız. Elimizde sihirli bir değnek bile olsa, sorunlarımız bugünden yarına çözümlenemeyecek boyutlara ulaştı! Çünkü on yıllardır yönümüz, sorunları çözme doğrultusunda değil. Son yıllarda hele toplumsal birliktelik değil, her bakımdan ayrışma ve çatışma körüklendi! Yangına benzinle gitme tavrı yani! Toplumsal yapımız çözülüyor! İpi koparılmış ve taneleri ortalığa dağılmış tesbih gibiyiz!

Vurgun üzerine kurulan düzenlerde, insanlar zapturapt altına alınacak mecralara kanalize edilir. Sürüleşme arttıkça da nitelik marjinalleşir. Otoriter ülkelerde, seçim bile düzeni meşrulaştırmak için vardır. Seçim sonuçları, önceden bilinemez mi diyorsunuz? Adaletin ve hukukun olacağı bir zeminde bir üretim seferberliği, yakıcı bir gerçeklik olarak duruyor. Ve kendi söylediğime kendim de inanmıyorum! Kimler bunu yapacak ki?

KIZIL GEMİ

Yüreğim, kızıl bir gemi

Yelkenleri, ruhumla şişiyor

Deprem dalgalarıyla şimdi

Varsın çalkalansın dursun da!

Ah, kardeşlerim enkaz altında!

Haberler, ağlatır oldu beni

Şarkılar, katıla katıla

Gördüklerim, yakıyor yüreğimi

Ey, taş bağırlı dünya!

Bir ömre, bunca acı yetmez mi?

Nasıl bir zamandır bu böyle?

Doğduğumuz, nasıl bir ülke?

Acılar, acılar üstüne...

Yüreğim, kızıl bir gemi

Yelkenler, ruhumla fora

Koordinatları, vahşet ülkesi

Rotası, özgür ve ferah bir dünya

Gerekçesi ne olursa olsun!

Tereddüt edersem, lanet olsun bana!

26 Şubat 2023

AYDIN ALP / ŞİİR GERİLLASI (J&J ARALIK 2023)

NOT: Hukuksuzluğun zehirli ortamı, zombiler üretiyor! Soğuk havada, iyilik olsun diye taksiye aldığı genç, taksiciyi öldürüyor. Öldürdüğü adamı sonra da tokatlıyor: “Kimseye güvenmeyeceksin!” diyor. Görüntüler, insanın kanını donduruyor! Yarabbim, insanlar ne hale gelmiş? Emin olun, bu insan kılığındaki cani, daha önce de birçok insanın canını yakmış olmalı! Ve kim bilir, bunun gibi ne çok yaratık dolaşıyor aramızda? İnsan olmaktan utanır olduk! Ve tanımadıklarımızdan da korkar olduk! Güvensiz ortam ve gelecek kaygısı, insanın sağlığını ve psikolojisini bozuyor!

Son dönemde artan şiddet olayları, gerçekten, toplumsal ölümün alarm çanlarıdır! Allah, yardımcımız olsun. Bir an evvel bu boğuntulu tünelden çıkmayı diliyorum.

Ara tatilin bittiği ve ders zilinin çaldığı bugünde, kahredici koşullarla boğuşan eğitim camiasına başarılar diliyorum.

Sevgi, dayanışma, iyilik, güzellik, mertlik ve adil olma gibi insanı insan eden, yüce değerleri çoğaltan bir toplumsal yapılanmamız olsun diyorum.  Yepyeni ve iç açıcı bir yazıda buluşmak dileğiyle sevgiler, saygılar…